Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
HAPİSHANELER, HAKSIZ GÖZALTI VE İŞKENCE<br />
Hapishaneler,<br />
Haksız Gözaltı ve İşkence<br />
Hapishaneler ve Kötü Muamele<br />
Çin’in işkence konusundaki acımasız uygulamaları<br />
mesele Doğu Türkistan olunca daha da<br />
keskinleşmektedir. Ülkenin dört bir yanında gerçekleştirilen<br />
idamlarda öldürülen Doğu Türkistan<br />
Müslümanlarının oranı oldukça yüksektir. Müslüman<br />
halkın, dinlerini özgürce yaşamak, dillerini<br />
konuşabilmek gibi temel hak ve özgürlüklerini<br />
savunmak için düzenledikleri herhangi bir girişim,<br />
şiddetle cezalandırılmaktadır.<br />
Çin yönetiminin, Doğu Türkistan’daki Uygurları<br />
sindirmek için başvurduğu yöntemlerden<br />
biri de toplu tutuklamalar ve gözaltında yapılan<br />
işkencelerdir. Tutuklanan Uygur Müslümanların<br />
büyük kısmı çalışma kamplarında ağır hapis cezalarına<br />
çarptırılmaktadır. Ayrıca tutuklananlardan<br />
daha sonra çoğunlukla haber alınamamaktadır.<br />
Aileleri bu kişilerin nerede tutulduklarından veya<br />
hala yaşayıp yaşamadıklarından haberdar değildir.<br />
Çin hapishaneleri ve çalışma kampları işkencenin<br />
yoğun olarak uygulandığı yerlerdir. Çeşitli<br />
uluslararası örgütler de Çin’deki sistemli işkenceye<br />
dikkat çekmekte ve yayınladıkları raporlarla Çin<br />
hükümetini uyarmaktadırlar. Bu raporlardan birisi<br />
de Uluslararası Af Örgütü’nün 1999 yılında yayınladığı<br />
ve Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlallerini<br />
konu alan <strong>raporu</strong>dur. 1 Bu raporda bahsi geçen<br />
hadiselerden biri de Doğu Türkistan’da tutuk-<br />
1 Rapor için bkz: “ People’s Republic of China Gross Violations of<br />
Human Rights In The Xinjiang Uighur Autonomous Region” , Amnesty<br />
International, 1999<br />
lu bulunan 17 yaşında bir gencin yakınlarının hapishanedeki<br />
koşullarla ilgili anlattıklarıdır:<br />
“Hapishane o kadar kalabalıktı ki, tutukluklar<br />
küçük bir hücrede 5-6 kişi tutuluyorlardı. Hücrenin küçüklüğü<br />
geceleri uyumalarına engel oluyor, ancak nöbetleşerek<br />
uyuyabiliyorlardı. Polisler hücreleri her dolaştıklarında<br />
tutukluları dövüyorlardı. Sorgulama için<br />
seçilen tutuklular, dayak yedikleri, dövüldükleri, bedenlerine<br />
elektrik şok verildiği özel bir sorgu odasına götürülüyorlardı.<br />
Sorgu odasında duvara monte edilmiş bir<br />
ray vardı. Bazı tutuklular tek ayaklarından veya tek ellerinden<br />
buraya kelepçelenerek asılıyor ve bu pozisyonda<br />
24 saat bekletiliyorlardı. Kelepçeleri çözüldüğünde<br />
ayakta bile duramaz halde oluyorlardı. Bazılarının<br />
kerpetenle tırnakları çekiliyor, bazılarının ise tırnaklarının<br />
altına elektrik veriliyordu.” 2<br />
Bu işkenceleri yaşayan kişi iki ay boyunca hapishanede<br />
tutuklu kalmış ancak, ailesinin verdiği<br />
2.000 Yen rüşvet sonrasında serbest kalabilmiştir.<br />
Gözaltına alındıktan sonra Halk Güvenlik<br />
Bürosu’nda tutulan bir başka tutuklunun yaşadığı<br />
işkence olayları çok daha acımasızdır. Üstelik bu<br />
kişinin tek suçu arkadaşları ile bir araya gelip fikir<br />
alış verişinde bulunmaktır:<br />
“Tutukevinin yanında, yer altında şüphelilerin sorgulandığı<br />
özel bir mekân vardı. O da burada sorgulandı<br />
ve çeşitli işkencelere maruz kaldı. Örneğin elleri arkasından<br />
bağlandı ve sorgucular kollarını havaya kaldırıp<br />
bükmeye başladılar. Çok acı veren bu pozisyonda<br />
uzun süre tuttular. Daha sonra vücuduna elektrik verdi-<br />
2 A.g.r.<br />
25