Ö. TARÇINParaoksonaz-1 ve koroner kalp hastalığıPON1 enzimi paraoksonaz ailesinin en çokçalışılmış olan ve en iyi bilinen üyesidir. Diğer PONalt tiplerinden farklı olarak, paraoxonaz aktivitesi ileberaber arilesteraz aktivitesine de sahip olan PON1enzimi, pek çok organofosfat ve ilacı metabolizeetmektedir 5 . Serum PON1 düzeyi kişisel özelliklerebağlı olarak çok değişkenlik gösterir. Serumaktivitesinde en önemli belirleyici faktör yaştır. Yenidoğanda en yüksek düzeyde olan enzim aktivitesiyaşla beraber giderek azalır 6-9 . Cinsiyet açısındanbakıldığında ise kadınlarda erkeklere göre hafifdüzeyde yüksek bulunmuştur 6 . Yağlı ve yüksekkalorili diyet alışkanlıkları PON1 düzeyini aşikârşekilde değiştirmektedir. Yapılan çalışmalar doymuşve trans yağlardan zengin diyet verilen sağlıklıkişilerde PON1 aktivitesinin % 6 oranında azaldığınıgöstermiştir 10 . Zeytinyağı kullanımı ise tam tersineetki ederek PON1 aktivitesini artırmakta ve bu etkiözellikle kadınlarda daha belirgin olmaktadır 11 .Ayrıca sigara kullanımı enzim düzeyini düşürürken,bazı ilaçların (statinler, aspirin, fenofibratlar,dexametazon gibi) PON1 düzeyinde ve aktivitesindeartışa neden olduğu bilinmektedir 2 .Karaciğerde sentezlenerek dolaşıma salınanPON1, hidrofobik N-terminal aracılığı ile HDLyüzeyine yapışır 12 . Apolipoprotein A-I (ApoA-I) isebu enzimi HDL yüzeyinde sabitleştirmektedir. PON1enziminin LDL oksidasyonunu önleyici etkisi ilkolarak 1991 yılında Mackness tarafından in vitroolarak gösterilmiştir 13 . Daha sonra PON1 enzimininHDL yapısında yer alması ve koroner arterhastalarında HDL kolesterol düzeyinin düşükbulunması, bu hasta grubunda HDL ve alt tiplerininönemini ortaya çıkartmıştır 14 . HDL-kolesterolünolgunlaşma sürecinde ilk olarak karaciğer vegastrointestinal sistemden salınan ApoA-I, ATPbinding cassette transporter G-1 (ABCG1)proteinine bağlanarak makrofajlardan kolesterol alırve pre-β HDL’yi oluşturur. Bu diskoid HDL molekülülesitin-kolesterol açil transferaz (LCAT) enzimiaracılığı ile HDL3 alt tipine dönüşür ve en sonundadaha büyük bir molekül olan HDL2 meydana gelir.PON1 gibi antioksidan enzimler, HDL2 yapısındadaha fazla olmak üzere her iki alt tipte debulunmaktadır 15 . Dolaşımda HDL2 ile birliktebulunan PON1 enzimi, makrofajlardan superoksitanyon salınımını inhibe ederek LDL oksidasyonunuönler ve okside-LDL(oxLDL) oluşumunu azaltır.Böylece endotel hücrelerde oxLDL’ye bağlı oluşaninflamasyon süreci engellenmiş olur 16 . Ancak PON1enzimi sadece HDL’ye bağlı iken bu etkiyigösterebilmekte, HDL yapısından ayrılınca bu etkiortadan kalkmaktadır 17 . Yapılan çalışmalar, koronerarter hastalığı olanlarda 10 yıllık takip sonucundaHDL2 düzeyinin sağlıklı kontrollere göre % 32oranında daha düşük olduğunu göstermiştir 18 . Bu daPON1 etkisinin ve aktivitesinin HDL2 düzeyi iledoğru orantılı olduğunu kanıtlamaktadır.Koroner arter hastalığı gelişiminde PON1Rozenberg ve arkadaşlarının PON1(0) knockoutfarelerde yaptığı bir araştırmanın sonucunda,PON1(0)+ApoE(0) knock-out farelerde sadeceApoE(0) knock-out olanlara göre aterosklerotiklezyonlarda % 42 oranında artış olduğugörülmüştür 19 . Ayrıca PON1(0) farelerinmakrofajlarında oksidatif stresin kontrol grubunagöre yüksek olduğu bildirilmiştir. Sonuç olarakPON1 enziminin hem serumda hem makrofajlardadirekt etki ile oksidatif stresi azalttığı, ve bu nedenlePON1 enzimi eksik olan farelerde aterosklerozgelişiminde artış gözlendiği rapor edilmiştir.