01.06.2017 Views

Gabriel Garcia Marquez - Yuzyillik Yalnizlik

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ermiş oldu. Konuklar, onun sanatından çok benliğindeki ikileme<br />

hayran kaldılar. Gülüp eğlenmekten hoşlanan, çocuksu halli bu<br />

genç kızın ciddi bir iş yapamayacağı sanılıyordu. Oysa piyanoya<br />

oturduğunda, Meme bambaşka bir kız oluverdi. Birden olgunlaşıp<br />

büyümüş gibiydi. Ama, Meme her zaman böyleydi. Aslında büyük<br />

hevesi ya da yeteneği yoktu. Salt annesini kızdırmamak için kendini<br />

katı disipline sokmuş, çok çalışmış ve en yüksek notları almıştı.<br />

Onu bir başka dalda eğitselerdi, sonuç yine aynı olacaktı. Meme<br />

daha çocukluğundan beri Fernanda'nın sertliğinden, ya hep ya hiç<br />

ilkesine dayanan kararlarından çok çekmişti. Bu yüzden salt annesinin<br />

gazabına uğramamak için, piyano derslerinden çok daha büyük özverilere de<br />

katlanabilirdi. Diploma töreninde eline tutuşturulan yaldızlı, Gotik<br />

harfleriyle yazılı kağıdın, kendisini ailesinin dediklerini yerine<br />

getirmekten çok, tatsızlık çıkmasın diye boyuneğdiği uzlaşmadan kurtaracağını<br />

düşünüyor ve bir kez diplomasını aldıktan sonra, inatçı Fernanda'nın da,<br />

rahibelerin bile müzelik bir fosil gözüyle baktıkları bu eski model piyanoyu<br />

unutacağını sanıyordu. Okulu bitirdikten sonraki birkaç yıl boyunca bu<br />

düşüncesinde yanıldığını sandı. Çünkü yalnızca evde değil, aynı zamanda<br />

bütün hayır kurumlarının gösterilerinde, okul törenlerinde ve Macondo'da<br />

kutlanan bütün ulusal bayramlarda kasaba halkının yarısını sıkıntıdan<br />

uyuttuğu halde, annesi kızının becerilerini değerlendirebileceğini sandığı<br />

her yeni gelen yabancıyı eve çağırmaktan usanmamıştı.<br />

Meme, ancak Amaranta ölüp de ev yeniden yasa büründüğü zaman piyanoyu<br />

kilitleyip anahtarı bir çekmecenin dibine atmayı başarabildi. Fernanda da<br />

anahtarı kimin, ne zaman yokettiğini öğrenince artık sinirlenmedi. Meme<br />

hünerini sergilemek için düzenlenen bu müzik gösterilerine de, derslerine<br />

katlandığı gibi çile doldururcasına katlanmıştı. Özgürlüğünün bedeliydi bu.<br />

Fernanda, Meme'nin uysallığından öylesine hoşnutluk, onun sanatının<br />

uyandırdığı hayranlıktan öylesine gurur duyuyordu ki, Meme'nin eve<br />

arkadaşlarını doldurmasına, akşamüstleri koruluğa gitmesine, Peder Antonio<br />

Isabel'in izin verdiği filmlere, Aureliano Segundo ya da güvenilir bir komşu<br />

kadınla gitmesine ses çıkarmıyordu. Meme'nin gerçek beğenileri, gerçek<br />

eğilimleri böyle rahat soluk alabildiği anlarda ortaya çıkıyordu. Genç kız,<br />

mutluluğu, disiplinin tam tersi olan uçta buluyor, gürültülü partilere, aşk<br />

dedikodularına, kız arkadaşlarıyla saatlerce kapanıp gizli gizli sigara<br />

içmeye ve erkekleri konuşmaya bayılıyordu. Yine böyle toplandıkları<br />

bir gün, ellerine şeker kamışı likörü geçirmişler, sarhoş olunca çırılçıplak<br />

soyunup bedenlerini birbirlerininkiyle karşılaştırmaya, göğüslerini,<br />

bellerini, kalçalarını ölçmeye başlamışlardı. Meme, içki kokusunu almasınlar<br />

diye naneli pastil çiğneye çiğneye eve geldiği akşamı hiç unutmayacaktı.<br />

Fernanda ile Amaranta, sofraya oturmuş birbirleriyle hiç konuşmadan yemek<br />

yiyorlardı. Meme onların yüzündeki şaşkınlığı ve üzüntüyü farketmeden masaya<br />

oturdu. Bir kız arkadaşının yatak odasında iki saat boyu gözlerinden yaş<br />

gelene kadar gülmüş, korkup ağlamış ve sonunda okuldan kaçıp annesine<br />

piyanoyu en iyisi tenkiye gibi kullanmasını söyleyebilecek kadar bir cesaret<br />

gelmişti yüreğine. Masanın başına oturdu, cankurtaran gibi gelen tavuk suyunu

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!