16.01.2018 Views

KADIKOY LIFE 79 DIGI

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Sektör<br />

Hatta konuyla ilgili Sağlık Bakanlığı, bir daire<br />

başkanlığı açarak bu durumu Türkiye’de<br />

kontrol altına almaya çalışıyor.<br />

Uluslararası Diyabet Federasyonu (IDF)<br />

rakamlarına göre tüm dünyada 20-<strong>79</strong> yaş<br />

arasındaki bireyler arasında 415 milyon,<br />

Türkiye’de ise 7 milyonun üzerinde diyabetli<br />

bulunuyor. Türkiye’de yaş aralığı baz alındığında,<br />

Avrupa’daki en yüksek karşılaştırmalı<br />

prevelansa ve üçüncü en yüksek diyabetli<br />

birey sayısına sahip ülkeyiz. Dünya üzerinde<br />

193 milyon, Türkiye’de ise 2,7 milyon kişiye<br />

henüz tanı konulabilmiş değil. 2040 yılı<br />

tahminlerimiz, acı gerçeği maalesef gözler<br />

önüne serer nitelikte. 2040 yılında tüm<br />

dünyadaki diyabetli sayısının 642 milyona<br />

ulaşacağını tahmin ediyoruz. Geçtiğimiz<br />

15 yıl içinde Türkiye’de diyabet hastalarının<br />

sayısı neredeyse üç katına çıkarak, 1998’de<br />

2,5 milyon kişiden 2013’te yaklaşık 7 milyona<br />

yükselmiştir. Türkiye, diyabet hastası<br />

sayısının çok yüksek olması sebebiyle, tüm<br />

Avrupa’daki diyabet yükünün neredeyse<br />

yüzde 13’ünü taşımakta.<br />

Hastalığın son yıllardaki yüksek artış hızı<br />

nedeniyle Dünya Sağlık Örgütü (WHO),<br />

diyabeti “salgın hastalık” olarak tanımladı.<br />

Birleşmiş Milletler de 1996 yılında sıtma,<br />

tüberküloz ve AIDS’ten sonra tarihinde<br />

dördüncü kez bir hastalığı salgın olarak<br />

kabul edip, uluslararası sağlık otoritelerine<br />

hastalıkla mücadele çağrısında bulundu.<br />

Tüm bu bilgiler ışığında, küresel ve<br />

toplumsal bir sorun haline gelen diyabetin<br />

çok boyutlu sonuçları dikkate alındığında,<br />

diyabetin önlenmesi ve tedavisine yönelik<br />

etkili müdahalelerin uygulanması ve bu<br />

yöndeki çalışmaları teşvik eden çözümler<br />

bulunmasının, küresel boyutta bir çaba<br />

gerektirdiği görülmekte.<br />

Peki, ülkemizde diyabet ve obezitenin<br />

önüne geçilmek için neler yapılmalı?<br />

Sayı o kadar hızlı artıyor ki; halkı bilinçlendirmek<br />

için kampanyalar yapılmalı ve<br />

yaşam şekli, yaşam standartları değiştirilmeli.<br />

Kendi çapında bir hastane, bir<br />

cemiyet, vakıf ve dernek olarak ulaşabileceğimiz<br />

kitle her zaman sınırlı olacaktır. Bir<br />

ülke politikası haline dönüşüyorsa, o halde<br />

marjinal değişiklikler olacaktır. Bu konuda<br />

Sağlık Bakanlığı’nda önemli çalışmalar<br />

başlatılacağı bilgisine sahibiz.<br />

Diyabet hastalığının devlete maliyeti<br />

yüksek... Koruma programları da önemli.<br />

Buna yönelik devletin politikalarını<br />

destekleyici neler yapılıyor ve yapmayı<br />

planlıyorsunuz?<br />

SGK’nın 2013 yılında yayımladığı Diyabet<br />

Raporu’na göre, komplikasyonlar ile<br />

beraber diyabetin bütçeye toplam maliyeti<br />

yaklaşık 10 milyar TL’ye ulaşıyor. Bu toplam<br />

maliyetin yüzde 74’ü, diyabete bağlı<br />

komplikasyonlardan kaynaklanıyor. Diyabet<br />

kaynaklı komplikasyon maliyetinin, diyabetin<br />

doğrudan maliyetinin yaklaşık üç<br />

katı olduğunu söylemek yanlış olmaz. Dolayısıyla<br />

komplikasyonları düşürebilmek,<br />

diyabet tedavisi ve diyabetin mali yükünün<br />

azaltılması açısından büyük önem taşıyor.<br />

Diyabetin tedavisinde henüz sonuçları<br />

açıklanmayan önemli bir çalışmaya göre,<br />

uyumun ve sürdürülebilirliğin artırılması,<br />

yıllık maliyeti 1.29 milyar TL azaltabilmektedir.<br />

Bununla ilgili alınacak önlem, hem<br />

sağlık personelinin hem de hastaların eğitiminin<br />

sağlanması ve diyabetli insanların<br />

aile sağlığı merkezlerinde ve gerektiğinde<br />

