İslam Alimleri Ansiklopedisi 2
İslam Alimleri Ansiklopedisi 2
İslam Alimleri Ansiklopedisi 2
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
“Helâl meydandadır. Haram meydandadır. Şüpheliler ikisi arasındadır, insanların çoğu bunları<br />
bilmez. Kim bu şüphelilerden kaçınırsa, dîni ve ırzı için berât almıştır. Her kimse bu şüphelilere<br />
dalarsa harâma düşer.”<br />
“Bedende bir et parçası vardır ki, bu parça iyi olursa bütün bedeni iyi olur, bozuk olursa bütün<br />
beden bozulur. Dikkat! O da kalbdir.”<br />
“Biriniz bir şeye yemin eder de ondan daha hayırlısını görürse hemen o yeminin kefaretini<br />
versin ve o hayırlı işi yapsın.”<br />
“Ubâde bin Sâmit’ten (r.a.) rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte Ubâde hazretleri:<br />
“Bir mecliste Resûlullah (s.a.v.) ile beraberdik. Şöyle buyurdular: “Allahü teâlâ’ya hiçbir şeyi ortak<br />
koşmayacağınıza, zina yapmayacağınıza, hırsızlık etmeyeceğinize, Allahü teâlânın harâm kıldığı<br />
nefsi haksız yere öldürmeyeceğinize dair bana bîat ediyorsunuz. Şimdi sizden her kim sözünde<br />
durursa onun ecri Allah’a aittir. Kim bunlardan birini yapar da a sebeble cezalanırsa bu da<br />
onun için keffârettir. Ve kim bunlardan bir şey yapar da Allahü teâlâ onu örtbas ederse onun işi<br />
de Allah’a kalmıştır. Dilerse kendisini affeder, dilerse azab eder.”<br />
1) Tehzîb-üt-tehzîb cild-1, sh-57<br />
2) El-Menhel-ül-azb-ül-mevrûd cild-1, sh-152<br />
3) Tezkîrât-ül-huffâz cild-1, sh-327<br />
ABDULLAH BİN ŞÜBRİME:<br />
Tâbiînden olup, Irak-Kûfe’de yetişen hadîs ve fıkıh âlimlerinin üstünlerinden. Abdullah bin Şübrime<br />
ismiyle meşhûr olup, künyesi Ebû Abdullah’tır. 72 (m. 691) senesinde doğdu. 144 (m. 761) senesinde<br />
vefât etti. Kûfe’de yaşamıştır. Ebû Cafer tarafından oraya kadı olarak tayin edilmiştir. İbn-i Şübrime aynı<br />
zamanda şair, cömert ve güzel ahlâkı ile meşhûrdur. Hadîsde sika’dır (güvenilir). Büyük hadîs âlimi<br />
Buhârî (r.a.) birçok hadîs rivâyetinde İbn-i Şübrime’yi şahid göstermektedir. İbn-i Mâce hariç, rivâyetleri<br />
diğer Kütüb-i sitte kitablarında yer alır.<br />
Abdullah bin Şübrime’nin, zamanı ile kendisinden sonra gelen devrin âlimleri; O’nun ilminin ve ahlâkının<br />
üstünlüğünü takdir etmişlerdir. Hatta Süfyân-ı Sevrî hazretleri İbn-i Şübrime için “O, bizim<br />
müftimiz idi” diyerek kendisini övmektedir.<br />
Abdullah bin Şübrime; birçok âlimin yaptığı gibi halkın arasına girip onlarla hoş sohbet etmeyi çok<br />
severdi. Arkadaşlarına da böyle yapılmasını tavsiye ederdi. Kendisine bu hâlinden suâl edildiğinde şöyle<br />
cevap verirdi: “Halkın arasına âlimler karışıp dolaşmalı, onlarla güzel ve dînî sohbetler yapmalı, arkadaşları<br />
çoğaltmalı, onlara müslümanlarla anlaşıp sevişmeyi öğretmeli, kendilerine dînî işlerde yardımcı<br />
olarak, iyi ve güzel ahlâklı davranarak onlara rehberlikde bulunmalı” derdi.<br />
İbn-i Şübrime; çevresi ile devamlı iyi geçinir, onlara her işlerinde yardımcı olur ve ihtiyaçlarını karşılardı.<br />
Bir gün çok yakın arkadaşlarından birinin ihtiyacını temin etti. Arkadaşı bu yardımın karşılığı olarak<br />
çok kıymetli bir hediye getirerek kendisine vermek istedi. İbn-i Şübrime arkadaşına: “Hediyeni almış<br />
gibi oldum. Bu getirdiğin hediyeyi geri alırsan beni çok sevindirirsin. Allahü teâlâ seni mükafatlandırsın.<br />
Güvendiğin dostlarına bir işin düştüğünde, dostun işi yapmadığı ve ona elinde bulunan bütün imkânı ile<br />
sarılmadığı zaman, sanki cenâze namazı kılar gibi abdest al ve dört tekbir getir. Sonra onu ölülerden<br />
say” dedi.<br />
İbn-i Şübrime; dünyâ malına ve mevkisine önem vermezdi. Herkesle iyi geçinmeyi, güzel ahlâklı<br />
olmayı, ilim sahipleri ile bir arada bulunmayı tercih eder, onları överdi.<br />
İmâm-ı a’zama (r.a.), Abdullah bin Şübrime sorulduğunda şöyle cevap verdi: “Benim bildiğim ve<br />
takdir ettiğim tek şey varsa, dünyâ malına, zenginliğine ve makamına kavuştuğu halde onlardan uzaklaştı.<br />
Bunların hiçbirine itibar etmedi, hepsini geri çevirdi. Bize gelince dünyâ malı ve mevkisi bizden<br />
kaçtığı halde biz onun peşinden koşuyoruz. Hatta esiri oluyoruz” diyerek, O’nun alçak gönüllülüğünü ve<br />
ilme değer verdiğini ortaya koymaktadır.<br />
İbn-i Şübrime; Şa’biden, İbn-i Sîrîn’den, İmâm-ı a’zamdan ve daha birçok âlimlerden hadîs rivâyetinde<br />
bulunmuştur. Bunlardan biri:<br />
“Oruç vücuttan çıkandan değil, giren şeyden bozulur.”<br />
1) Tehzîb-üt-tehzîb cild-5, sh-250<br />
2) Tabakât-ı İbn-i Sa’d cild-6, sh-351<br />
3) El-Menhel-ül-azb-ül-mevrûd cild-3, sh-117<br />
- 11 -