24.12.2014 Views

turan-dursun-kulleteyn

turan-dursun-kulleteyn

turan-dursun-kulleteyn

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

de... Bulaşan kesimi tahtaya silerken birden bir acı duydu. Kıymık<br />

batmıştı eline. Kıymığı çıkardı. Yeri kanadı. Bu kez kan oraya -<br />

buraya bulaştı. Şalvarını giydi. Ve çıktı. Olanların en kötüsü,<br />

"şeriat"in bok yığınına gitmiş olmasıydı. Çok mutsuzdu. Deliye<br />

dönmüştü üzüntüsünden. Ne yapacağını da bilemiyordu. Ahmet'le<br />

karşılaştı. Ağlamaklı ve içlenmiş olarak durumu anlattı. Ahmet<br />

üzülmemesini söyledi. Sonra dolanıp dereye indiler. Derenin bir<br />

yanında ayrıca açılmış koca bir çukur. Yukarıdan, ayakyolunun<br />

deliğinden dökülenler için.. Her yanı kaplıyor sinekler. Cennetlerinde.<br />

Sınırsız ve koşulsuz özgürlük içindeler. Yönetimlerinin her kesiminde<br />

bağımsızlar. Dışkı yığınının ortasında, çevresinde örtüler, yukarısında<br />

bulutlar oluşturmaktalar. Küme küme, tek tek, çift çift konup konup<br />

"Şeriat" de işte orada. Yığının üzerine dikine düşmüş.<br />

Yarı açık. Yarısına dek gömülmüş. Şimdi iş, onu çıkarmakta. Nasıl<br />

Birer ağaç buldular. Biri bu yanda, öbürü Öbür yanda karşı karşıya<br />

geçtiler. Ağaçlan uç uca gelecek biçimde uzattılar.<br />

- Şu yana şu yana, uzat, daha uzat!<br />

- Benimki kısa gelir.<br />

- Sen biraz daha yaklaş.<br />

- Dur hele, bekle!<br />

Yine kann ağnsı, yine tınğı tutmuştu. Hemen koştu. Koşarken<br />

şalvarını da çözmüştü. Derenin bir yanında sıyırır sıyırmaz çömeldi.<br />

Birazcık su geldi. Daha varmış gibi olduğu için kendini zorladı. Ama<br />

bi şey yok. Bağırsaklarda ne kalmıştı ki gelsin Kalktı. Bi daha<br />

gelecek gibi olduğundan hemen çöktü. Bi kaç kez yapü bunu. Uzunca<br />

kaldı orada. Ahmet bağırdı:<br />

- Ola senin bok ne geder (kadar) uzun sürir!<br />

- Neydim durmirki!<br />

- Çebik (çabuk)!<br />

- Gelirim!<br />

bağlamadan gitti. Bağlamadı çünkü bir daha çözmek<br />

zorunda kalabileceğini düşünüyordu. Bir eli şalvarında, öbür eline de<br />

çubuğu aldı. Ahmet'in karşısına geçti yine. Dışkı yığınının, "şeriat"in<br />

olduğu ucu, aralarında kalmıştı. Bir ayağını, yığının hemen kıyısında<br />

sertçe bulduğu bir yere bastı, bir ayağım da geride yerleştirdi, çubuğu<br />

60

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!