Bunun yerine 1948 yılında GATT ortaya çıktı. GATT’ın yürüttüğü bir dizi çok yanlıgörüşmeler sonucunda İkinci Dünya Savaşından sonraki dönemde gümrük tarifeleri önemli ölçüdeazaltılmıştır. Ancak tarifeler azaltılırken “görünmez engeller” yaygınlaşıyordu. 1973’lerden sonra isedünyada koruyuculuk akımları yeniden egemen olmaya başladı. Buna “yeni korumacılık” adı verilir. İleridegörüleceği gibi, bu dönemde korumacılık gümrük tarifelerinden çok gönüllü ihracat kotalarına ve ötekigörünmez ticaret engellerine dayanıyordu.Nihayet 1994’de sonuçlanan Uruguay Toplantılarında ilk kez, tarifelerin yanında görünmez engellerinindirilmesi konusunda sınırlı da olsa bazı kararlar alınmış ve GATT anlaşmasını kapsayan Dünya TicaretÖrgütü kurulmuştur.IV. Dış Ticarette Korumacılık:Serbest ticareti savunanların görüşleri uluslararası uzmanlaşmanın yararları üzerine toplanmıştır.Buna göre fiyat mekanizmasının serbest işleyişi optimum kaynak dağılımını sağlar, dünya üretiminimaksimuma ulaştırır, bu da bütün ülkeleri yararlandırır.Koruyuculuk ise kaynakların etkin dağılımını bozar. Çünkü rekabet fikrini baltalar, üretimdeayrıcalıklar sağlayarak işadamlarının yenilikler peşinde koşmalarını engeller, onları tembelliğe ve durgunluğasürükler. Korunacak sanayi dallarının seçimi de ekonomik nedenlere dayanmaz, özel çıkar grupları, siyasalağırlıklarını kullanarak hükümet kararları üzerinde etkili olurlar. Ayrıca, bir sanayinin korunması ötekilerinaleyhine olur ve onların da koruma istemelerine yol açar. Yani “koruma korumayı gerektirir”.Koruyuculuk daima monopolu besler. Koruma duvarları altında bazı büyük firmalar, küçükişletmeleri endüstriden kovarak veya kendilerine katarak kolayca tekelci durumuna gelebilirler.Serbest ticaret, piyasa mekanizmasının işleyişine dayandığı için bürokrasiyi ortadan kaldırır. Oysakoruyucu önlemlerin uygulanması çok karmaşık bir bürokratik bir mekanizmayı gerektirebilir. Bu da kaynakisrafına yol açar, rüşvet ve yolsuzlukların ortaya çıkmasına neden olabilir.Dış ticarette koruyuculuğu savunanlar çok çeşitli faktörler üzerinde dururlar. Bunların bir bölümü,ulusal güvenlik, iktisadi kalkınma, stratejik ticaret politikası ve dampingin önlenmesi gibi haklı görülebileceknedenlere dayanır.1) Ulusal Güvenlik:Bir savaş sırasında, ekonomik maliyeti ne olursa olsun, ulusal savunma endüstrilerine sahip bulunmakgerekir. Bu bakımdan, ulusal savunma ile doğrudan ilgili olan endüstrilerin kurulması ve geliştirilmesinde dışkorumaya gerek vardır.Aslında Adam Smith bile “savunma zenginlikten daha önemlidir” diyerek ulusal savunma amacıylakoruyuculuğu kabul eder.2) Genç Endüstri Tezi:Bu görüşe göre, ilerde gelişip karşılaştırmalı üstünlüğe sahip olacak endüstriler optimum üretimdüzeyine ulaşıncaya kadar gümrük tarifeleriyle dış rekabete karşı korunmalıdırlar. Bu yapılmazsa, yabancıfirmaların rekabeti, daha çocukluk çağında gelişme fırsatı bulamadan onları boğacaktır.Genç endüstriler tezinde dikkati çeken bir nokta, koruyuculuğun sürekli değil, geçici olduğudur.Koruma, endüstriye çocukluk çağını atlatıncaya kadar zaman kazandırmaya yarar. Maliyetlerin düşmesi içselve dışsal ölçek ekonomileriyle açıklanır. Koruyuculuğun sağlandığı şemsiye altında üretim hacmigenişledikçe, işçiler işi yaparak öğrenirler, daha gelişmiş teknikleri kullanmak olanağı doğar ve yönetimbilgisi ilerler. Bunlar içsel ölçek ekonomileridir.Bunlardan ayrı olarak, endüstrideki firma sayısı arttıkça, teknik bilgi alış verişi hızlanır, kalifiye işçisağlanması kolaylaşır