Hayatı sloganlarla tarif etmekten kaçınmamız gerektiğini herzaman söyleriz. Fakat yine de sloganlarla konuşmanın verdiği«kolaycı» tavırdan kendimizi kurtaramayız. Fikrî, felsefî edebîdergilerimizden herbiri bu kolaycılıktan kendini kurtaramıyor,Türkiye platformunda dalga dalga yayılan birçok fikir ve düşünceyisadece, o fikir ve düşüncenin odaklanmış şahiislarıyla veyahutgündelik hayatımızda çok kullandığımız klişelik, özetlenmiş birkaçkelime etrafında anlamaya çalışırız. Veya bizlere böyle anlatılmayaçalışılır. Her fikri, her düşünce biçimini bütün derinliklerinekadar bilmemiz, kendi fikrî sıhhatliliğimiz için haysiyetlibir tavır için, kaçınılmaz bir gerektir. Bütün düşünce ve fikirlerienine boyuna tartmak, düşünmek, «bu adamlar ne diyor?», «bukitaplar ne anlatıyor?» diye sormak, araştırmak gerekir. Şüphesizo fikri kendi bütünlüğü içinde eleştirmek, tartışmak genç neslinen büyük kaygusu olmalıdır. Yeni yetişen nesil sloganların arkakapılarını açmak zorundadır. Kendini hiçbir şekilde kaypak, siluetlerle,gölgelerle anlatılan bir dünyaya hapsedemez. Açık, doğru, dürüstve inançlı olmak karakterini ayakta tutmak istiyorsa, herşeydenönce çevresinde konuşan bütün insanların düşüncelerine karşısaygılı olmak, en azından o insanları dinlemek, anlattıklarınıanlamaya çalışmak zorundadır. Yani itildiğimiz dünyaların önünüve arkasını kurcalamak, yediğimiz ekmeğin hakkı için, dünün,ötenin hakkı için, diz çöktüğümüz mutlak doğruların hakkı için,mutlaka gereklidir. Ve bunu şiar edinmenin zamanı çoktan gelmiştir.Tertemiz, pırıl pırıl kalabilmenin mücadelesini veren yeni yetişengenç nesil, etrafında dört dönen hayata, -kitapçı raflarından,sekizotuz haberlerine kadar- gözlerini ve yüreğini bütün samimiyetleaçmalıdır.Bu kaygularla, yine sınırlı sayfalarımızda bu minvalde küçükbir denemeye girişiyoruz. Bir düşünceyi tahlile çalışacağız. Ve sesimiziduyurabileceğimiz dergiler olduğu müddetçe de bu tahlilanlayışını bütün fikrî hareketlere genelleştireceğiz. Bunda kararlıyız.
«MÜSLÜMANCADÜŞÜNMEÜZERÎNEDENEMELER»KitapTahliliRasim özdenören'in İnsan Yayınları arasında çıkan «Müslümanca DüşünmeÜzerine Denemeler» adlı kitabı onun anlatımını, fikrini, dilini, vebakış tarzını gayet güzel bir şekilde ortaya koyuyor.Belli bir zaman dilimi koymak mümkün değil; fakat bu ifade tarzı sayınyazarın, Mavera dergisinden tanıdığımız ilk yıllarındaki uslûbunuda ve bakışaçısında, «dil» olarak dahi, gözle görülür bir değişme olduğunu gösteriyor.Bu kitap fikir dünyamızda üstünde durulması gereken özellikler taşıyor.Bir köşetoaşı veya bir dönüm noktasını işaretliyor da diyebiliriz. Kitabınyüzellibeş sayfalık küçük boy ebadında göze çarpan gayet hassas noktalarıntek tek üzerinde durulması gerekir. Şöyle ki, kitabı okuduğunuzda, Tanzimattanbugüne islâm düşüncesinin dışında bir bakış açısını, doğru veya yanlışyakalıyorsunuz. Tefsir, fıkıh, tasavvuf vs. bir çok islâm düşüncesine mâlikkonular kitabın deneme çizgisinin dışında -titizlikle- bırakıldığını sezdiriyor.Müdafaa geleneği, anlatmak istediği dünyayı tarih zinciri içinde bir «senet»aramıyor. Bu bakış tarzının üstüne çıkıldığını görüyoruz. Yani, her ne kadarbatılı zihnî kalıplar dışlanmaya çalışılmışsa da» başlığıyla garip bir bütünlükarzeden Denemeler kitabı, gerçekte yeni bir ifade tarzının ilk denermeleri.Tebliğ yeni yeni kendi safiyetiyle hiçbir literatürün dilini kullanmadankendini takdime çalışıyor. Arındırılmış bir zihinin ilk çalışmaları, arındırılmışbir tefekküre kapı aralamak için yola çıkıyor.Samimi bir gönül, bu kitabı önce kalbinin üzerine koymalı, sonra beynineyerleştirmeli. Bu tatlı ve samimi girizgâhımız, kitabın muhtevasındagösterilen hassas endişeye dikkati çekmek içindir.Bir kitabta özetlenmeye çalışılan yeni uslûibu, herşeyden önce kendibütünlüğü içinde değerlendirmek, tartmak gerekir. Bu yüzden eleştiri geleneğininve terbiyesinin oturmadığı bir mekânda, önce bir fikrin tanıtılmasına,geniş kitlelere anlatılmasına taraftarız.Bir fikri tanıyabilmemiz için, o fikrin eşya karşısındaki tavırlarına bakmamızicâp eder. însan, tabiat, dünya, siyasî rejimler, ideolojiler, vs. hemenherşey burada bir cevap bulur; bir tarife ulaşır. Tarif edilen eşyanın aldığıyeni yorum, bütünüyle bu fikrin hayat tarzıdır.Herşeyden önce gündelik dilde «kullandığı dil», diye kısaca izah ettiğimizşey, -kelimenin tam manâsıyla «literatür», büyük önem taşır. Literatürkaygusu, o fikrin şemasını ve muhtevasını ortaya koymak, sınırlarını çizmekiçin yardımcı ve önemli bir unsurdur. Meselâ, yazarımız, Kur'anı anlamakbahsinde, özellikle ve üstüne basarak «derûnî» ve bu kelimenin etrafında«irfan», «hikmet» gibi tâbirler kullanmaktadır. Ve bu «derûnî» kelimesi buradaözel bir anlam kazanıyor. Kelime, zihnî sınırlarını aşarak kendi içindeyürek gibi, gönül gibi vs. bir boyut yakalıyor. Bu kelime, bir nevî yazarınveya bu ifâde tarzında oturtulmaya çalışılan literatürün, anahtar kelimelerindenbiridir. Bunun gibi, yine sık sık «teslim olmak», «samimiyetle eğilmek»gibi, dışladığı zihnî kalıpların ötesinde kendi fikriyle anlam bulan, ifâdelerveya kavramlar kullanmaktadır. Bu «teslim olma» ifâdesi de yine literatürününözel bir anlam kazanan; ancak, kendiyle bütünleşen, içice olanmüslümanca bir hikmet arzeden, anahtar kelimelerden diğeridir.«Bir fikri tanıyabilmemiziçin, o fikrineşya karşısındakitavırlarına bakmamızicap eder. Tarifedilen eşyanın aldığıyeni yorum, bütünüylebu fikri ahayat tarzıdır...»