You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
LAMURE MİZAH
Göksel ERKILIÇ
İçgüdüme soruyorum karar vermek için, içgüdüm hep şunu
söylüyor bana: “Ben bilmem sen bilirsin.”...
* * *
Türkiye maganda teröründe dünya şampiyonuymuş... Aman
magandalarımız duymasın silahlı kutlama yaparlar!
Güven çok önemli bir konu, maalesef bazılarımızda tükenmiş
vaziyette. Asansör beklersin, yanınızdaki sana güvenmez, senin
bastığın düğmeye bir kez daha basar. En yakın katta ki asansöre güvenmez,
bir de diğer tüm asansörleri de düğme aracılığıyla kendisine
çağırır. Otobüste bu kişiler sana ineceklerini söyler ve düğmeye
basmanızı rica eder. Daha sonra ayağa kalkar ve senin bastığın
düğmeye tekrar da bulunur. Siz de bu tiplere karşı iç sesinizi “play”-
lersiniz…
* * *
* * *
Bir söz vardır: “Kan rüyayı bozar.” diye... Bence hepsi bozmaz...
Rüyayı bozmayanlar kan grupları: ABRH+, ARH+ kanlar rüyayı
bozmaz...
* * *
Bilinmiş bir sözümüz şudur: “Doğru söyleyeni dokuz köyden
kovarlar.” Şimdi bu söz eğer doğru ise ben yalancıyım... Çünkü daha
hiçbir köyden kovulmadım, acaba ben çok mu yalan söylüyorum?
* * *
Otel reklamlarında insanları etkilemek için şu söze başvurulur,
“500 yataklı, bir hektara kurulu otel.” Şahsen bu gibi tümceler beni
hiç etkilemez ve o oteli tercih etmemde hatırı sayılı bir sebep olmaz.
Çünkü bana sadece bir yatak kâfidir, hepsinde yatmaya çabalamam
çok saçma olur. Ayrıca Hektar olsa ne olur olmasa ne olur, sadece
bir yataktır bana yeterli olan...
* * *
Bizde “Cehenneme git!” yetmez “Cehennemin dibine git!”
olur… “Boyun posun devrilsin.” kesmez “Boyun posun devrilsin,
altında kal e mi!” olur. “Uyuz ol e mi!” yetmez “Allah sana uyuz
versin de kaşınacak tırnak vermesin!” e dönüştürülür. “Başına taş
düşsün!” yetmez “Anne kadar başına taş düşer inşallah, ne var!”
olur. “Vapur yanaşmadan atlarken vapurla iskele arasına düşesin!”
kesmez “Vapur yanaşmadan atlarken vapurla iskele arasına düşesin,
kafan patlaya beynin döküle!”ye zorlanır. “Sonsuza dek yaşayasın!”
kesmez “Sonsuza dek yaşayasın tüm sevdiklerinin öldüklerini göresin!”
olur. “Allah cızırtını vermesin!” diye ergen beddualar da vardır,
anlamsızdır ve etkisizdir. Bunu neden yazdım, beynime fazla yüklenince
cızırtı sesler geldi… “Allah seni davul etsin!” yetmeeeeezzz
“Allah seni davul etsin, beni de tokmak!” olur…
* * *
Fransız’lar inanılmaz dakiklerdir... Saati sorsanız, “On dördü
iki geçiyor” derler... Ne diye iki dakikasını işe karıştırıyorsun ki,
direk “Saat on dört” desene... Bak biz ne güzel söylüyoruz, “Saat kaç
birader? “Sekize geliyor!” “Sağ ol...” Biz de hep saatler “geliyor”dur...
Ayrıntıya takılmayız... “Ne zaman buluşacağız?” “Üçü kırk bir geçe
buluşuruz.” Böyle cevap mı verilir Fransız? Ne bu ya allasen! Biz
olsak, “Dört gibi oradayım.” deriz. Buna cevaben “Yani kaç geçe
gelirsin?” dedirtmezsin bu cevapla, “dört gibi” dedik ya!
* * *
Soruyorsun adama, “N’aber?” diye. O da sana, “N’olsun” diye
cevap veriyor. Bir umutla bir daha soruyorsun, “Nasıl gidiyor?”
diye. O da sana, “Nasıl gitsin?” diyor. Anlıyorsun ki kendi iradesinin
olmadığını ve kendisini sana teslim ettiğini. Sen ne dersen onu
yapacak… Ne mi yapmalısın bu insana karşı istikamette topuklamalısın!
Sorumluluk iyi bir şey değil!
* * *
Bizler çok oturaklı insanlarız… Oturmak bizde mühimdir...
Biz, işi gücü bırakır, birbirimizi “oturmaya bekleriz.” Ne kadar oturursak
oturalım, karşımızdakini bir türlü tatmin edemeyiz... Misal,
oturdun, yedin, içtin ve sohbet ettin... Kalkarken size şunu söylerler;
“Bu olmadı, oturmaya da bekleriz.” Ben bu eylemleri ayakta mı yaptım?
Acep ben oturaklı bir insan türü değil miyim? Bizde bir de şu
söz vardır; “kişiliği oturmuş”... Onlar nasıl bir insan türüdür derseniz,
“oturmasını kalkmasını bilen” insanlardır... Bizler oturmayı ne
de çok seviyoruz yahu!
* * *
“Babanın kanını yerde koma oğul!”
“Kaç kere yerleri silicem ana!”
“Babanın kanını yerde koma oğul!”
“Haaaaaa! Öyle desene!”
58