01.06.2017 Views

Gabriel Garcia Marquez - Yuzyillik Yalnizlik

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Sonra da, Hoc est simplicissimus, dedi. Homo iste statum quartum<br />

materiae invenit.<br />

Peder Nicanor ellerini havaya kaldırdı ve iskemlenin dört bacağı aynı anda<br />

yere değdi.<br />

-Nego, diye karşılık verdi. Factum hoc existentiam Dei probat<br />

sine dubio.<br />

Böylelikle, Jose Arcadio Buendia'nın konuştuğu hokuspokusun Latince olduğu<br />

anlaşıldı. Peder Nicanor onunla anlaşabilen tek insan oluşundan yararlanarak,<br />

Tanrı inancını onun sapıtmış beynine şırınga etmeye çalıştı: Artık her gün<br />

kestane ağacının dibine gidiyor, Latince vaaz edip duruyordu. Ne var ki Jose<br />

Arcadio Buendia, laf kalabalığına kulak asmıyor, kakao mucizesine aldırmıyor,<br />

tek kanıt olarak Tanrının fotoğrafını isterim diye tutturuyordu.<br />

Bunun üzerine Peder Nicanor madalyonlar, tasvirler, bir de Veroniça el<br />

basması bile getirdi. Ama Jose Arcadio Buendia, bunların bilimsel temeli<br />

olmayan sanat işi şeyler olduğunu söyleyerek kabul etmedi. Öylesine Nuh deyip<br />

peygamber demiyordu ki; sonunda Peder Nicanor onu hak yoluna çağırmaktan<br />

vazgeçti, salt insancıl duygularla yanına gitmeye devam etti. Ama o zaman da<br />

Jose Arcadio Buendia, kolları sıvadı ve onu mantık açmazlarına düşürerek,<br />

papazın inancını çökertme çabasına girişti. Bir gün Peder Nicanor,<br />

kestane ağacının altına satranç takımını getirip Jose Arcadio'yu<br />

oyuna çağırdı. Jose Arcadio Buendia, iki tarafın önceden anlaştıkları<br />

kurallara uygun oyun oynamanın anlamı olmadığını söyleyerek<br />

bu çağrıya yanaşmadı. Kuralsız satranç oynandığını hiç görmemiş<br />

olan Peder Nicanor, bir daha satranç sözünü ağzına almadı. Jose<br />

Arcadio Buendia'nın akıllı uslu konuşmasından şaşkına dönerek<br />

nasıl olup da kendisini ağaca bağladıklarını sordu.<br />

Hoc est simplicissimus, diye karşılık verdi Jose Arcadio Buendia,<br />

Deliyim de ondan.<br />

O günden sonra kendi inancından kuşkuya düşen papaz, bir<br />

daha onun yanına gitmedi ve kendisini kilisenin yapımına verdi.<br />

Rebeca'nın umutları yeniden canlandı. Geleceği, kilisenin yapımına<br />

kalmıştı artık. Çünkü bir pazar, Peder Nicanor onlara yemeye geldiğinde<br />

ailece sofraya oturmuşlar, kilise yapıldıktan sonra ne görkemli ayinler,<br />

törenler yapılacağından söz ederlerken, Amaranta, En şanslımız Rebeca<br />

olacak, dedi. Rebeca onun ne demek istediğini anlamayınca da, saf saf<br />

gülümseyerek açıkladı:<br />

-Kilisenin tamamlanışını, düğünüyle kutlayacak olan sensin.<br />

Rebeca konuyu hemen kapatmak istedi. Bu gidişle kilisenin<br />

bir on yıl daha biteceği yoktu. Oysa Peder Nicanor hiç de öyle düşünmüyordu.<br />

Yardımsever yurttaşların eli açıklığı onu iyimser hesaplara sürüklüyordu.<br />

Lokması boğazında kalan Rebeca'nın suskun öfkesine rağmen, Ursula, Amaranta'nın<br />

düşüncesini pek yerinde buldu ve yapımın daha hızla ilerlemesi için hatırı

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!