Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
TARİHÇE<br />
rakılar üç, dört yüze satıldı. Bütün meyhanelerde küp dibi tortularına kadar bayat<br />
sermayeler sürüldü. Hiç kullanmayanlara hile iştah geldi.Her yerde yeniden imbikler<br />
ısmarlandı”.<br />
O yıllarda Cumartesi geceleri şehir hatları vapurunda gençler için danslı gece<br />
eğlenceleri düzenlenirmiş. Buralarda daha çok ayranlı rakı içildiği söylenir. Ayranlı<br />
rakı, ayran rakının kokusunu az da olsa kestiği için tercih edilirmiş (Zat, 2002).<br />
9 Nisan 1924 Tarihinde neşredilen ve alkollü içkilerden alınan resmin dört katına<br />
çıkarılmasına dair 470 sayılı yasa, içki üretimi üzerindeki Düyunu Umumiye<br />
İdaresinin hukukunu tesis etmiş oldu. Alkollü içkilerden sağlanan gelirin bu idarece<br />
tahsiline devam edildi. 1 Haziran 1926 tarihinde yürürlüğe giren 22 Mart 1926 günlü<br />
ve 790 sayılı yasanın 30. maddesiyle 22 sayılı yasa tümünle yürürlükten kaldırılmış<br />
oldu. Her türlü ispirto ve ispirtolu içkileri devlet inhisarına bırakan bu yasa İnhisar<br />
İdaresi’ne iki yıl içinde ispirto üretim tesisleri kurma görevi vermişti.<br />
İstanbul’da 1918 yıllarından 1940’lara kadar Beyaz Rus olgusu yaşanmıştır. Rus<br />
devrimi sonrası ülkelerinden kaçan Ruslara İstanbul kucak açmış ve bir süre misafir<br />
etmiştir. Beyaz Rus’ların varlıklarını en çok duyumsattıkları yıllar 1920-1924 arasıdır.<br />
Bu yıllarda Beyoğlu Beyaz Rus istilasına uğramıştı sanki. Ana caddeler üzerinde<br />
kabareler, arka sokaklarda pavyonlar açılıyor, Rus lokantalarının masaları<br />
kaldırımlara taşıyor, şarkılı ve dans gösteriler İstanbul gecelerine renk katıyordu.<br />
İstanbul’a gelen Rus göçmenler arasında, bütün dünyaca ünlü Rus balet artistleri de<br />
vardı. Bugün, Avrupa’daki balet yıldızlarının hemen çoğu buradaydılar. Kadın<br />
kıyafetinden, lokanta ve bardan plajlara kadar birçok modayı onlar getirdi.<br />
Beyoğlu’nun ön yakasında Odesa ve Kiev genelevlerinden kaçan kadınlar kokain<br />
pazarlıyordu. Bu fırtına, Beyaz Rus çoğunluğunun Fransa, Amerika ve Arjantin’e vize<br />
almasıyla duruldu (Deleon, 1999).<br />
Atatürk’ün alkol kullandığı bilinir. Atatürk’ün akşamları birçok kişiyi davet ettiği<br />
sofraları meşhurdur. Bu sofralar, ülke meselelerinin geniş biçimde zaman sınırlaması<br />
olmadan tartışıldığı meclislerdir. Gün içinde yapılan yoğun çalışmalara ek olarak<br />
geniş katılımlı beraberlikler ve kesintisiz çalışma için bir fırsat olarak düşünülmüştür.<br />
Atatürk düşüncelerini sofradakilere açarak onların düşüncelerini öğrenir, tepkilerini<br />
alır, tartışırdı. Kararları her zaman kendisi verir ama bu ortamı kullanarak çevresini<br />
hazırlar, eğitirdi.”Sofra” onun için sadece bir “araç”tı.<br />
Atatürk, kuruluş yılları savaşında ve devrimlerin felsefesinin hazırlandığı<br />
dönemlerde ya hiç içki içmemiş ya da saatlerce oturduğu halde çok az içki içtiği<br />
belirtilmektedir. Demitreopula rakısını tercih ettiği söylenir. İçki içerken mezelere el<br />
sürmediği, yalnızca leblebi yemekle yetindiği anlatılıyor.<br />
İkinci dünya savaşı<br />
Recep Peker hükümeti,yalnız birikmiş olan ekonomik sorunlarla değil, savaş<br />
sırasında toplumun sosyal yaşamında açılmış yaralarla da uğraşmak ve bu yaraları<br />
iyileştirmek durumunda kalmıştır. Hiç şüphesiz ki bu yaralardan biri de toplumun<br />
belirli bir kesimini oluşturan “mavi ispirto müptelaları” idi.<br />
13