ESEDUL%20ISLAM%20%28%20%25C3%2585%25C2%259EEYH%20USAME%20HAKKINDA%20HER%25C3%2585%25C2%259EEY%20%29

u fiyat çeyrek yüzyıldır uygulanan en düşük petrol fiyatıdır. Ve
bilindiği gibi petrol, temel ticaret malıdır. Ve diğer sanayi
ürünleri petrolün yanında ikinci derece önem taşıyan ürünlerdir.
Konforlu arabaların, ya da o hacimdeki diğer sanayi ürünlerinin
çokça üretilmesinin, petrol olmadıktan sonra hiçbir anlamları
yoktur. Sanayi ülkeleri, sanayi ürünlerinin fiyatlarını 4 kat
artırırken maalesef petrolün fiyatı 3, 4 kez düşürüldü. Bu nedenle
petrolün fiyatının en az 4-5 kat artırılması gerekir. Şu an petrolün
belirlenmiş fiyatı 36 dolardır. Bunu 4 ile çarparsak bir fıçı
petrolün fiyatı 144 dolar eder. Oysa bizim ülkelerimizde şu anda
petrolün fiyatı sadece 9 dolardır. Amerika‟nın her fıçıdan çaldığı
ve uğrattığı hasarın değeri günlük 144-9= 135 dolar. Opek bir
günde 25 milyon fıçı petrol üretiyor. Opek dışı islam ülkeleri de
günlük 5 milyon fıçı perol üretiyorlar. Demek ki günlük toplam
üretim 30 milyon dolar fıçı. Bu rakamı, günlük çalınan petrolün
fiyatı ile çarparsak, günlük çalıntı hacmi 4 buçuk milyon dolar
olarak karşımıza çıkar.
Bu derecede hırsızlığı beşeriyet hiç görmedi. Bu miktar,
Sudan‟daki 30 milyon kişiyi 4 yıl geçindirmeye yeter. Kuzeyi ve
güneyiyle Yemen‟deki halkın iki sene geçinmesini sağla r.
Yemen‟in yıllık bütçesi 1 milyar dolar. Suudi Arabistan‟ın bütçesi
ise bu rakamın 5 veya 4 katıdır. Ve çok az kısmı Suudi bütçesine
debnk gelir. Eğer size senelik hırsızlığın hacmini hesaplayacak
olursak, 478 milyar dolar çıkar. Öeyrek yüzyıldaki çalınt ı hacmini
hesap edecek olursak, karşımıza 36 trilyon dolar çıkar.
Müslümanlardan petrolün dışında başka madenler de çalındı.
Amerika ve müttefiklerinin zimmetlerine geçirdikleri tutarın
hepsini dünyadaki 1 milyar 200 milyon müslüman sayısına bölsek,
her bir çocuğa veya şeyhe 30 bin dolar düşer. Ve la havle ve la
kuvvete illa billah. Bu esnada da müslüman halkı fakirlik sınırının
altında yaşıyor, hastalıklarla ve açlıkla boğuşuyor. Bir günlük
çalıntı hacmi, Bengladeş‟teki gibi her sene sellerle, taşkınlarl a
boğuşan kardeşlerimize neler yapabilirdi hayal bile edemeyiz.
İslam halkının büyük kesiminde hastalıklar yayılmış durumda. Bu
nedenle Amerika, kendisi hakkında doğruyu söyleyenleri istemez.
Aksine yaptığı büyük hırsızlık karşısında sessiz kalmasını ister .
Maalesef Amerika, işgali neticesinde Körfez ülkelerini, sürekli
borç altına sokmayı başardı. Fiyatların düşürülmesine rağmen,
onları daha önce görülmemiş bir şekilde ihtiyaçları olmayan yeni,
eski silahları satın almaya zorlamıştır. Körfez ülkeleri,
Amerika‟nın hurdalarını almak zorunda kaldı. İhtiyati düzenleme
377