Asya Tipi Üretim Tarzı'na Veda - Bilig
Asya Tipi Üretim Tarzı'na Veda - Bilig
Asya Tipi Üretim Tarzı'na Veda - Bilig
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
ilig 2002 Yaz Sayı 22<br />
rete atanması, ramazan, bayram, düğün kutlamaları, yeni bir yapının inşaası,<br />
kazanılan bir zafer, şairlerce fırsat olarak değerlendirilmiş ve bunun<br />
karşılığında da şair ihsan ve caize ile ödüllendirilmiştir. Şairin memduhundan<br />
isim vererek bir şeyler istemesi pek adaba uygun görülmese de<br />
kimi şairler bundan çekinmemişlerdir; kendisine yardım edilmesini,<br />
tayininin başka bir yere yapılmasını istemek gibi (İpekten, 1997,40).<br />
Kasidelerin Sunulması ve Değerlendirilmesi<br />
Kasidelerin övülen kişiye sunulması, ya huzurunda okumak ya da bir<br />
vasıta ile iletilmek şeklinde olurdu. Sunulan kasideler bu esnada tenkit<br />
süzgecinden geçer, kimi zaman düzeltilmek üzere geri gönderilir, kimi<br />
zaman da kabul edilmezdi. Sunulan kasideleri değerlendiren kimseler bu<br />
iş için görevlendirilmiş sanattan anlayan kişilerdi. Kanunî'nin oğlu II. Selim'in<br />
şehzadeliğinde bir aralık bu iş için tarihçi Âlî görevlendirilmiştir.<br />
Makâlî'nin;<br />
"Melâhat ehli zamanında bulmadı ta'zîm<br />
Bütân-ı deyr ile mânend-i devr-i İbrahim"<br />
matlalı şiirini okuyunca ilk mısraı dil bakımından uygun görmemiş,<br />
"ta'zîm bulmak" yerine "ta'zîm olunmadı" ifadesinin uygun olacağını<br />
söyleyerek düzeltilmek üzere kasideyi şaire geri vermiştir. Kanunî'nin<br />
oğlu şehzade Mehmed'in sünnet düğününde şairler kasidelerini bizzat<br />
huzurda okumuşlardır. Zâti kasidesini padişahın huzurunda okuduktan<br />
sonra, pâdişâha Fazlı adında bir çırağının olduğunu ve müsaade<br />
buyrulursa kasidesini okumak istediğini iletmiş ve padişahın müsadesi<br />
üzerine Kara Fazlî de kasidesini okumuştur.<br />
Bu şekilde memdûha ulaşan kasideler memduhun beğenisine göre ödüle<br />
layık görülürdü. Bununla ilgili olarak Zâtî'nin Yavuz Selim'e padişah<br />
olunca sunduğu bir kasîdesindeki;<br />
"Serverâ bî-bende-i bî-kayddur kapunda adl<br />
Tutamazdı anı zencîre çeküp Nûşirevân"<br />
beytini çok beğenerek bir köyün gelirini caize olarak vermiştir. Bir başka<br />
anekdot da, yine Yavuz'un Mısır seferinde, şair Revânî'nin "berf" redifli<br />
bir kasîde sunmasıyla, padişahın "her mevsimi sıcak olup karın ne idüğü<br />
bilinmeyen bir yerde ne münasebetle bunu yazdın" deyip şairi<br />
azarlayarak geri çevirdiğidir (Çavuşoğlu, 1986,23-26).<br />
144