26.10.2014 Views

dogu-turkistan-raporu

dogu-turkistan-raporu

dogu-turkistan-raporu

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

GENEL DEĞERLENDİRME<br />

Genel Değerlendirme<br />

Bugün yaşanmakta olan<br />

ihlallerin kaynağı ilk<br />

olarak Çin’in idari ve adli<br />

sisteminde aranmalıdır.<br />

Nitekim Çin’in yargı<br />

sistemine baktığımız<br />

zaman temel sorunun<br />

yargıdaki ve hukuk<br />

anlayışındaki felsefede<br />

yattığını rahatlıkla görebiliriz.<br />

5 Temmuz 2009’da Doğu Türkistan’da gerçekleşen protestolar ve bu protestolara Çin Güvenlik güçlerinin<br />

müdahalesi tüm dünyada tepkiyle karşılanmış ve uluslararası kamuoyunun dikkatini bir kere daha<br />

bölgeye çevirmiştir. Temmuz ayında olayların yaşandığı günlerde sayısız insan tutuklanmış ve haksız olarak<br />

gözaltına alınan binlerce kişiden aradan geçen bir yıla rağmen bir daha haber alınamamıştır.<br />

Geçen bir yıllık süreye rağmen uluslararası toplum Çin’in gerçekleştirdiği insan hakları ihlallerine karşı<br />

yeterli tepkiyi göstermemiş ve buradan cesaretle Çin yönetimi Uygurların birçok temel hakkını ihlal etmeye<br />

devam etmiştir. MAZLUMDER temmuz olaylarının yaşandığı<br />

günlerde gerçekleşen ihlallere karşı sesini yükseltmiştir. Çin hükümetine<br />

yapmış olduğumuz inceleme başvurumuz ise Çinli yetkililerce<br />

kabul edilmemiştir.<br />

Türk kökenli toplulukların yoğun olarak yaşadığı bölgede dikkat<br />

çeken hak ihlalleri, 1884 yılındaki işgalden sonra bölgenin isminin<br />

Çince anlamı “yeni fethedilmiş topraklar” demek olan Sincan<br />

(Xinjiang) olarak değiştirilmesi ve “Doğu Türkistan” ismini kullanmasının<br />

resmî olarak yasaklanması ile başlar. Uzun tarihi süreç boyunca<br />

bölgede büyük katliamlar gerçekleşmiş ve binlerce insan bu<br />

katliamlarda öldürülmüştür.<br />

Bugün yaşanmakta olan ihlallerin kaynağı ilk olarak Çin’in idari<br />

ve adli sisteminde aranmalıdır. Nitekim Çin’in yargı sistemine baktığımız<br />

zaman temel sorunun yargıdaki ve hukuk anlayışındaki felsefede<br />

yattığını rahatlıkla görebiliriz. Buna göre Çin’de mevcut yasal<br />

sistemde kolektif çıkarlar adı altında tüm bireylere karışma hakkı<br />

vardır. Nitekim kolektif hakların bireyin üzerinde hakim olan ve organik bir bütün kabul edilen topluma<br />

ait görülmesi, yani insanın devlet için var olması fikri ve hakların mutlak bir iradeden öte devletten kaynaklanıyor<br />

olması fikri Çin’de hakim bir anlayıştır.<br />

Çin yönetiminin, Doğu Türkistan’daki Uygurların varlığını sindirebilmek için başvurduğu yöntemlerden<br />

biri de toplu tutuklamalar ve gözaltında yapılan işkencelerdir. Tutuklanan Müslüman Uygurların<br />

büyük kısmı çalışma kamplarında ağır hapis cezalarına çarptırılmaktadır. Ancak tutuklananlardan daha<br />

sonra çoğunlukla sağlıklı haber alınamadığı gibi, tutukluların, gözaltına alınanların izini sürenler “işbirlikçi”<br />

etiketiyle adeta suçlu muamelesine tabi tutulmakta ve çeşitli tehditlere ve baskılara maruz kalmaktadır.<br />

Toplu tutuklama ve gözaltında işkencelere maruz kalma, aniden ortadan kaybolma, tutuklulardan<br />

çok uzun süreler haber alınamama gibi vakalar Doğu Türkistan’da yaşana gelen sıradan olaylardır.<br />

Her ne kadar işkence Çin hukuk sisteminde resmen yasak olsa da bu uygulanmamaktadır. İşkence ve<br />

haksız davranışlar devlet politikasının bir baskı aracı haline gelmiştir. Çin hapishaneleri ve çalışma kampları<br />

işkencenin yoğun olarak kullanıldığı yerlerdir. Çeşitli uluslararası örgütler de Çin’deki sistemli işkence-<br />

11

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!