24.12.2014 Views

TARİHÇE - Kültegin Ögel

TARİHÇE - Kültegin Ögel

TARİHÇE - Kültegin Ögel

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

TARİHÇE<br />

kurulmasıyla rakı çeşitleri de arttı. Krallık iddiasında olan rakılardan birisi ise “bilecik”<br />

rakısıydı. 1926 yılında bu idare tarafından “Hususi Arak-İ Türki Aliyül’ala” rakısı<br />

üretildi. Rakının etiketinde rakının özellikleri Fransızca da veriliyordu. Daha sonra<br />

Aliyül’ala Hususi rakısı da üretildi. Baküs, Bahçe, Olgun, Dem, Fertek, Hanım, Keyif,<br />

Ruh, Jale, Dimitrokopulo, Efe, Bahçe, Üzüm kızı ve Memur da dönemin diğer rakı<br />

isimleriydi.<br />

Güney illerimizde Adana, Mersin, Antep, Maraş ve bu illerin çevresinde evlerde<br />

kaçak ilkel yöntemlerle yapılırdı. Bu içkinin daha uygun şartlarda üretimi için müskirat<br />

inhisarı önce Mersin'de daha sonra Adana'da rakı üretim tesisi kurmuştur. Bunlar<br />

1935 tarihinde kapatılmıştır.<br />

İstanbul Belediyesi tarafından 1943 yılında yayımlanan “İstanbul Şehir Rehberi”<br />

nde o dönemde İstanbul’da beş “İspirtolu İçki” fabrikası bulunduğu bilgisi yer<br />

almaktadır. Aynı yıllarda İstanbul’daki 36 “Esnaf Cemiyeti”nden birisi olan “Müskirar”<br />

yapanlar Cemiyeti”ne ise 500 kişi üyedir (Zat, 2002).<br />

Özel rakı üreticileri Tekel Genel Müdürlüğü müfettişleri tarafından her yıl teftiş<br />

edilir ve bulundukları mahalli Tekel İdarelerince denetim altında bulundurulurdu.<br />

Geçen yüzyılın ikinci yarısında alkollü içkiler üzerinde başlayan tekelleşme “Men-i<br />

Müskirat Yasası”ndan sonra kesinleşmiştir.<br />

Meyhane türleri<br />

Eski dönemlerde de meyhaneler çeşitli sınıflara ayrılırdı. “Gedikli meyhaneler”<br />

ruhsatlı meyhanelerdi. Gedikli meyhaneler seçkin kişilerin uğrak yeridir. Gedikli<br />

meyhaneler Abdülaziz Dönemi’nden (1861-1876) sonra “ Selatin Meyhaneleri “<br />

olarak anılmaya başlar.<br />

Koltuk meyhaneleri “ayak takımının” mekânıdır. Koltuk meyhaneleri denilen<br />

yerler, kaçak olarak işletilen yerlerdi. Sokak aralarında her türlü denetimden uzak<br />

pervazsızca çalışırlarmış. Bazı bakkallar, manavlarda dükkânlarında kaçak içki<br />

içirdikleri için bu yerlere koltuk meyhanesi dendiği de söylenir. Ayrıca eski<br />

dönemlerde randevu evlerine de koltuk tabiri kullanılırmış. Koltuk meyhanelerinin bir<br />

kısmı ise "Kibar koltukları"dır. Buralara evine içki sokmayan memur ve kâtip takımı<br />

gelirdi (Sevengil, 1985).<br />

Tezgâh önünde, ayaküstü birkaç tek atıp gidenlere, “tezgâh müşterisi” denirdi ve<br />

meyhanenin bu alemine “tezgah alemi” adı verilirdi. Zaman içinde tezgâh müşterileri<br />

için “ tekçi” ya da “tektekçi” tabirleri de kullanılmıştır. Tezgâh müşterileri akşamcı<br />

ağalar, esnaf takımı ve ustalar ile karşılaşıp yüzgöz olmak istemeyen kalfalar ve<br />

çıraklardı. Bunlar dükkânlarını kapayıp evlerine giderken yolları üzerinde bulunan<br />

meyhanelerde ayaküstü birkaç tek atarlar, fazla oyalanmadan hemen giderlerdi.<br />

“Ayaklı meyhane”ler dükkânı, tezgâhı, fıçısı, ustası, hepsi tek bir kişide toplanan<br />

seyyar içki satıcılarıydı. Sırtlarında cüppe, cüppenin iç cebinde bir kadeh (tas-ı arak)<br />

bulunurdu. Kendilerini tanıtmak için omuzlarına bir peşkir atarlardı. Bellerine<br />

kuşakvari sarılı içi rakı dolu bir bağırsakla gezerlerdi. Bağırsağın bir ucunda da<br />

musluk bulunurdu. Bunlar manav dükkânları önünde dolaşırlar, uzaktan müşterilerini<br />

gördükleri zaman hemen uygun bir yere girerlerdi. Müşterileri de onları takip ederdi.<br />

19

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!