Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
DOĞU TÜRKİSTAN’DA KADIN, NÜFUS PLANLAMASI VE KÜRTAJ SORUNU<br />
Doğu Türkistan’da Kadın,<br />
Nüfus Planlaması ve Kürtaj Sorunu<br />
Kadın, Nüfus Planlaması<br />
ve Kürtaj Sorunu<br />
Bölgedeki Uygur nüfusu olumsuz etkileyen<br />
ve insanların temel haklarından birini kısıtlayan<br />
sert ve acımasız, insanlık suçu sayılacak uygulamalardan<br />
bir diğeri de mecburi kürtaj uygulamasıdır.<br />
Çinliler için bir, azınlıklar için iki olan çocuk<br />
sınırlamasında eğer sınırlamanın aşıldığı devlet tarafından<br />
tespit edilmiş ise mecburi kürtaj yaptırılmaktadır.<br />
“Mecburi kürtaj” uygulaması, hamilelik<br />
aşamasında cinsiyeti tespit edilen bebeklerin kız<br />
ise aileler tarafından düşük yaptırılarak öldürülmelerine<br />
sebep olunmakta, bu da kadın-erkek nüfus<br />
dengesinde ciddi bir bozulmaya yol açmaktadır.<br />
Bu bozulma elbette sadece Uygurlar için değil<br />
Çinliler için de söz konusudur. Mamafih Uygurlar<br />
çok çocuk yaparak kimi çocuklarını rüşvet<br />
veya başka kanallarla nüfuslarına kaydettirmektedirler.<br />
Kaydettiremedikleri çocuklar ise resmî olarak<br />
“yok” durumundadır. Bu kayıt dışı çocukların<br />
durumu ise büyük bir sorun olma potansiyeli taşımaktadır.<br />
Resmî olarak kaydedilmeyen insanların<br />
dışarıdaki hayatı oldukça zordur. Bir taraftan okul,<br />
sağlık ve çalışma imkânları bu “yok çocuklar” için<br />
hayat koşullarını iyice ağırlaştırmakta diğer taraftan<br />
da kimliği olmayan bu kişiler sokaklarda sürekli<br />
kimlik kontrolü yapan Çinli yetkililer tarafından<br />
tutuklanmakta ve insafsızca cezalandırılmaktadır.<br />
Doğu Türkistan’da yaşanan en önemli insan<br />
hakkı ihlallerinden biri de doğum kontrolü yoluyla<br />
nüfus planlaması yapılmasından kaynaklanan<br />
sorunlardır. Bu sorunların başında “zorunlu kürtaj”<br />
uygulamasının neden olduğu sağlık sorunları<br />
ile birlikte anne ve çocuk ölümlerinin de son derece<br />
yaygın olması gelmektedir. Ayrıca birçok kadın<br />
ve erkek zorla kısırlaştırılmaktadır. Tüm bu uygulamalara<br />
karşı çıkanlar ise başta para ve hapis cezası<br />
olmak üzere çeşitli yollarla cezalandırılmaktadır.<br />
1982 Çin Anayasası’nın 25. Maddesi’nde<br />
“Devlet, nüfus artışının ekonomik ve sosyal kalkınma<br />
planına uyabilmesi için aile planlamasını teşvik<br />
eder” denilmektedir. “Vatandaşların Temel Hak ve<br />
Görevleri” bölüm başlığı altında düzenlenen 49.<br />
Madde’de ise; “koca ve karının aile planlamasını<br />
uygulamak görevidir” şeklinde belirtilen bir zorlama<br />
hali mevcuttur. Bununla birlikte 1984 Milli<br />
Bölgesel Otonomi (Özerklik) Kanunu’nun 44.<br />
maddesinde “Milli otonom bölgelerin otonomi<br />
organları, kanunlardaki tespit ve kararlar ile kendi<br />
bölgesinin özel durumunu birleştirerek, planlı doğumu<br />
uygulama tedbirlerini düzenler.” ifadesi yer<br />
almaktadır. Çin yönetimi bu gibi hukuki düzenlemelerle<br />
insanın en temel hakkı olan “yaşama hakkını”<br />
elinden almakta, Doğu Türkistan’da ise planlı<br />
ve sistemli bir soykırım faaliyeti yürütmektedir.<br />
1979 yılından itibaren zorunlu doğum kontrolü<br />
ülkenin modernizasyonu ve halkın gıda güvenliği<br />
için yapılıyor olmakla meşrulaştırılmaya<br />
çalışılmaktadır. Evlenme yaşının, çocuk sayısının<br />
ve çocuk yapma zamanının düzenlendiği Çin’de<br />
okul, fabrika, köy gibi her alana kotalar ayrılmış<br />
ve hamilelik izne tabi kılınmıştır. Örneğin kentli<br />
bir çiftin ilk çocukları özürlü değil ise bu çiftin yalnızca<br />
tek çocuk sahibi olma hakkı vardır. Kırsal kesimde<br />
ise ancak ilk çocuk eğer kız ise ikinci çocuğa<br />
izin verilmektedir. Üçüncü çocuk ise her şartta<br />
yasaktır. Evli olmayan ve kendi köyüne dönmeyen<br />
her kadına kürtaj zorunludur. Çocuk kotası-<br />
61