01.06.2017 Views

Gabriel Garcia Marquez - Yuzyillik Yalnizlik

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

çekiciydi ki, Aureliano Segundo onu görünce, yarışmayı masada değil de<br />

yatakta yapmayı yeğleyeceğini mırıldanmaktan kendini alamadı. Daha sonra<br />

kadının, zerafetini hiç bozmadan, sofra kurallarına bütünüyle uyarak yarım<br />

danayı yediğini görünce, bu güzel, çekici ve doymaz filin, ideal kadın<br />

olduğunu inançla söyledi. Yanılmamıştı. 'Fil' denmezden önce de ünü<br />

duyulmuştu: 'Kemik kıran' diyorlardı. Oysa bu sözün aslı astarı yoktu. Fil,<br />

söylendiği gibi bir Yunan sirkinde halka gösterilen sakallı kadın ya da<br />

oburluk kraliçesi değil, bir şan okulunun yöneticisiydi. Çok yemeyi, evlenip<br />

çoluk çocuğa karıştıktap sonra öğrenmişti. Çocuklarına yok vitamindi, yok<br />

ilaçtı diye yapay birtakım iştah açıcılarla yemek yedirmekten kaçınmış,<br />

sağlıklı olabilmeleri için doğal bir iştah duymalarını sağlamaya çalışmış,<br />

bu yüzden de onlara örnek olayım diye kendisi oburluğa alışmıştı.<br />

Çocuklarına aşılamaya çalıştığı ve kendi uyguladığı yöntem, kişinin vicdanı<br />

rahatsa, yorgunluktan tükeninceye dek yemek yiyebilir ilkesine dayanıyordu.<br />

Hiçbir ilkesi olmayan, aklına estiğince oburluk eden adam diye bütün ülkeye<br />

ün salan Aureliano Segundo ile yarışmaya böyle ahlakçı bir görüşle ve<br />

sportmence heyecanla heveslenmiş, evini, okulunu bırakıp buralara gelmişti.<br />

Camila, Aureliano Segundo'yu ilk gördüğü anda, onun midesinin<br />

dayanıksızlığından değil, kişiliği yüzünden yarışı kaybedeceğini anlamıştı.<br />

Birinci gecenin sonunda Fil, hiç yılmadan yemeyi sürdürürken, Aureliano<br />

Segundo bir alay gevezelik ve kahkahayla kendini yormaya başlamıştı. Dört<br />

saat uyku molası verdiler. Uyanınca ikisi de kırkar portakal suyu, sekizer<br />

litre kahve ve otuzar tane çiğ yumurtayla kahvaltı ettiler. Uykusuz<br />

geçen ve iki domuz, bir hevenk muz, dört kasa şampanya tüketilen<br />

gecenin sonunda ikinci sabaha vardıklarında, Fil, Aureliano Segundo'nun<br />

farkında olmadan, sorumsuzluk gibi ters bir noktadan hareketle kendi<br />

yöntemini bulduğunu sezdi.<br />

Bu haliyle, Fil'in sandığından daha tehlikeliydi. Ancak, Petra Cotes<br />

sofraya nar gibi kızartılmış iki hindi getirdiğinde, Aureliano Segundo<br />

patlamak üzereydi.<br />

Fil, -Yiyemeyecekseniz, zorlamayın, dedi. -Berabere kaldığımızı ilan<br />

edelim.<br />

Bunu yürekten söylemişti. Çünkü kendisi bir lokma daha alırsa rakibinin<br />

ölümüne yolaçacağını anlıyor, bu yüzden yemek istemiyordu. Oysa Aureliano<br />

Segundo kadının bu sözünü bir meydan okuma olarak yorumladı ve<br />

kaldıramayacağı kadar fazla hindi yedi. Sonra kendini kaybetti. Ağzı<br />

köpekler gibi köpürerek, acı acı inleyerek, kemiklerle dolu tabağa yüzüstü<br />

kapandı. O büyük karanlığın içinde kendisini yüksek bir kulenin tepesinden<br />

dipsiz bir kuyuya atıyorlarmış gibi oluyordu. Bir an kendine geldi ve bu dibi<br />

gelmez düşüşün sonunda ölümün kendisini beklediğini farketti.<br />

-Beni Fernanda'nın yanına götürün, diyebildi.<br />

Arkadaşları onu eve taşıdılar, metresinin evinde ölmemek için<br />

verdiği sözü yerine getirmesine yardımcı olmanın rahatlığıyla bırakıp<br />

gittiler. Petra Cotes, onun gömülürken giymek istediği çizmeleri boyamış,

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!