1 1. GİRİŞ 1.1 Problem Gerçekçi sanatçılar, yeni oluşan ile yok olup ...
1 1. GİRİŞ 1.1 Problem Gerçekçi sanatçılar, yeni oluşan ile yok olup ...
1 1. GİRİŞ 1.1 Problem Gerçekçi sanatçılar, yeni oluşan ile yok olup ...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
<strong>1.</strong>2. İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nde (1942 - 1948)<br />
Nedim Günsür, 1942 yılında İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’ne girmiştir.<br />
Ayan bu süreci şu sözleriyle anlatmaktadır:<br />
“Nedim Günsür Akademi’nin kapısından giriyor; deniz karşısında... İki<br />
yandan dönerek tırmanan ahşap merdivenlerin ikinci katta bağlandığı sahanlığın<br />
iki yan duvarında asılı duran Batı resim sanatının iki büyük ustasının; Francisko<br />
Goya’nın - IV. Charles A<strong>ile</strong>si - <strong>ile</strong> Diego Velazquez’in - Breda’ nın Teslimi -<br />
resimlerine göz attıktan sonra Bedri Rahmi Atölyesine yöneliyor. Atöl<strong>yeni</strong>n bir<br />
duvarında bir minyatür en yalın biçimleri, en canlı renkleri, en anlamlı nakışları,<br />
göz nurunu, el emeğini, Anadolu’yu mekana taşıyor” (Bkz. Ayan, 2006: 9).<br />
Nedim Günsür’ün öğrenciliğinde, Güzel Sanatlar Akademisi’nin sanat eğitimi,<br />
1930’lu yıllarda Türkiye genelinde başlatılan “eğitim seferberliğinin” devamı<br />
kapsamında, 1936’da Resim Bölümü Şefliği’ne Leopold Levy, Heykel Bölümü<br />
Şefliği’ne Rudolf Belling ve Mimarlık Bölümü Şefliği’ne Bruno Taut’ un getirilmesi <strong>ile</strong><br />
<strong>yeni</strong> bir döneme taşınmıştır. Temelde eğitim ise, önceden de olduğu gibi, obje, heykel,<br />
canlı model, doğa gözlemine dayalı kroki, eskiz ve etütlerle devam etmektedir. Nedim<br />
Günsür de hocası Bedri Rahmi’nin yol göstermesi sayesinde, gördüklerini, izlenimlerini<br />
resim kuralları çerçevesinde çalışmıştır. O yıllarda Tophane, at arabaları ve<br />
nalbantlarıyla hareketli bir semttir. Günsür, günlerce nalbantların arasında, nalbantların<br />
ve atların desenlerini çizer. Çizdiği desenlerdeki figür anlayışı, siyah – beyaz dengesi<br />
hocası tarafından beğenildiğinden, Günsür yaptığı resimlerin değerine inanmaktadır.<br />
Dönemin anlayışı olarak, resmin dilini öğrenmek için en sağlıklı yöntem “doğadan” ve<br />
sanat tarihinin başyapıtlarından yola çıkarak mesleğin “sırlarını” çalışarak keşfetmektir.<br />
Nedim Günsür de bu açıdan bu sırrı çabuk keşfedenler arasında görülmüştür. Dönem<br />
eğitim anlayışı, harfleri bilmeden yazı yazılamayacağı gibi, resmin dilini iyi<br />
öğrenmenin gerekliliğidir. Bedri Rahmi Eyüboğlu, atölyesindeki sanat eğitiminde,<br />
sezgi, sevgi ve çalışmanın en az bilgi ve birikim kadar önemli olduğunu söyleyip resmin<br />
alfabesini kendi sanatsal deneyimlerinden yola çıkarak, şair yanını da ortaya koyacak<br />
biçimde, iki dizede formüle ederek öğrenc<strong>ile</strong>rine aktarır:<br />
“...dört küheylan çeker arabamızı; biri çizgi, biri leke, biri benek, biri renk...”<br />
19