01.06.2017 Views

Gabriel Garcia Marquez - Yuzyillik Yalnizlik

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

elini uzatıp oğlanı yokladı. Gerçekten afallamış olmalı ki, Aman<br />

Tanrımdan gayrı söz çıkmadı ağzından. Jose Arcadio iliklerinin<br />

köpürüp kabardığını duydu. Belli belirsiz bir ürküntüye kapıldı ve<br />

hıçkıra hıçkıra ağlamak geldi içinden.<br />

Kadın hiçbir imada bulunmadı. Ama Jose Arcadio bütün gece kadını, kadının koltuk<br />

altlarından yükselip kendi<br />

tenine işleyen kokuyu arandı durdu. Kadın hep kendi yanında olsun, ona<br />

analık etsin, kilerden hiç çıkmasınlar ve kadın hep Aman Tanrım desin<br />

istiyordu. Bir gün daha fazla dayanamayıp kadının evine gitti. Oturma<br />

odasında ağzını hiç açmadan aval aval oturup resmi bir ziyarette bulundu. O<br />

anda kadını hiç arzulamıyordu. Kadını bambaşka buldu, kokusunun yarattığı<br />

hayalle uzaktan yakından ilişkisi olmayan bir başkasıydı sanki. Jose Arcadio<br />

kahvesini içip sıkıntıyla çıktı evden. O gece, gözüne uyku girmeyen korkunç<br />

saatler boyunca yabanıl bir istekle yeniden arzuladı kadını, ama bu kez<br />

kadını kilerdeki gibi değil, o günkü haliyle istiyordu.<br />

Günler sonra beklenmedik bir anda kadın onu annesiyle oturduğu evine<br />

çağırdı ve iskambilleri gösterme bahanesiyle oğlanı yatak odasına götürdü.<br />

Sonra öylesine pervasızca yokladı ki oğlanı, ilk ürperti geçtikten sonra<br />

delikanlı, hayal kırıklığına uğradı; duyduğu, zevkten çok korkuydu. Kadın,<br />

o gece gelip kendisini görmesini söyledi. O da, dizinde derman kalmadığını<br />

bildiği için bir an önce paçayı kurtarayım diye peki dedi. Ama o gece,<br />

ateşten tutuşan yatağında dönüp dururken, beceremeyecek olsa bile, yine de<br />

kadına gitmeden edemeyeceğini anladı. Karanlıkta kardeşinin dingin soluğuna,<br />

bitişik odadaki babasının kuru öksürüğüne, avludaki tavukların tıknefesine,<br />

sivrisineklerin vızıltısına, yüreğinin gümbürtüsüne ve o zamana kadar hiç<br />

farketmediği bir dünyanın koşturmasına kulak kabartarak elyordamıyla giyindi,<br />

uyuyan sokağa attı kendini. Đçin için, kadının dediği gibi kapının kilitsiz<br />

değil, üstelik kol demiri vurulmuş olsun istiyordu.<br />

Ama kapı açıktı. Parmağının ucuyla itti kapıyı, menteşelerin boyun bükerken koyverdiği<br />

hüzünlü ve belirgin inilti, delikanlının içine buz gibi yankılar<br />

saldı. Ses çıkarmamaya çalışarak yan yan süzülüp içeri adımını attığı<br />

anda, o koku çarptı burnuna. Kadının üç erkek kardeşinin hamak kurup<br />

yattığı sofada duruyordu hala. Karanlıkta hamakların yerini kestiremiyor,<br />

yanlış bir yatağı kerteriz almamak için elyordamıyla yatak odasının kapısını<br />

arıyordu. Kapıyı buldu. Ama sandığından daha alçak olan hamak iplerine<br />

takılıp sendeledi ve o ana kadar horuldamakta olan adam uykusunda bir yandan<br />

öte yana döndü, Günlerden çarşambaydı, diye sayıkladı.<br />

Jose Arcadio, yatak odasının kapısını iterken, kapının düzgün<br />

olmayan yer döşemesine sürtünmesini engelleyemedi. Zifiri karanlıkta,<br />

yolunu hepten kaybettiğini anlayıverdi. Daracık odada kadının anası,<br />

kızkardeşi, kızkardeşinin kocasıyla iki çocuğu ve kadın<br />

yatıyordu, ama belki de o odada değildi. Koku evin her yanını sarmamış<br />

olsa, kokuya göre yönünü bulurdu, ama kadının kokusu,<br />

tıpkı kendi tenine işlediği gibi, evin köşe bucağına da olanca keskinliğiyle<br />

işlemişti. Jose Arcadio, olduğu yerden kıpırdamadan nasıl olup da böylesine<br />

boş bulunduğunu, kendini kapıp koyverdiğini düşünürken, parmaklarını iyice

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!