ESEDUL%20ISLAM%20%28%20%25C3%2585%25C2%259EEYH%20USAME%20HAKKINDA%20HER%25C3%2585%25C2%259EEY%20%29

tükensin, en büyük küfür, ümmeti kontrol altına almış vaziyette
gölge gibi kalsın. Tartışmalar her kesimde sürerken, tevhid
inancı ve şeriat hükümleri ile hükmetme ortadan kaybolmuş
durumdadır. Bu tatışmaların gölgesinde hak batılla örtülmüş,
çoğu şahsi düşmanlıklar içine düşmüş, partilere bölünmüş,
ümmet daha fazla parçalanmış ve daha fazla zayıflamış, işlerde
islamiyetin önceliği ortadan kalkmıştır. İçişleri bakanlığının
hazırladığı bu ve bunun gibi şeytani hilelere dikkat etmek
gerekir.
İçinde bulunduğumuz bu durumda doğru olan, ilim ehlinin
kararlaştırdığı gibi yaşamamızdır. Bunlardan Şeyh E l-İslam İbn
Teymiye (Allah rahmet eylesin), ki tüm islam ehli onu
desteklemiştir, islam dünyasını kontrol altına alan en büyük
küfrün defedilmesi için çalışılmasını, küçük bir zararla büyük
zararın kovulacağını söylemiştir. Ve vacipler öncelik sırasına
konulursa, işgalci düşman Amerika‟yı kovmak, imandan sonra
en önemli vaciptir. İlim ehlinin kararlaştırdığı gibi hiçbir şey
bunun önüne geçemez. Bu hususta Şeyh İbn Teymiye şöyle
demiştir: Savunma Savaşı, saldırgan düşmanı din ve saygı
duyulan değerleri savunmak için yapılan en önemli savaştır ve
herkesin üzerine vaciptir. Saldırgan düşman hem dünyayı hem
de dini bozmaktadır. İmandan sonra bu savaştan daha vacip bir
şey yoktur. Belli şartların oluşmasını beklemeye gerek yoktur.
İmkan dahilinde savaşılır. Saldırgan düşmanı kovmak
imkansızlaşmışsa, tüm müslümanların, güçlüsüyle güçsüzüyle,
değerlisiyle değersiziyle toplanmaları, aralarındaki bazı
anlaşmazlıklara göz yumma hakları vardır. Buna
anlaşmazlıklara göz yummanın zararı, islam ülkelerinin üzerine
çullanmış büyük küfre göz yummaktan daha azdır. Bu nedenle
Şeyh El-İslam, bu meseleye istinaden, müslümanların en az
zararla düşmanı savmasının gerektiğini, birçokları fasık bile
olsalar bu hallerinin onları saldırgan düşmana karşı cihattan
muaf kılmayacağını söyledi.
Allah ona rahmet eylesin, Allah‟ın şeriatinin yerine kanunlar
koyan Tatarlar‟ın hallerinden bir hal hatırladıktan sonra şöyle
dedi: (Eğer onlara karşı savaşanlar, Allah‟ın rızasını kazanıp,
sözünü yüceltmek, dinini kurmak ve resulallah sallallahu ale yhi
ve sellem‟e itaati kendilerine hedef edinseler de aralarında kötü
niyetli fasıklar bulunup başkanlık için ya da başka gerekçelerle
onlara saldırsalar da bu savaşı terk etmeleri, kendi
gerekçeleriyle savaşmalarından daha kötüdür. Bu en büyük iki
388