01.06.2017 Views

Gabriel Garcia Marquez - Yuzyillik Yalnizlik

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

kulakları halkalı Arapların papağanlarla incik boncuk trampa ederek<br />

dünyayı dolaştıkları ve Macondo'yu dünya kurulalıberi süregelen<br />

gezginliklerine mola verecek bir yer olarak gördükleri günlerde<br />

Türkler Sokağı ne durumdaysa şimdi de öyleydi. Yağmuru aşabilmiş<br />

olan mallar tezgahlarda dağılmış, kapıların üzerinden sarkan<br />

kumaşlar yer yer küflenmiş, tezgahları kurtlar kemirmiş, duvarlar<br />

nemden oyulmuştu. Yine de üçüncü kuşaktan olan Araplar, tıpkı<br />

babaları ve dedeleri gibi umursamaz, kaygısız, zamana ve felaketlere<br />

bağışık olarak, atalarının oturduğu yerde ve onların oturduğu<br />

biçimde oturuyorlardı.<br />

Uykusuzluk hastalığı salgınından sonra da, Albay Aureliano Buendia'nın<br />

otuz iki savaşından sonra da, bunlar hep böyle, canlı ya da cansız,<br />

oturmalarını sürdürmüşlerdi. Kumar masalarının, pide tablalarının,<br />

nişancılık pavyonlarının, düş yorumlayıp fal baktıkları geçidin yıkılıp<br />

dağılması karşısında güçlerini yitirmeyişlerine şaşıran Aureliano Segundo,<br />

her zamanki çekinmezliğiyle Araplara yanaştı, fırtınada sulara kapılıp<br />

sürüklenmemek için hangi gizemli kaynaklara dayandıklarını, boğulmamak<br />

için hangi şeytan icadına başvurduklarını kapı kapı dolaşıp sordu.<br />

Araplar kurnaz kurnaz gülerek ve gözlerini süzerek, ağız birliği<br />

etmişcesine aynı yanıtı verdiler: -Yüzerek.<br />

Yerliler içinde Arap yüreği taşıyan belki de tek kişi, Petra Cotes'ti.<br />

Ahırlarının yerle bir oluşunu seyretmiş, ambarının fırtınada<br />

yıkılışını görmüş, ama evini ayakta tutmayı başarmıştı. Đkinci yıl<br />

içinde Aureliano Segundo'ya üst üste haber salmış, Aureliano Segundo ise<br />

onun evine ne zaman gideceğini bilmediğini, ama ne zaman giderse gitsin<br />

yatak odasının yerlerine döşemek için bir sandık altın götüreceğini<br />

söylemişti.- Petra Cotes, bu felakete direnecek gücü bulmak için yüreğini<br />

kurcalarken, ta derinlerde anlamlı ve haklı bir öfkeyle karşılaşmış ve bu<br />

öfkeyle, aşığının har vurup harman savurduğu, sonra da tufanın sürükleyip<br />

götürdüğü serveti yenibaştan yapmaya and içmişti. Bu kararı öylesine kesindi<br />

ki, Aureliano Segundo son haberi aldığından sekiz ay sonra onun evine<br />

gittiğinde, kadını saçı başı darmadağınık, benzi yeşile çalmış, derisi<br />

uyuz lekeleriyle dolu bir halde, masanın başında harıl harıl eşya piyangosu<br />

bileti hazırlarken buldu.<br />

Aureliano Segundo bu durumu görünce afalladı. Petra Cotes de onun kir pas<br />

içinde olduğunu, suskunluğunu görünce, kendisini görmeye gelenin, büyük aşkı<br />

değil de, ikiz kardeşi olduğunu sandı.<br />

Aureliano Segundo, -Sen çıldırmışsın, dedi, -piyangoya hayvan kemikleri<br />

mi koyacaksın?<br />

O zaman Petra Cotes, ona yatak odasına bir göz atmasını söyledi. Ve<br />

Aureliano Segundo katırı gördü. O da tıpkı metresi gibi<br />

bir deri bir kemik, ama yine onun kadar canlı ve kararlı görünüyordu. Petra<br />

Cotes, katırı kendi gazabıyla beslemiş, saman, mısır ve kuru saplar<br />

tükenince, kendi yatak odasına alıp o tiril tiril keten çarşaflarıyla, Acem

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!