10.07.2015 Views

edebiyat

edebiyat

edebiyat

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Hâkimin mesleğiniz nedir sorusuna bir komünistin «profesyonel devrimciyim»dediği gibi, bu tarih şuurunun insanı da aynı soruya aslında, «Alp -eren»im cevabını sözlü değil, kültürünün gereği davranışlarıyla vermek ister.Yani davranış ve tutumlarımızın ideal formlarını tarihten alıyoruz. Neslimizininsan ve hayat karşısındaki tavrı, bizim için vazgeçilmez senettir. Buanlayış bu gün müşteki olduğumuz «millî» kelimesi etrafında yaygın görüşleridüşündürsün isterim. Garpçı, batıcı anlayış ne kadar kendi kimliğini belirtmeğeçalışırken kurduğu tamlamanın ikinci kelimesinde «milliyetçiliği»kullanımalktaysa da, böyle bir tarih şuurunun ve böyle bir kültürün farkındaolmadığı için bu tamlama şüphesiz sosyolojik olarak da yanlıştı, ve bizlerlearalarında çok büyük derin ayrılıklar vardı.. Halen de.Bu tarih şuurunun oturtulmasında sözünü ettiğimiz milliyetçi düşünce,diğer bütün frekanslarda manşete çekilen «milliyetçilik»ie farklı bir yapıyasahip olmuşlardır. Bu belirginliğin dozajı bizler için çok önemlidir. Bugünbu kelimelerin arka plânları sosyal hayatımızda irdelenirken bir hayâl kırıklığınıyaşıyorsak, bu belirginliğin zaman içinde erimesi, siyasî aksiyonuntemel şartı olan sosyal karşılıklarının bir türlü inşa edilememesi ve bulunamamasışeklinde olmuştur. Çünkü batılılaşma karşısında tutunabilmek içinkendi şahsiyetimizde ve günlük hayatımızda karşılıkları olan kültür değer-'lerimizde ifâdesini bulan «milliyetçilik» çok önemliydi. Ve hâlâ bu öneminisürdürmektedir. Biz bu, soruları hep «müslüman olup» cevapladık. Tarih şuurununyukarıdaki yorumu karşısında milliyetçi düşünce ister istemez heptek, hep yalnız ve siyasî şemanın ve sosyal hayatın dışında kaldı. (Ama,Allah şahidimizdir, bir nesil hakkıyla bu şuurun her nesle nasip olmayankaranlık gecelerin ender görülen kuyruklu yıldızları gibi ifâdesi olmuşlardır.Şimdi kaydıkları başka gecelerde alınları ak, yürekleri o kadar temizdir.}Bizim için çok önemli olduğu için tekrar ediyorum: Aynı ülkede, aynıkavram altında, aynı kelimeyle ifâde edilen bir başka ülkenin çocukları gibiydik.Bolşevikler ve menşevikleri andırıyorduk. Çünkü, ısrar ediyorduk, milliyetçiliğinsosyal hayatta mutlaka fertten topluma karşılıkları olmalıdır. Bubizim batılılaşma, teknoloji, sanayileşme vs. karşısında en çok güven duydu-.ğumuz ana fikirdir. Ama bu böyle olmadı. Bu farklılaşma üniversitede vesosyal hayatta belirgin bir şekilde ortaya konulabildi mi? Şimdi, bu karakterinçizilmesine mâni olan hem kavramları hem şahsiyetleri içice özetleyerek,yani zihinle yüreğin macerasını vermeye çalışarak bunu anlatmayaçalışıyoruz.Fakat, bu farklılaşmanın dışardan net bir şekilde görülemeyişinin müsebbibiniöyle zannediyorum, siyasî aksiyonun büründüğü siyasî kimliğin tarifindearamak gerekir. Aksine, zaman içinde alabildiğince «eklektik» ve «genelanlayışlarla» birlik çabast güden siyasî aksiyoner düşünce bize göre tarihî yanlışlarındanen büyüğünü yapıyordu. Ve bu yüzden, bugün, «millî», «millî kültür»,«Millî değerler» gibi kavramların siyasî karşılıkları vardır, lâkin sosyalhiçbir alanda karşılıkları reel ölçeklerle oluşmamıştır.Milliyetçi fikrin «millî kültür» etrafında verdiği eserler bugün dahi dikkatleincelenirse, ne büyük tarihî yanlışların veya aceleci ve siyasî tutumlarınkurbanı olduğunu görürüz, öyle zannediyorum, Emine Işınsu bu idealkimliğin oturtulmasında, milli karakterin yaygınlaşmasında öncülük eden romanlarınınen sonuncusu olan Cambaz'da dikkate değer bir çizgiye gelmiştir.Aslında, yazımızın başından beri sorduğumuz «millî» ve «millî kültür»ünarka plânında yer alan sosyal karşılıkları bir tarafa bırakıp bu romanın coğ..rafyasma girmek gerekir. Çünkü Işınsu'nun millî karakter tipinde yaptığırötuşlar dikkate değerdir. Karakterlerini tercih ederken, bütün edebî ve fikrîKavgasını adadığı tipin dışına çıkması veyahut öyle bir intiba uyandırmasıbu tartışmamızı aslında çok yakından ilgilendiriyor. (TÖRE'nin Emine Işmsuöze Sayısında Turan Bozkurt müstear ismiyle yazılan bîr yazıda bu endişeninüstünde esrarengiz bir üslûpla Emine Işınsu'nun yakalarına yapışarak sorulmuşbirçok soru vardır, dikkatle okunmasını tavsiye ederim.)«Erol Güngör,bir başka ifâdeylede de milliyetçiliğihayat karşısındabir yorumve bu yorumlarınhayata geçirilmesidiye izahetmektedir.Milliyetçi içintarih şuuru birMarksist içinsınıf şuurununaksi yöndebenzeridir...»«Milliyetçiliğinsosyal hayattamutlaka ferttentopluma karşılığıolmalıdır. Bubizim batılılaşma,teknoloji, sanayileşmevs.karşısında ençok güvenduyduğumuz anafikirdir. Ama buböyle olmadı...»

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!