İnsanlarda ilk olarak 1997 yılında yapılan vakakontrollüçalışmada, serum PON1 enzim düzeyi veaktivitesi koroner arter hastalarında diğernedenlerden bağımsız şekilde düşük bulunmuş vePON1 enzim aktivitesinin koroner arter hastalığıaçısından bir risk belirteci olabileceğidüşünülmüştür 20 . Sonrasında yapılan klinikçalışmalarda da, koroner arter hastalarında sağlamkontrollere göre PON1, HDL ve apoA-I düzeylerindedüşüklük tespit edilmiştir 21, 22 . Kabaroğlu vearkadaşlarının yaptığı kontrollü çalışmada, akutkoroner sendrom (38 akut miyokart enfarktüsü + 33unstabil anjina pektoris) ile başvuran hastalarsağlıklı kontrol grubu (n=32) ile karşılaştırıldığında,oksidatif stresin hasta grubunda anlamlı olarakartmış, PON1 düzeylerinin ise azalmış olduğu raporedilmiştir 23 (p
Ö. TARÇINParaoksonaz-1 ve koroner kalp hastalığıbulunamamış, Q192R polimorfizmi ile arasındakikorelasyonun ise zayıf olduğu rapor edilmiştir.Koroner arter hastalığı risk faktörleri vePON1Koroner arter hastalığı genellikle bazı riskfaktörlerine ikincil olarak ortaya çıkmaktadır.Diyabet, hipertansiyon, hiperlipidemi ve sigarakullanımı koroner arter hastalığı riskini artıran enönemli faktörlerdir. Bahsedilen hastalıklarıntümünde, aynen koroner arter hastalığında olduğugibi olayın başlangıç noktası oksidatif stres artışı vebuna bağlı gelişen endotel hasarıdır. Bu nedenleparaoksonaz 1 enzim aktivitesinin bu hastalıklardave sigara kullanıcılarında nasıl değişim gösterdiğidetaylı olarak araştırılmıştır.I-Diabetes Mellitus:Tip 2 diyabetik Türk hastalarda yapılan biraraştırmada anjiografi ile koroner arter hastalığıtespit edilen hastalar darlığın derecesine göresınıflandırılarak PON1 aktivitesi ile ilişkisiincelenmiş 35 . Bu çalışma sonucunda koroner darlığıaz olan ve diyabet süresi daha kısa olan hastalardaPON1 aktivitesi en yüksek bulunurken, darlığınderecesi ve diyabet süresi arttıkça PON1 enzimaktivitesinde düşme olduğu görülmüş. Bu dadiyabetik hastalarda PON1 enziminin lipidperoksidasyonundan koruyucu etkisinin azalmasısonucu KAH riskinin bu hastalarda artmışolabileceğini düşündürmüştür. Yapılmış olan pekçok çalışmada hem tip 1 diyabet, hem tip 2 diyabethastalarında kontrol grubu ile karşılaştırıldığındaserum PON1 düzeyinde azalma olduğu tespitedilmiştir 36-38 . Makrovasküler komplikasyonları olandiyabetik hastalarda PON1 aktivitesininmikrovasküler komplikasyonu olanlara göre dahadüşük olduğu gözlenmiştir. Ayrıca PON1 aktivitesiile HbA1c değeri ve vasküler komplikasyonlararasında negatif bir korelasyon varlığı da bulgulararasındadır 38 .II-Hipertansiyon:Hipertansiyon koroner arter hastalığıgelişiminde en önemli predispozan faktörlerden birtanesidir. Esansiyel hipertansiyonu olan 33 hastanındeğerlendirildiği bir çalışmada sağlıklı kontrol grubuile karşılaştırıldığında PON1 düzeyinin hipertansifhastalarda belirgin biçimde düşük olduğu tespitedilmiş 39 . Türk halkı üzerinde yapılmış olan birçalışmada, tedavi almamış dipper (DH) ve nondipperhipertansif (NDH: gece kan basıncı sabahkidüzeyine göre % 10–20 düşüş göstermeyen)hastalar karşılaştırıldığında, NDH hastalarda PON1ve arilesteraz düzeyleri belirgin düşük bulunmuş 40 .Kardiyovasküler mortalitede artış ile ilişkisigösterilmiş olan NDH tipi yüksek tansiyon, diyabetve kronik böbrek yetmezliğinde de sıklıkla tespitedilmektedir 41, 42 . Yapılmış olan