24.12.2014 Views

TARİHÇE - Kültegin Ögel

TARİHÇE - Kültegin Ögel

TARİHÇE - Kültegin Ögel

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

TARİHÇE<br />

olmayanların açıkta şarap taşımalarından, dince yasak olan bir şeyin böyle açığa<br />

dökülmesinden şikayetçi olduklarını bildirmişti. Çevre köylerden Galata iskelelerine<br />

şarap gemileri geldiği zaman kafirler takımının şaraplarını mahzenlerine fıçı ile alıp<br />

götürmeyip tulumlarla taşıdıkları ve şehirler içinde gezip Müslümanlar’ın giysisine<br />

dokuna, alıp götürdükleri anlatılıyordu. Önceleri böyle sokakta tulumla şarap taşıyan<br />

bir gayrimüslim meclis-i şer’i de yargılandığı zaman o zamanki müftü, “şiddetli<br />

azarlama ve uzun hapis ile önlemek gereklidir.” diye fetva verirken yeni padişah<br />

döneminde bu durumun yasak olmamasını ve kâfirlerin direnip fetvayı<br />

dinlememelerini önemle belirtiyordu.<br />

Padişah kendi eğlencesindeydi. Halktan da böyle gayrimüslimlerin sokakta<br />

tulumla şarap taşımalarına kızacak olanların sayısı da çok değildi. Fakat padişah ne<br />

de olsa memnun olmayanların çoğalmasını da istemiyordu. Padişah galata kadısına,<br />

o yılın 15 zilhiccesi tarihiyle bir hüküm yazarak “Bundan böyle adı geçen kafirlere<br />

tulumla şarap taşıtmayıp İslam şeriatına aykırı kimseye iş yaptırmayasın” demekle<br />

yetindi (Zat, 2002).<br />

Önceleri gayrimüslimlerin şehre şarap getirmeleri yasaklanmış, fakat onlar bu<br />

işi kaçak sürdürdükleri için hem buyruğun yerine getirilmesine olanak bulunmamış,<br />

hem de gelir azalmıştı. İkinci Selim bu konuda bir fetva çıkartıp gayrimüslimlerin<br />

şehre vergisini vermek suretiyle serbest içki getirebilmelerine izin vermiş, içki<br />

vergisini toplamaya birde görevli atamıştır. Bu konuda şikayetler çoğalınca bir süre<br />

sonra İstanbul kadısı padişaha başvurarak dikkatini çekmiş ve ikinci Selim, 1573’te<br />

İstanbul kadısına aşağıdaki hükmü çıkarıp yollamıştır (Zat, 2002).<br />

“Buyurdum ki (emir) ulaştığında Yahudi ve Hıristiyan katımına ve İstanbul şehri<br />

kapıcılarına gereği gibi tenbih ve tekrarlayasın ki şehre açıktan açığa fıçı ve varil ve<br />

tulumlarla şarap ve rakı getirmeyip kendileri için geceleyin gizlice getirdiklerini de<br />

Müslüman’ satmayıp ve birbirine sattıklarında da gizlice verip evlerini meyhane<br />

yapmayıp açıktan açığa çaldırmayıp açıktan açığa o çeşit toplantı yaptırmayıp dine<br />

uymayan törenlerin gösterişinden çok sakınıp İslam şeriatı ve büyük emre aykırı bir<br />

kişiye iş yaptırmayasın. Uslanmayıp, yüce şeriata ve büyük emre aykırı iş yapanların<br />

sabit olduktan sonra fırsat vermeyip, hapsedip, isim ve belirtileriyle yazıp mutluluk<br />

kapıma bildiresin ki onun hakkında değerli yüce emrim ne biçimde çıkarsa gereği ile<br />

işlem yapasın”<br />

Üçüncü Murat da babasından daha güçlü ve iradeli bir adam değildi. Tahta<br />

çıkışının ilk yılı sonunda meyhane açılması hakkındaki yasağı İslam mahalleleri için<br />

uygulamış, böylece gayrimüslimlerin oturdukları yerlerdeki meyhanelere<br />

dokunulmamasını ferman etmişti (1577). Böylelikle içkiye alışkın Müslümanlar,<br />

gayrimüslimlerin oturdukları mahallelere giderek ihtiyaç ve isteklerini giderme<br />

olanağını buluyorlardı. Bu padişah iradesi keyif sahiplerini çok sevindirmişti. Bir gün<br />

Üçüncü Murat, yağız bir at üstünde İstanbul sokaklarını dolaşıyordu. Bir hikâyeye<br />

göre bir gün padişahın yolu rastgele bir Rum meyhanesinin önünden geçiyormuş.<br />

İçeride Yeniçeriler oturmuş, eğleniyorlarmış. Dışarıdan padişahın geçmekte olduğunu<br />

görüp, sarhoşluk haliyle sevinçlerini belli etmek için ayağa kalkmışlar. Kadehlerini<br />

pencereden dışarıya uzatıp bir ağızdan yüksek sesle bağırmışlar.<br />

-Aşk-ı şahaneye!<br />

9

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!