21.12.2022 Views

Lamure Dergisi 11

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

DÜŞ ÇINARININ GÖLGESİNDE

-Beylerbeyi Günlükleri–

Nurettin Durman

25 Mayıs 2015, Pazartesi, 23.57

Günün hareketi bir Üsküdar dolaşması oldu. Yedi İklim dergisine

14. 30 civarında vardığımda Şeref Akbaba bir sandalyeye

oturmuş, karşısındaki kameraya bakıyor. Diyanet TV için Ramazan

programı çekimi var. Daha önceden Mustafa Toprak ile görüştüğümüzde

istişare ederek oruç hakkında, Ramazan hakkında bir söyleşi

demişti. Bugün için kararlaştırıldı ve Yedi İklim dergisinde buluştuk.

Oraya vardığımda Ali Haydar Bey köşesine çekilmiş. Demek ki onun

çekimi bitmiş. Şeref Hoca güzel ve anlamlı bir konuşma yaptı, öğretmen

vasfı da olunca rahat konuşuyor, bizim gibi değil haliyle. Onun

çekimi bitince sıra bana geldi. Mustafa’ya yahu ben iyi konuşamam,

benim bir yazım var onu okuyayım o olmazsa bir Naat okuyayım

dedimse de olmadı. Sanki ben diğer arkadaşlar gibi düzgün ve ritimli

konuşabiliyormuşum gibi sevgili Mustafa Toprak soruyu sormaya

başladı…

alıp toplantının olduğu otele gittik. Saat 14.00’te başlaması gereken

program devletlilerin gecikmesi ile geç başlamış oldu. Çevre Bakanı

İdris Güllüce, Ümraniye Kaymakamı, Ümraniye Belediye Başkanı

Hasan Can, Ak Parti Ümraniye İlçe Başkanı, protokol konuşmaları

derken zaten geç başlayan program uzamış oldu. Üç dalda jüri üyelerinden

hazır bulunanlar oturup öylece konuşmaları dinledik. Ödül

beratlarını, bakan, kaymakam, belediye başkanı, ilçe başkanı, yani siyasiler

bir coşku içinde yarışmacılara verdiler. Bir de mansiyon alanlar

sahneye davet edilince iş uzayacak, benim de 17.00 sıralarında

Üsküdar’da olmam lazım. Cahit Bey’e dedim ki ben gidiyorum, Üsküdar’da

olmam lazım. Nurullah Genç daha program başlamadan işi

var diye gitmişti. Cahit Bey’e ve gene şiir jüri üyesi Prof. Dr. Mustafa

Uzun Bey’e, Allah’a ısmarladık diyerek salonu terk ettim.

İki minibüs ile Adem Turan ile buluşma yerine geldim. Ümraniye

çıkışında mezarlık durağında buluşup Üsküdar’a indik arabasıyla.

İskelenin oralarda Şakir Kurtulmuşu alıp Kadıköy İmam Hatip

Lisesinin yolunu tuttuk. Saat on altıda şiir akşamı düzenlemişler.

Bir sahne kurmuşlar okulun bahçe tarafındaki giriş kapısının önüne.

Teşkilat tamam. Dinleyiciler yerlerini almışlar. Tabii çoğunluğu

lise öğrencisi oluyor. Kadıköy Kaymakamı gelmiş, İlçe Milli Eğitim

Müdürü ve yardımcısı teşrif buyurmuşlar. Velilerin de geldiğini söylediler.

İlk defa böyle bir şiir etkinliği düzenliyorlar. Zaten okul da

yeni yapılmış ve açılmış. 2013 yazıyor. Yatılı öğrencileri var. Güzel

bir bina yapmışlar.

Eski ramazanlar, köydeki bir bayram sabahı komşuların akrabaların

damda toplu olarak yaptığımız bir bayram yemeği anımı anlattım.

Biz çocukların keyfini da kattım olayın içine harika bir şekilde o

günkü çocukluğuma döndüm. Sonrası yetişkin hayatımda şair dostlarla

Beylerbeyindeki arkadaşlarla, dostlarla olan iftar muhabbeti falan

sanıyorum bir beş dakikayı bulabildim ancak…

Ahmet Haksal bilgisayarın başına oturmuş oradan bize laf atıyor.

Bir de çay ikramı oldu simit eşliğinde… Mustafa Toprak benim

Öksüz Çocuklar Galerisi kitabımı pek sevmiş. Bir hayli eski tarihte

kitabı almış ve bugün için de yanına almış imzalatmak için… İmzaladım

tabii bu genç yetenekli delikanlı için kitabımı. Hayırlı bir ömür

dileğiyle olsun. İnsanların gönülleri şad olsun istiyorum. O da bana

ve diğer dostlara çıkardığı deneme kitabını imzalayıp takdim ediyor.

“Bırakın Yürüsün Serçeler” deneme kitabının ismi oluyor…

Memnun oluyoruz tabii. Yazmak ve yayınlamak çok önemli oluyor

hayatımızda…

26 Mayıs 2015, Salı, 23.16

Ümraniye Belediyesi 11. Şiir, Hikâye ve Resim yarışmasında dereceye

girenlere bir otelde ödül töreni yaptı. Bir araçla beni, rasathanede

Hüsrev Subaşı ve Ata İkide ikamet eden Cahit Koytak Beyleri

Sırasıyla ben, Şakir Kurtulmuş, Adem Turan, Şeref Akbaba, Akbaba

bu okulun öğretmeni aynı zamanda, Nurullah Genç ve son olarak

Recep Garip şiirlerimizi okuduk. İyi karşılandı, alkışlarını esirgemediler

öğrenciler ve diğer dinleyiciler. Öğretmenler ile çay içtik

sohbet ettik, yemek ikram ettiler, akşam namazını eda edip müsaade

istedik. İki genç ile sohbet ettik. Şiire, edebiyata eğilimi, merakı olan

iki genç…

Bunlar güzel şeyler tabii. Bir de bahçedeki ağaçlar büyürse harika

bir yer olacak bu mekânlar. Bir de iyi öğretmenler ile iyi bir eğitim

verilirse bu genç beyinlere çok güzel olacak. Öğretmen Ahmet

Demirel ile Veysel Akdoğan Hocalarda bu eğitim kurumunda görev

yapıyorlar…

10

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!