27.06.2013 Views

1 1. GİRİŞ 1.1 Problem Gerçekçi sanatçılar, yeni oluşan ile yok olup ...

1 1. GİRİŞ 1.1 Problem Gerçekçi sanatçılar, yeni oluşan ile yok olup ...

1 1. GİRİŞ 1.1 Problem Gerçekçi sanatçılar, yeni oluşan ile yok olup ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Nedim Günsür, üslup sorununa sadece özgün bir resim dili oluşturmak olarak<br />

bakmamış, aynı zamanda resmine bir içsel derinlik kazandırmayı amaçlamıştır. Sürekli<br />

dışa değil, içe vurmanın derinliğinin peşinde olduğu gözlemlenmektedir. İçsel derinlik<br />

iki açıdan Günsür resminde önem taşımaktadır. Birincisi içsel derinlik olmadan kendini<br />

ve de toplumu anlatıp, yorumlayamayacağını düşünmektedir. İkincisi, içsel derinlik<br />

olmadan üslup sorunun biçimsel nitelikten <strong>ile</strong>riye gidemeyeceğine inanıp, biçime<br />

verdiği önemi her zaman vurgulamaktadır. Günsür’ün resmindeki özenli işçilik ve<br />

kusursuzluğa yaklaşan bitiş sürecine karşı, resmi bitmişliğin kopukluğundan kurtaran da<br />

bu içsel derinlik olmaktadır (Gönenç, 1989: 87).<br />

Günsür, yapılmış olan bir minyatür ya da folklorik kökenli resimden kaçınır.<br />

Amacın, araç olamayacağı ayrımındadır ve bu aşamada minyatürün ne düzeninin ne de<br />

görsel dilinin araç olamayacağını bilir. Aynı zamanda Levni, Nakkaş ve Osman gibi<br />

minyatür ustalarının yapıtlarını izleyerek, kendi geçmişini sorgular. Bu noktada<br />

“Bayramyerleri, Lunaparklar, Panayırlar” gündeme gelmektedir. Bir bakıma “Çatılar,<br />

Antenler, Sokaklar” da, bu açıdan, bu geçmişi temalaştırmanın uzantıları durumundadır.<br />

Resimlerinde önce üsluba (1) yani resmin “biçimsel ve tematik” öğelerinin birleşimine<br />

bakıldığında, Günsür’ün neleri resmettiği açıktır. Bunlar gecekondular, kırdan kente<br />

göçler, bayramyerleri gibi konular olarak ortaya çıkmaktadır. (2)<br />

Konusu içerisinde, ilk olarak renk, hacim ve ışık gibi uygulamalar <strong>ile</strong> dikkat<br />

çekerek, biçimsel öğeleri yapılandırdığı ve böylece devinim (hareket) ilkesini temel<br />

aldığı görülmektedir. Örneğin, bir tepenin üzerinde dağıtılmış küçük noktalar halinde<br />

gecekondular, Mondrian’ın bazı resimlerindeki küçük geometrik lekelerde olduğu gibi,<br />

devinimin neredeyse öz’üne, soyut ve derin yapısına kadar uzanmakta ve orada,<br />

figüratif özelliklerinden kopmadan, sürekli bir hareket halinde görünmektedir. İşte bu<br />

devinim, Günsür’ün resminin temel ilkesi olmaktadır(Yavuz,1991: 98). Biçimsel<br />

öğelerin düzenlenişinde, bu öğeleri soyut geometrisine indirgemeden figüratif <strong>ile</strong> soyut<br />

arasındaki sınır bölgede kaldığı; soyut <strong>ile</strong> somutun tam geçişme noktasında bulunduğu<br />

görülür. Özellikle “Çatılar, Antenler” resimlerinde bu olgu açıkça görülebilmektedir.<br />

Günsür’ün önce çizgi, sonra çizgi ve yüzey geometrisiyle birlikte resmin düzenini<br />

(1) Hadjinicolau’nun deyimiyle, üslup yerine “görsel ideoloji”. (Hadjinicolau, 1998).<br />

(2) Bunlar Nedim Günsür’ün değişik dönemlerde tekrar ele alıp işlediği <strong>yeni</strong> resimler ürettiği konulardır.<br />

36

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!