01.06.2017 Views

Gabriel Garcia Marquez - Yuzyillik Yalnizlik

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

geçerek, Prudencio Aguilar'ı bulmak için gerçek odaya gelirdi. Ama onu<br />

yatağa taşımalarından iki hafta sonra bir gece, Jose Arcadio Buendia, ara<br />

odalardan birindeyken Prudencio Aguilar omuzuna dokundu ve Buendia da gerçek<br />

odada olduğunu sanıp artık hep orada kaldı. Ertesi sabah Ursula onun<br />

kahvaltısını getirirken koridorda bir adamla karşılaştı. Kısa boylu, tıknaz<br />

biriydi. Siyah elbise giymiş, gözlerine inen kocaman bir siyah şapka<br />

geçirmişti kafasına. Ursula, -Aman Tanrım, neredeyse bu Melquiades'tir diye<br />

kalıbımı basardım, dedi içinden. Adam, Visitacion'un kardeşi, uykusuzluk<br />

hastalığı salgınında köyden kaçan, bir daha da kendisinden haber alınamayan<br />

Cataure idi. Visitacion ona neden geri geldiğini sordu. Cataure, ilahiyi<br />

andıran kendi dillerinde yanıt verdi:<br />

-Kralın cenaze törenine geldim.<br />

Sonra Jose Arcadio Buendia'nın odasına girdiler, vargüçleriyle<br />

sarstılar, kulağına avaz avaz seslendiler, burun deliklerine ayna<br />

tuttular, ama onu bir türlü uyandıramadılar. Çok geçmeden marangoz<br />

tabut için ölçü alırken, pencereden baktıklarında, minicik sarı<br />

çiçeklerin yağmur gibi indiğini gördüler. Çiçekler bütün gece süren<br />

suskun bir sağanakla köyün üzerine yağdı. Bütün çatıları örttü,<br />

bütün kapıların önüne yığıldı ve dışarıda yatan bütün hayvanları<br />

soluksuz bırakıp öldürdü. Gökten öyle çok çiçek yağdı ki, sabahleyin<br />

sokaklar kalın halılar döşenmiş gibi oldu ve cenaze alayının geçebilmesi<br />

için çiçekleri küreyip atmak zorunda kaldılar.<br />

:::::::::::::::::::::::::<br />

Amaranta, nakışını dizlerinin üzerine bırakmış, salıncaklı<br />

sandalyede oturuyor, ilk tıraşını olmak için usturasını bileyen yüzü<br />

köpük içindeki Aureliano Jose'yi seyrediyordu. Aureliano Jose'nin<br />

ergenlikleri kanadı, sarı ayva tüylerini bıyık biçimine sokayım derken üst<br />

dudağını kesti ve bütün bunlar olup bittikten sonra eskisinden zerrece<br />

farksız bacak kadar bir çocuk çıktı ortaya. Yine de bu büyük emeği, çabayı<br />

seyrederken Amaranta, o anda yaşlanmaya başladığı duygusuna kapıldı.<br />

-Aureliano'nun senin yaşındaki haline benziyorsun tıpkı, dedi.<br />

-Artık koca adam oldun. Aureliano Jose çoktan büyümüştü. Amaranta'nın onu<br />

daha çocuk gözüyle görüp her zamanki gibi banyoda onun önünde soyunmaya<br />

devam ettiği günden beri büyümüştü.<br />

Pilar Ternera'nın, çocuğu yetiştirsin diye getirdiği günden bu yana, Amaranta hep<br />

Aureliano Jose'nin önünde<br />

soyunurdu. Çocuk, onu ilk gördüğünde, gözüne çarpan tek şey, gögüslerinin<br />

arasındaki derin çukur oldu. Öylesine saftı ki, bu çukurluğun neden olduğunu<br />

Amaranta'ya sordu. Amaranta da parmaklarının ucunu göğüslerine bastırarak,<br />

-Oramı kestiler, dedi. Aradan zaman geçip de, Amaranta, Pietro<br />

Crespi'nin intiharından duyduğu acıyı unutur gibi olduğu ve Aureliano Jose<br />

ile yıkanmaya yeniden başladığı zaman, çocuk artık, göğüslerin arasındaki<br />

çukura dikkat etmez oldu. Şimdi esmer uçlu o güzelim memeleri görünce, bir<br />

tuhaf ürperti duymaya başlamıştı.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!