ESEDUL%20ISLAM%20%28%20%25C3%2585%25C2%259EEYH%20USAME%20HAKKINDA%20HER%25C3%2585%25C2%259EEY%20%29

gelenlerin, ellerine düştüğüne, bunlardan kafileye yetişenlerin
artık asker olduklarına, bunu yapmayıp da muhalefet
edenlerinse ileri gelenler sıfatı altında kalacaklarına işaret
edilmektedir. Kim ayrılıp giderse yeni vasfa bürünür, asker
sayılır.
Talut askerlerle ayrıldı ve askerlerin de ileri gelenlerin de
karışmadığı bir hükümle, ilahi gönderilmeyle hükümdar seçildi.
„İşte Allah size hükümdar olarak Talut‟u gönderdi‟. Geçerli
sebep: „ İlim ve Fiziki olarak onu artırmıştır.‟ Yani kuvvetli ve
güvenilir kılmıştı. İnsanın karışmadığı Allah‟ın şer‟i imtihanı
geldiğinde Talut şöyle dedi: „Allah sizi, kesinlikle bir ırmakla
deneyecek, kim ondan içerse benden değildir. Kim ondan
tatmazsa işte o, bendendir, ancak eliyle bir avuç alanlara izin
var.‟ Bu kural Allah tarafından konulan ilahi bir kuraldı. Yoksa
arıtıcı, terbiye edici olduklarını iddia edenlerin koyduğu bir
şart değildi. Ve nasıl olur da insanlar kendi kafalarından cihat
hakkında hükümler uydururlar? Bu şartların çıkış noktası,
delilleri nedir? Bir hoca, ümmetten cihat etmemelerini istiyor,
herkesin hiç itiraz etmeden gece namazına kalkması gerektiğini
söylüyor, bir başkası 40 hadis ezberletmeye çalışıyor, cihadı
caiz görmüyor, diğeri cihat için siyasi denklik ve uluslar arası
oyuncuları anlama şartı koşuyor ve daha birçok hoca, Allah
kendilerine bir yetki indirmediği halde muhalif şartlar
koyuyorlar. Burada bir nokta da var ki etrafında araştırmalar
sürmektedir; Talut Aleyhisselam, cihat ilan etmeden önce şart
koymuş muydu yoksa şartı, askerleriyle beraber ayrıldıktan
sonra mıydı? Bu gerçekten, bir komutanın askerlerini ve ne
kadar güçlü olduklarını görmek için önemli bir imtiha ndı.
Cihadın ağırlığına, zorluklarına ne kadar katlanabileceklerdi?
Rahat yataklardan kalkıp, gerçek sınavların ortasına
düşüyorlardı. İdrakten uzak, başlarını bilinçsizce papağan gibi
teslim ederlerken şimdi gerçek liderlik, yakınlaşma, başarı ne
demek onu öğreniyorlardı.
Talut, Allah yolunda cihada yürüdüğünde, askerlerinin gerçek
yüzlerini bildi. Bunu söylüyoruz ve insanları da Allah‟ın lütfu
192