01.06.2017 Views

Gabriel Garcia Marquez - Yuzyillik Yalnizlik

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

kokusundan geçilmeyen bahçeyi gezip gördüler. Sonra beyaz çarşafla üzeri<br />

örtülmüş bilinmedik icadı görmek için salonda toplandılar.<br />

Bataklığın öteki köylerinde piyano görmüş olanlar, piyanoyu andıran bu<br />

aleti görünce hayal kırıklığına uğradılar. Ama Amaranta ile Rebeca dans<br />

etsinler diye makineyi kuran Ursula'nın hayal kırıklığı, makine çalışmayınca<br />

hepsininkinden beter oldu. Kocamışlıktan eli ayağı tutmaz, gözü görmez<br />

olmuş Melquiades, sonsuz aklının hünerlerini kullanarak makineyi<br />

işletmeye çalıştı. Sonunda Jose Arcadio, laternanın orasını burasını<br />

kurcalarken, sıkışmış olan yerini kazara harekete geçirmeyi becerdi ve önce<br />

bir gürültü, ardından karışık notalar halinde müzik duyuldu. Ters bağlanmış<br />

ve gerektiğince ayarlanmamış yaylara vuran tuşlar, sonunda pes etti. Ama<br />

denizi bulacağız diye Batı yönündeki dağları aşmayı göze alan yirmi bir<br />

gözüpek insanın soyundan gelme gençler, bu ezgiler karmaşasının sarp<br />

kayalıkları önünde pes etmediler ve dans sabaha dek sürdü.<br />

Pietro Crespi, laternayı onarmak için yeniden geldi. Rebeca<br />

ile Amaranta, yayları düzene koymasına ve birbirine giren ezgileri<br />

ayırmasına gülücükleriyle yardımcı oldular. Onların bu hali öylesine hoş ve<br />

saftı ki, sonunda Ursula, başlarını beklemekten vazgeçti.<br />

Pietro Crespi'nin gideceği akşam, onun onuruna laternalı bir parti<br />

düzenlendi ve Crespi, Rebeca ile modern danslardaki ustalığını kanıtladı.<br />

Arcadio ile Amaranta da onlardan aşağı kalmıyordu. Ne var ki, bu güzel<br />

gösteri yarıda kesildi; çünkü dans edenleri kapıdan seyredenler arasındaki<br />

Pilar Ternera, Arcadio'nun kadın gibi popolu olduğunu söylemek cüretini<br />

gösteren bir kadınla saç saça, baş başa kavgaya tutuştu. Geceyarısına doğru<br />

Pietro Crespi, göz yaşartıcı bir konuşma yaparak ve kısa zamanda döneceğine<br />

söz vererek veda etti. Rebeca onu kapıya kadar geçirdi. Pencereleri,<br />

kapıları kapatıp ışıkları söndürdükten sonra da odasına çıkıp ağlamaya<br />

koyuldu. Nedenini Amaranta'nın bile bilmediği bu bitip tükenmez ağlama<br />

günlerce sürdü. Rebeca'nın bu içe kapanıklığı şaşılacak şey değildi. Cana<br />

yakın ve içten görünmesine rağmen içe dönük bir kızdı, yüreğinden geçenleri<br />

kimseye açmazdı.<br />

Uzun, sağlam kemikli, sağlıklı bir genç kız olduğu halde,<br />

ilk gelişinde yanında getirdiği, yıllardır çivi üstüne çiviyle pekiştirilmiş<br />

ve artık kolları kopmuş salıncaklı sandalyeden bir türlü vazgeçemiyordu.<br />

Koskoca kız olduğu halde, parmağını emme huyunu bırakmadığını bilen yoktu<br />

neyse. Bunu kimseye göstermemek için ikide bir banyoya kapanmayı ve yüzü<br />

duvara dönük yatmayı alışkanlık edinmişti. Yağmurlu ikindi saatlerinde<br />

arkadaşlarıyla begonyalı terasta oturup nakış işlerken, solucanların<br />

kabarttığı toprak kümelerine gözü ilişince konuşmayı izleyemez olur, gözünün<br />

pınarından bir damla sıla özlemi yüklü yaş dökülürdü. Yıllar öncesi<br />

portakallar ve reçellerle altedilip unutulmuş olan gizli tatlar, Rebeca<br />

ağlamaya başlar başlamaz bu istek önünde durulmaz bir güçle su yüzüne çıktı.<br />

Yeniden toprak yemeye başladı. Đlk seferinde, aklını çelmeyi önleyecek en<br />

iyi çare olarak iğrenmeyi gördüğü için sırf meraktan yedi toprağı.<br />

Gerçekten de ağzındaki toprak tadı iğrenç geldi başlangıçta. Ne var

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!