01.06.2017 Views

Gabriel Garcia Marquez - Yuzyillik Yalnizlik

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

zorluk çekmeden yüksek sesle çevirmeye başladı. Bu yazılar, Melquiades'in<br />

olaylardan yüzyıl önce yazdığı ve en ufak ayrıntıya kadar her şeyi kapsayan,<br />

ailenin tarihçesiydi. Melquiades yazıları anadili olan Sanskritçe yazmış,<br />

çift sayılı dizeleri Đmparator Augustus'un gizli şifresiyle, tek soylu<br />

dizeleri de Lakedemonya askeri şifresiyle kodlamıştı.<br />

Aureliano'nun aklını Amaranta Ursula'nın sevgisine taktığı sıralarda<br />

çözmek üzere olduğu son şifre de, tarihçenin yazılış biçimiydi. Melquiades<br />

olayları alışılmış zaman düzeninde sıralamamış, yüzyıl boyunca olan günlük<br />

olayları öylesine biraraya toparlamıştı ki, olayların tümü aynı anda oluşmuş<br />

gibi görünüyordu. Bu buluşun büyüsüne kapılan Aureliano, Melquiades'in<br />

Arcadio'ya okuduğu ve aslında Arcadio'nun kurşuna dizilmesini belirleyen<br />

bölümü hiç atlamadan yüksek sesle okudu, sonra cennete<br />

uçan dünyanın en güzel kadınının doğum haberini okudu, babalarının ölümünden<br />

sonra doğan ve yeteneksizlik ya da tembellikten değil de girişimleri<br />

zamansız olduğu için elyazmalarını çözmekten vazgeçen ikizlerin kimliğini<br />

buldu. Yazıların orasına gelince, kendi kimliğini öğrenmek için sabırsızlanan<br />

Aureliano birkaç sayfa atladı. O zaman, geçmişin sesleriyle, eski<br />

sardunyaların mırıltısıyla en amansız özlemlere yolaçan kopuk iç<br />

çekişleriyle yüklü ılık bir esinti başladı. Aureliano rüzgarın farkına<br />

varmadı. Çünkü o anda, kendi kökenini araştırıyor, kendisini mutlu etmeyecek<br />

olan güzel bir kadını aramak için yollara düşmüş şehvet düşkünü bir<br />

büyükbabada kendi oluşumunun ilk belirtilerini buluyordu.<br />

Aureliano onu tanıdı, onun soyundan gelenlerin gizli yolunu izleyerek,<br />

başkaldırmak için kendini veren bir kadın ile tutkusunu onda söndüren bir<br />

işçinin gün batarken buluştukları banyodaki akreplerle sarı<br />

kelebekler arasında Aureliano kendisinin nasıl peydahlandığını anladı.<br />

Okuduklarına öylesine dalıp gitmişti ki, kasırgaya dönüşen<br />

rüzgarın kapılarla pencereleri menteşelerinden söktüğünü, doğu<br />

kanadının çatısını uçurduğunu ve evin temellerini sarstığını hiç farketmedi.<br />

Amaranta Ursula'nın kardeşi değil teyzesi olduğunu ve soyun sonunu getirecek<br />

olan efsanevi hayvanı dünyaya getirinceye kadar Aureliano ile Amaranta<br />

Ursula birbirlerini kanın en girift çıkmazlarında arasınlar diye Sir Francis<br />

Drake'in Rioacha'ya saldırmış olduğunu ancak o zaman anladı.<br />

Aureliano çok iyi bildiği olaylarla zaman yitirmemek için on bir sayfa<br />

birden atladığı anda, Macondo Kutsal Kitapta yazılı kasırganın gazabına<br />

kapılıp dönmeye başlamış bir toz ve taş girdabı haline gelmişti bile.<br />

Aureliano içinde yaşadığı anı anlatan bölümün şifresini çözmeye koyuldu.<br />

Bir yandan şifreyi çözüyor, bir yandan okuduklarını yaşıyor, konuşan<br />

bir aynaya bakıyormuş gibi son sayfalarda yazılı olayları söyleyerek<br />

yaşıyordu. Sonra kendi ölümünün nasıl ve ne zaman olacağını<br />

öğrenmek için bir sayfa daha atladı. Son satıra gelmeden önce, o<br />

odadan bir daha çıkamayacağını anlamış bulunuyordu. Çünkü elyazmalarında<br />

Aureliano Babilonia'nın şifreleri çözdüğü anda aynalar (ya da seraplar)<br />

kentinin rüzgarla savrulup yok olacağı, insanların anılarından silineceği<br />

ve yazılanların evrenin başlangıcından sonuna dek bir daha yinelenmeyeceği<br />

yazıyordu. Çünkü yüzyıllık yalnızlığa mahkûm edilen soyların, yeryüzünde<br />

ikinci bir deney fırsatları olamazdı.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!