İslam Alimleri Ansiklopedisi 2
İslam Alimleri Ansiklopedisi 2
İslam Alimleri Ansiklopedisi 2
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
“Yâ Rabbi, eğer sana ibâdet etmem Cehennem korkusu ile ise beni Cehenneme at. Eğer Cennete<br />
girmek ümidi ile ibâdet ediyor isem, Cennetini bana yasak eyle. Eğer sırf, senin rızân için ibâdet ediyor<br />
isem, o hâlde bâkî olan Cemâlin ile müşerref eyle.”<br />
Çok defa şöyle derdi: “İstiğfâr etmekle kurtulduk sanırız... Halbuki o istiğfârımız da, bir başka istiğfâra<br />
muhtaçtır.”<br />
Allahü teâlânın muhabbeti ile çok ağlar, hep mahzun olarak yaşardı. Cehennem lafzını duyunca,<br />
onun dehşeti ile kendinden geçerek bayılıp düşerdi.<br />
Dediler ki; “Bir kulun Allahü teâlânın takdirine râzı olup olmadığı nasıl bilinir?” Buyurdu ki; “Gelen<br />
ni’metlerden zevk aldığı gibi, gelen musîbetlerden de zevk aldığı zaman.”<br />
Bir kimse “Yâ Rabbi! Benden râzı ol” dedi. Bunu gören Hz. Râbi’a, “Kendisinden râzı olmadığın<br />
(Kaza ve kaderine rızâ göstermediğin) bir zâtın, senden râzı olmasını istemeğe utanmıyor musun?” dedi.<br />
Kendisine sordular ki; “İnsanı Allahü teâlâya yaklaştıran en üstün şey nedir?” “Muhabbet sahibi o-<br />
lan kişi, muhabbetinden öyle sâdık olmalı ki, gönlünde O’nun için olmıyan hiç bir sevgi bulunmamalı”<br />
buyurdu.<br />
“İşlediğiniz günahları gizlediğiniz gibi, yaptığınız iyilikleri de gizleyin.”<br />
“Sabır insan olsaydı çok kerîm olurdu.”<br />
“Ma’rifetin alâmeti, her an Allahü teâlâyı hatırlamaktır.”<br />
“Kul Allahü teâlânın sevgisini tattığı zaman, Allah o kulunun kusurlarını kendisine gösterir. Böylece<br />
o, başkalarının kusurlarını görmez olur.”<br />
1) El-A’lâm cild-3, sh-10<br />
2) Ed-Dürr-ül-mensûr sh-202<br />
3) Vefeyât-ul-a’yân cild-2, sh-285<br />
4) Câmi-u-kerâmât-il-evliyâ cild-2, sh-10<br />
5) Tabakât-ül-kübrâ cild-1, sh-65<br />
6) Tezkiret-ül-evliyâ sh-39<br />
7) Nefehât-ül-üns sh-692<br />
8) Keşf-ül-mahcûb sh-253 (Urdu tercümesi)<br />
9) Risâle-i Kuşeyrî sh-262, 290, 329, 424, 516, 531, 624<br />
10) Tam İlmihâl Se’âdet-i Ebediyye sh-1057<br />
REBÎA BİN EBÎ ABDURRAHMAN:<br />
Tâbiîn devrinin büyük hadîs ve fıkıh âlimlerinden. Künyesi, Ebû Osman’dır. Doğum t¢rihi bilinmemektedir.<br />
137 (m. 753) senesinde Enbar’da vefât etti. Babasının ismi Ferrûh’tur. Irak âlimlerinin yolunu<br />
tutmuştur. Bu yolun özelliği bir işin nasıl yapılacağı, Kur’ân-ı kerîmde ve hadîs-i şerîflerde açıkça bildirilmemiş<br />
ise, buna benziyen başka bir işin nasıl yapıldığı aranır bulunur. Bu iş de onun gibi yapılır.<br />
Eshâb-ı kirâmdan sonra, bu yolda olan müctehidlerin reisi, İmâm-ı a’zam Ebû Hanîfe’dir (r.a.). Rebîa<br />
hazretleri re’y yolunu takip ettiği için ona “Rebîat-ür Rey” lakabı verilmiştir. Rebîa bin Abdurrahmân Medine-i<br />
münevverede fetva işlerine bakardı. Medine-i münevverenin ileri gelenleri onun meclisine devam<br />
ederlerdi. İmâm-ı Mâlik’in hocalarındandır. Sahâbe-i kirâmdan (r.anhüm) ba’zısına yetişti. Enes bin Mâlik,<br />
Sa’îd bin Yezîd, Muhammed bin Yahyâ bin Habbân, Sa’îd bin Müseyyib, Kâsım bin Muhammed, İbni<br />
Ebî Leylâ, A’rec, Mekhûl eş-Şâmî ve başka birçok büyük zâtlardan hadîs-i şerîf rivâyet etmiştir. Ondan<br />
da, Yahyâ bin Sa’îd el-Ensârî, Süleymân et-Teymi, İmâm-ı Mâlik, Şû’be, Hammâd bin Seleme gibi zâtlar,<br />
hadîs-i şerîf rivâyet etti.<br />
Hakkında âlimlerin buyurdukları:<br />
İbn-i Zeyd, “O, uzun müddet gece gündüz ibâdetle meşgul oldu. Bu durum, yanına gelenlerle oturup,<br />
onlarla sohbete başlayıncaya kadar devam etti.”<br />
Yahyâ bin Sa’îd, “O, zekâ ve kavrayışı yüksek bir âlimdi.”<br />
“Ubeydullah bin Ömer. “Biz müşkillerimizi, halledemediğimiz mes’elelerimizi, ona arz ederdik. O,<br />
bizim en üstünümüz ve âlimimiz idi.”<br />
“Abdurrahmân bin Zeyd bin Eslem: “Rebîa’nın meclislerinde Yahyâ bin Sa’îd de bulunurdu. Rebîa<br />
olmadığı, zamanlarda Yahyâ bin Sa’îd anlatırdı. Yahyâ bin Sa’îd çok hadîs-i şerîf rivâyet etmiş bir âlimdir.<br />
Fakat Rebîa bulunduğu zaman, onun ilmine hürmeten sessiz kalır, konuşmazdı. Halbuki Rebîa yaşça<br />
ondan küçüktü.”<br />
- 233 -