ve ulaştırma, haberleşme, bankacılık vs. gibi alt yapı tesisleri tamamlanır. Firmadışarıdan sağlanan bu gibi yararlara da dışsal ölçek ekonomileri dendiğini biliyoruz.Endüstride üretime ufak bir ölçekle başlanır ve diğer kapasite artırılır. Buna göre, ilk aşamada üretimhacminin OM 1 olduğunu kabul edelim. Uzun dönem ortalama maliyet eğrisi ise UDOM’dir; P 1 ilk üretimmaliyetini, P 2 de dış rakiplerin satış fiyatlarını (dünya firmaları) ifade eder. Endüstriyi korumak için P 1 P 2tutarında bir gümrük vergisi koymak gerekir. Üretim hacmi ancak OM 2 ’yi aştıktan sonra, yerli üreticileruluslararası piyasalarda rekabetçi duruma geçebileceklerdir. Dolayısıyla bu aşamaya kadar gümrüktarifelerinin giderek azaltılması ve o noktada kaldırılması gerekir.36
FiyatMaliyetP 1UDOM’UDOMP 20 M 1 M 2 Üretim Hacmi— Grafik 5–1: Genç Endüstri Tezi -Ana sanayileşme stratejileri açısından bakılırsa genç endüstriler tezi “dinamik karşılaştırmalıüstünlükler”e dayanmakta ve ihracata yönelik kalkınma modellerine uygun bulunmaktadır. Bu sanayileşmestratejisine göre her endüstrinin değil, yalnızca gelişme potansiyeline sahip olanların seçilip korunmasıgerekir. Bu görüşün savunuculuğunu Almanya’da Friedrich List ve ABD’de, zamanın Maliye BakanıAlexander Hamilton yapmıştır.Bir kere, gelecekte verim artışı sağlanabilmesi için endüstrilerin geçiminde doğru kararlar vermekgerekir. Hangi endüstrilerin ölçek ekonomisi yaratacağı ve maliyetlerdeki uzun dönemli değişme seyri doğrutahmin edilebilmelidir. Oysa söz konusu tahminlerde hata yapma olasılığı oldukça yüksektir.Diğer bir olasılıkta şudur: İlk tahminler doğru yapılmıştır, endüstri ölçek ekonomisi sağlayabilecek veortalama maliyetlerini dünya fiyatlarının altına indirebilecek bir potansiyele sahiptir. Fakat girişimciler,korumaya bağlı olarak elde ettikleri yüksek kârlar dolayısıyla, maliyetleri düşürmek için gerekli çabayıgöstermezler. Ya da maliyetler düşürülmüş olmakla birlikte, girişimcilerin maliyet düşüşünü fiyatlarayansıtmayıp yüksek kârlar şeklinde kendilerine alıkoymaları sonucu, iç fiyatlar dünya fiyatları düzeyineindirilmez. Bu durumda doğaldır ki ülkenin dış piyasalara açılması gerçekleşemez.Korunan endüstrilerde maliyetlerin düşürülmemesi veya malların sürekli olarak dünya fiyatlarınınüzerinde satılması, yurtiçi tüketicilerinin refah kaybına uğraması demektir. Diğer yandan, üretimde optimumetkinlik sağlanamadığı için de ülkenin kıt kaynakları israf edilmiş olur.3) Stratejik Ticaret Politikası:Bu görüşe göre sanayileşmiş bir ülke, korumacı önlemlerle, gelecekteki hızlı büyümesi için kilit kabuledilen yarı geçişkenler, bilgisayar, iletişim araçları ve benzeri endüstrilerde karşılaştırmalı üstünlükyaratabilir.Kısacası, stratejik ticaret politikası tezine göre, ekonomide kilit endüstrilerin özendirilmesidolaysısıyla sağlanan dışsal ekonomilerden bütün ülke yararlanır ve böylece de gelecekteki büyümeolanakları artırılır. Görüleceği gibi, bu politika bir anlamda yukarıda incelenen genç endüstriler tezinebenziyor; ama onun gibi kalkınmakta olan ülkeler için değil, sanayileşmiş ileri ülkeler için geliştirilmiştir.Ayrıca, ondan farklı olarak ileri teknoloji endüstrilerine de uygulanır. Bazı iktisatçılar, II. Dünya Savaşındansonra Japonya’nın sanayi ve teknoloji alanındaki başarısını büyük ölçüde, uyguladığı stratejik sanayi ve dışticaret politikasına bağlarlar.4) Dampinge Karşı Koruma:Hemen hemen tüm ülkelerde yasalar dampingin önlenmesi için anti-damping vergilerinin konulmasınıöngörür.37