01.06.2017 Views

Gabriel Garcia Marquez - Yuzyillik Yalnizlik

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

alıktan birini satarak kitap için gereken parayı da sağladı.<br />

Melquiades'in gelişleri seyreldikçe seyreliyor ve öğle güneşinde gitgide<br />

daha uzak, daha silik görünüyordu. Bu arada Aureliano<br />

da Sanskritçe'yi ilerletiyordu. Aureliano, son gelişinde Melquiades'i<br />

göremedi, ancak odada bulunduğunu ve Singapur'un kızgın kumları üzerinde<br />

hummadan ölüm, diye fısıldadığını duydu. O günden sonra da toza, sıcağa,<br />

kurtlara, kırmızı karıncalara ve elyazmalarındaki bilgelikleri talaş tozuna<br />

döndürecek güvelere olan bağışıklığını yitirdi.<br />

Evde yiyecek darlığı yoktu. Aureliano Segundo'nun ölümünün ertesi günü, o<br />

saygısız çelengi getiren arkadaşlarından biri Fernanda'ya gelerek, kocasına<br />

olan borcunu ödemek istediğini belirtti.<br />

O günden sonra her çarşamba, bir çocuk, bir hafta yetecek yiyecekle dolu<br />

bir sepet getirmeye başladı. Bu yiyecekleri Petra Cotes'in gönderdiğini ve<br />

kendisini aşağılamış olan kişiye yardım etmekle, onu aşağılayacağına inandığı<br />

için böyle yaptığını kimse bilmiyordu. Petra Cotes'in Fernanda'ya duyduğu<br />

öfke, sandığından daha çabuk söndüyse de, Petra önceleri onurunu kırmamak<br />

için, daha sonra da onlara acıdığı için yiyecek göndermeye devam etti.<br />

Kimi zaman piyangoya koyacak hayvanı kalmıyor, kimi zaman<br />

kimse lotaryaya yüzvermiyordu. Öyle olduğu zamanlar, salt Fernanda aç<br />

kalmasın diye, Petra Cotes'in günlerce yemek yemediği oluyordu. Petra,<br />

Fernanda'nın cenaze alayını gördüğü güne kadar bunu sürdürdü.<br />

Santa Sofia de la Piedad için, evdeki kalabalığın azalması demek,<br />

yarım yüzyıldır köle gibi çalıştıktan sonra hakettiği dinlenme<br />

fırsatını bulması demekti. Aileye Güzel Remedios'un melek tohumunu ve<br />

Jose Arcadio Segundo'nun gizemli durgunluğunu katmış olan, bu duyguları<br />

açığa vurulmamış kadının ağzından bir tek gün yakınma duyulmamıştı. Bütün<br />

ömrünü içine kapanarak ve çocukları mı torunları mı olduğunu şaşırdığı<br />

çocukların yetiştirilmesine kendini adayarak geçirmişti. Ufak Aureliano'ya<br />

kendi çocuğu gibi bakmış, onun büyük ninesi olduğunu hiç bilmeden bağrına<br />

basmıştı. Santa Sofia de la Piedad'ın farelerin cirit attığı kilere yatak<br />

serip yatması, ancak o evin havası içinde aklın alabileceği bir şeydi.<br />

Kadıncağız bir gece karanlıkta birinin kendini gözlediğini sezerek<br />

korkuyla uykudan fırlamış, karnının üzerinde kocaman, zehirli bir<br />

yılanın dolandığını görmüş, bu olaydan da kimselere sözetmemişti.<br />

Ursula'ya söylemiş olsa, Ursula'nın onu koynuna alacağını biliyordu.<br />

Ama öyle günler geçiriyorlardı ki, verandaya çıkıp da avaz<br />

avaz bağırılmadığı sürece kimsenin kimseden haberi olmuyordu.<br />

Fırındaki hummalı çalışma, ardından savaşın şaşkınlığı, ardından<br />

çocukların bakımı derken, kimse başkalarının mutluluğunu düşünmeye<br />

fırsat bulamamıştı. Onu unutmayan tek kişi, yüzünü bile<br />

görmediği Petra Cotes'ti. Petra Cotes, Sanca Sofia de la Piedad'ın<br />

bir eksiği kalmamasına çalışıyor, sokağa çıkarken giyebileceği yeni<br />

bir çift pabucu, sırtına giyecek giysileri hep o düşünüyordu. Piyangoların

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!