Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
TARİHÇE<br />
vahalarda, Uygurlar antik dönemlerden beri, hem kuru üzüm hem de şarap üretmek<br />
üzere bağcılık yapmıştır. Bağcılık Kafkasya’dan Uzakdoğu’ya, İpek yolu boyunca<br />
ilerleyerek yayılmıştır. Önce Pagan, sonra Hıristiyan, daha sonra Budist ve derken<br />
Müslüman, son olarak da Maocu ateist olan Uygurlar şarap işiyle ilgilenmeyi, şarap<br />
üretip tüketmeyi bırakmamışlardır.<br />
Anadolu<br />
Anadolu kültürünün ilk günlerinde bile alkolün kokusu vardır. Şarap ilk olarak<br />
milattan önce 4000 yıllarında Anadolu’da üretildi. Mısır kayıtlarında da şarap<br />
üretimine ilişkin geniş izlere rastlanmaktadır. Anadolu’nun meyve çeşitliliği ve bolluğu<br />
düşünüldüğünde Hititlilerin şaraba olan düşkünlükleri daha iyi anlaşılıyor. Hititliler<br />
törenlerinde altın ya da gümüş kaplardan tanrılara içki sunarlardı. MÖ 1500lere ait<br />
kabartmalarda, Hitit kralı, Fırtına tanrısına şarap dökerken görülmektedir. Çivi yazılı<br />
belgelerden yansıdığı kadarıyla inandıkları tanrıları Hititler’den daha fazla içki<br />
düşkünü gibi görünmektedirler. Hitit çanak çömlek repertuarındaki o estetik değeri<br />
yüksek gaga ağızlı testiler, hayvan biçimli ritonların mükemmellikleri sanki bizzat<br />
tanrılar tarafından biçimlendirilmiş izlenimi verdiği belirtilmektedir. Hitit kral ve<br />
kraliçelerin tanrılar karşısında göründükleri birçok sahnede libasyon (tanrıların<br />
önünde bir sunağa veya yere şarap dökülmesi töreni) yaparken tasvir edilmektedir.<br />
Sümerler ise daha çok biraya düşkündü. Sümerler birayı beslenmek amacıyla<br />
yani bir gıda olarak tüketiyorlardı. M.Ö. 4000 yılarında Mezopotamya ve daha sonra<br />
Mısır’da içilen bira, eskiçağda ekmekle birlikte önemli bir besin kaynağıydı. Eski<br />
Babil’de MÖ 2500 yıllarında bira tahıl taneleri ve otları süzmek için kovalardan<br />
kamışla içiliyordu. Hakkari’de bulunan eski çağlara ait dikilitaşlarda da silah yerine<br />
ellerinde tuttukları içki tulumlarına sıkı sıkıya sarılmış heykeller dikkati çekmektedir.<br />
Bira üretimi, Asur, Mısır, Yunan, Roma derken Anadolu Türklerine de arpanın<br />
çimlendirilip şerbetçi otunun katkısıyla çiftlik ve zanaat işi olarak yapılmıştır.<br />
Osmanlı dönemi<br />
Fatih’in saltanat dönemi (1451-1481), İstanbul’da Türkler için özellikle inşaat ve<br />
yerleşme ile geçmişti. İstanbul’da Fatih Sultan Mehmet’in saltanat döneminden beri<br />
meyhaneler bulunduğu ve bunların Bizans döneminden kalmış oldukları çeşitli<br />
kaynaklarda yer almaktadır. Bu kaynaklardan bazıları, o dönemde İstanbul<br />
meyhanelerinin dünyaca ünlü olduğunu belirtir (Zat, 2002).<br />
Sultan Mehmet’in oğlu İkinci Beyazıt zamanında ise (1481- 1512) yeni<br />
İstanbullular bahar günlerinde şehrin yöresindeki kırlara dökülmeye ve İstanbul<br />
yazlıkları ün kazanmaya başlamıştı. İkinci Beyazıt zevk ve eğlenceye istekliydi.<br />
Özellikle müzik ve şenlikten hoşlanıyordu. 1485’te Galatasaray Kışlası’nı yaptırıp<br />
buraya alınan gençlere müzik öğretim koymayı da unutmamıştı. Bu suretle<br />
padişahtan gören vezirlerin konaklarında ve başka yerlerde de saz meclisleri<br />
kurulmaya başlanılmış ve müzik eğlence alemlerinin merkezi olmuştu. Gitgide, dinde<br />
yasaklanmış olmasına karşılık, şarap yeni İstanbullular arasında hayli yaygınlaşmıştı.<br />
Yerli Rumlar’ın şarap yapımevleri gürül gürül işliyordu. Kağıthane’nin yıldızının<br />
parlamaya başlaması bu dönemlere rastlar.<br />
7