multidisipliner diyabet merkezlerinde<br />

daha sıkı takiplerinin sağlanması.<br />

Diyabetin, korunma sürecinden başlayarak,<br />

yaratacağı komplikasyonların<br />

tedavisine kadar geniş bir perspektif ile<br />

ele alınması gereken bir hastalık olduğunu<br />

topluma çok iyi anlatmamız gerekiyor.<br />

Yapılan bilimsel çalışmalar, diyabetli hastalara<br />

verilen eğitimlerin tedavi başarısını<br />

arttırdığını ve maliyetleri önemli ölçüde<br />

düşürdüğünü gösteriyor. Başta kalp krizleri,<br />

böbrek yetmezliği, görme problemleri,<br />

ayak yaraları ve organların kesilmesi gibi<br />

komplikasyonlar ciddi bir yük oluşturuyor.<br />

Hasta eğitiminin sağlanması ve en önemlisi,<br />

risk altındaki grupların diyabetten<br />

korunması için hastanemizin ve cemiyetimizin<br />

ayrı bir misyon üstlendiğini söylemek<br />

yanlış olmaz. Maliyetin önemli bir<br />

bölümünü oluşturan etkenlerin başında<br />

kalitesiz hasta bakımı geliyor. Bu nedenle<br />

özellikle birinci basamak sağlık hizmeti<br />

sunucularının, konu hakkındaki bilgilerinin<br />

dünyadaki uygulamalarla örtüştürülmesini<br />

önemsiyoruz. Bu bağlamda birinci<br />

basamak sağlık hizmetleri sunucusu olan<br />

aile hekimlerinin ve sağlık ocağı hekimlerinin,<br />

diyabet ve obezite tedavisi ile önlenmesi<br />

adına dünyada yapılan çalışmaları<br />

yakından takip edebilmeleri için sürekli<br />

eğitim programları düzenliyoruz. Bunların<br />

yanı sıra temsilcilerimiz kendilerini ziyaret<br />

ederek, bu konu hakkındaki yayınlarımızı,<br />

Diyabet Dergisi, broşür ve posterlerimizi<br />

ulaştırıyor.<br />

DOFEM (Diyabet, Obezite Farkındalık<br />

Eğitim Merkezi) isimli eğitim<br />

platformunuz hakkında bilgi verir<br />

misiniz?<br />

DOFEM, geçen yıl bünyemizde kuruluşunu<br />

gerçekleştirdiğimiz bir eğitim platformu.<br />

Bizler her zaman sağlık profesyonellerine<br />

yönelik düzenlediğimiz hizmet içi eğitimler<br />

ile ‘hastalık yönetimi’ mantığı içerisinde diyabetin<br />

bir bütün olarak ele alınması gerektiğinin<br />

altını çiziyoruz. Bu eğitimleri DÖFEM<br />

çatısı altında, hastalar ve onlarla birlikte bu<br />

hastalığın yönetimini sağlayan yakınlarına<br />

da veriyoruz. Ayrıca, yüksek sayıda çalışanı<br />

olan kurumlarda çalışanlara, okullarda<br />

gençlere ve velilere farkındalık seminerleri<br />

düzenleyerek, diyabet ve obezite hastalığı<br />

konusunda aydınlatıyoruz.<br />

Hastane binanızın fiziki koşullarını<br />

anlatır mısınız?<br />

Tepe Nautilus AVM ile Acıbadem Dörtyol’a<br />

100 metre mesafede ve Marmaray, Kadıköy-Tavşantepe<br />

Metrosu ile kesiştiği Sokullu<br />

Sokak girişindeki hastanemiz, sektördeki<br />

tüm yeni açılan özel hastaneler gibi konforlu<br />

bir bina, temiz ve nezih. Teknik altyapısı<br />

son derece yeterli... Odalarımız gayet şık.<br />

Kadıköy’de hizmet edecek kalitede butik,<br />

nezih bir hastane.<br />

Son olarak Kadıköylülere neler söylemek<br />

istersiniz?<br />

Burası her şeyden önce Kadıköylülerin<br />

ihtiyacı olan samimi bir hastane... Kalitemizi<br />

her zaman yüksek tutup maliyetlerimizi<br />

koruduğumuz müddetçe, uygun şartlarda<br />

ve uygun fiyatlarla hizmet veren bir hastane<br />

olacağız. Çünkü bu bizim vakıfçılığımızın ve<br />

dernekçiliğimizin olmazsa olmazı. Hiçbir<br />

zaman kâr amacı gütmeyeceğiz. Hastanemizin<br />

patronu da yok. Dolayısıyla biz uzun<br />

yıllar boyunca hizmet verebilecek bir eser<br />

bırakmak istiyoruz. Samimi bir ortamın<br />

olduğu, butik hizmet verdiğimiz, sosyal güvenlik<br />

anlaşmamızın olması nedeniyle de<br />

maliyet açısından Kadıköylüleri zorlamayacak<br />

bir anlayışımız var.<br />

Ocak & Şubat 2018 kadikoylife.com : 87

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!