1 1. GİRİŞ 1.1 Problem Gerçekçi sanatçılar, yeni oluşan ile yok olup ...
1 1. GİRİŞ 1.1 Problem Gerçekçi sanatçılar, yeni oluşan ile yok olup ...
1 1. GİRİŞ 1.1 Problem Gerçekçi sanatçılar, yeni oluşan ile yok olup ...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
kazandıkları söylenebilmektedir. Günsür’ün sanatın “kendi doğasında” bir simgecilikten<br />
söz etmesinin altındaki anlam bu noktayı içermektedir.<br />
Nedim Günsür için içsel derinlik, görsel bir dil olarak yarattığı dünyayı;<br />
sessizliğin sesini, sadece teknik olarak değil, kendi iç dünyasının sesleriyle de<br />
derinleştirmektir. Resmin görselliği <strong>ile</strong> sanatçının düşünce ve duyarlılığı ayrılmaz bir<br />
bütün oluşturmalıdır. Resmin içeriğiyle özdeş bir iç dünya derinliği Günsür’ün<br />
vazgeçilmez uygulamasıdır. Bu uygulamada, resmettiği temadan da önemli olan,<br />
sonuçta kendi tavrını ortaya koyan, kendini ve toplumu anlatıp yorumlama eylemidir.<br />
Çocukluk ve gençlik dönemlerini yadsımaması ve kullanması nedeniyle, resimlerinde<br />
geçmiş ve an iç içeliği, yarattığı gökyüzlerinde ve simgesel ışıklarda görülmektedir.<br />
Günsür, bu iç içeliği, resmin düşünce boyutu için vazgeçilmez olarak<br />
değerlendirmektedir. Bu noktada <strong>yeni</strong> ve kendine özgü simgesel ışıklarda, suları ve<br />
gökyüzünü bir düşünce alanına çeviren bir teknik ve duyarlık göstermiştir.<br />
2.3. Edebiyat ve Resim İlişkisi<br />
Nedim Günsür’ün sanatsal yöneliminde, yaşanan dünya ve toplum onun resim<br />
üretimlerini besleyen en önemli bölümdür. Diğer bir önemli bölüm ise edebiyattır.<br />
Edebiyat ilgisinin somut ilk örnekleri kitap kapağı tasarımları şeklinde ve ilk<br />
olarak öğrencilik yıllarında görülmektedir. 1945 yılında tasarlamış olduğu Karacaoğlan<br />
ve Melih Cevdet Anday’ın “Yörük Mezarlığı”(Resim:8) isimli kitapları karşılaşılan ilk<br />
örneklerdir. Kitaplarla başlayan bu ilginin ardından Nedim Günsür’ün edebiyatçılarla<br />
kurduğu yakın dostluğun bir getirisi olarak bundan sonraki süreçte kitap kapakları için<br />
özel tasarlanmış çalışmaların yerini, yapmış olduğu resimlerin kitap kapağı olarak<br />
kullanılması almıştır. Sabri Altınel’in “İnsanın Değeri” (1955), Yılmaz Güney’in<br />
“Boynu Bükük Öldüler” (1971), Tomris Uyar’ın “Ödeşmeler ve Şahmeran Hikayesi”<br />
(1973), Julius Fuçik’in “Darağacında Röportaj” (1974), Yazarlardan Seçme Çocuk<br />
Öyküleri “Bayram Gömleği” (1979), Fakir Baykurt “Kaplumbağalar” (1980), IFAD’ın<br />
“Açlığa Yoksulluğa Savaş Açan Bir Kurtuluş” (1989), Yılmaz Güney’in “Sanık”<br />
(1989), Turgay Gönenç’in “Kuşların Göçerken Çizdikleri” (1994), Fakir Baykurt’un<br />
39