çalışmalar PON1düzeyindeki düşüklüğün yüksek tansiyonda oksidatifstres artışı ve KAH riskinde artış ile ilişkiliolabileceğini, ayrıca PON1 düzeyinin hipertansifhastalarda KAH riskini gösteren önemli bir belirteçolabileceğini düşündürmektedir. Ayrıca PON1düzeyinin tip 2 diyabetik ve glomerüler filtrasyon hızı(GFR) 60ml/dk altında olan hastalarda, GFR normalolanlara göre çok azalmış olduğu rapor edilmiştir 43 .Sonuçta GFR düştükçe azalan PON1 düzeyi vekronik böbrek yetmezlik hastalarındaki yüksek KAHriski arasında bir ilişki olabileceği savunulmaktadır.III-Hiperlipidemi:Hiperlipidemi koroner arter hastalığı gelişimindeönemli faktörlerden birisidir. Koroner arterhastalarındaki hiperlipidemi tedavisinde sıklıklakullanılan statin grubu ilaçların PON1 düzeyineetkileri detaylı şekilde araştırılmıştır. Tip IIbhiperkolesterolemisi olan 164 hastada yapılan biraraştırmada, hastalara 3 ay boyunca statin tedavisi(atorvastatin 10mg/gün, simvastatin 10/20mg/gün,fluvastatin 80mg/gün) verilmiş. Tedavi alan gruplarkontrol grubu ile karşılaştırıldığında tedavi alan herüç gruptakilerin PON1 aktivitesinde anlamlı olarakartış tespit edilmiş 44 .Fenofibrat grubu ilaçlarla yapılan çalışmalardaise bazı çelişkiler gözlenmiştir. Paragh vearkadaşları 3 ay boyunca koroner arter hastalığıolan 52 hastaya mikronize fenofibrate 200mg/dvermiş ve PON aktivitesinde belirgin artışgözlemiştir 45 . Diğer tarafta ise normolipidemiksıçanlarda yapılan bir çalışma, fenofibratetedavisinin doza bağımlı olarak plazma PON1aktivitesini % 20 ile % 40 arasında azalttığınıgöstermiştir 46 . Gemfibrozil ile yapılan çalışmalardada aynı çelişkili sonuçlar mevcut olup sonuç olarakfenofibrat tedavisinin PON düzeyini düşürücüetkisinin bu ilacın advers etkisi olabileceği ve budurumun plazma lipid profili ile maskelenmekteolduğu kanısına varılmıştır 47, 48 .IV-Sigara kullanımı:Sigara kullanımı pek çok hastalıkta olduğu gibiaterosklerotik kalp hastalıklarında da önemli bir riskfaktörüdür. Sigara kullanımı ile PON1 aktivitesiarasındaki ilişkiyi araştıran pek çok çalışma,sigaranın PON1 aktivitesini azalttığını ve serumdüzeyini düşürdüğünü göstermiştir 49-52 . Çok yakınbir zamanda yapılan kontrollü bir çalışmada sigaraiçicilerinde total kolesterol, trigliserid, LDL düzeyleriiçmeyenlere göre daha yüksek, HDL düzeyi isedaha düşük bulunmuş. Sigara içenlerde PON1aktivitesinin içmeyenlere göre anlamlı olarak dahadüşük olduğu ve günlük içilen sigara sayısı ilenegatif korelasyon gösterdiği bildirilmiştir 50 .Sigaranın bu olumsuz etkisinin 3–24 ay gibi kısazamanda geri dönmesi ise sigaranın PON1üzerindeki etkisinin direkt bir etki olduğunugöstermektedir 51, 52 .Özet olarak anti-oksidan bir enzim olanparaoksonaz-1 enzim düzeyi ve aktivitesi, koronerarter hastalığı ile ilişkili olan hipertansiyon, diyabet,hiperlipidemi ve sigara kullanımı ile azalmaktadır.Tüm çalışmalar anjiografik olarak koroner arterhastalığı kanıtlanmış olan hastalarda PON1düzeyinin düştüğünü göstermektedir. Ancakpolimorfizm açısından net olarak tek bir polimorfizmile ilişkisi gösterilememiştir. Bu bilgilerin ışığındaPON1 enzim düzeyi, koroner arter hastalığı gelişimiaçısından belirleyici bir belirteç olabilir. Ancak bununklinik olarak kanıtlanması için prospektif ve kontrollügeniş çaplı çalışmalara ihtiyaç vardır.61<strong>Marmara</strong> <strong>Medical</strong> <strong>Journal</strong> 2011; 24 (1):59-63