25.03.2018 Views

İslam Alimleri Ansiklopedisi 2

İslam Alimleri Ansiklopedisi 2

İslam Alimleri Ansiklopedisi 2

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

yip) dünyâyı yarattı. Dünyâyı çok kısa eyledi. Onun başından sonuna kadar olan zamanı, günün bir saati<br />

gibi yaptı. Sonra, dünyâ ve dünyâdakilerin son bulmalarını diledi ve şöyle buyurdu: “O’nun zâtından<br />

başka herşey yokluğa mahkûmdur. (Geçerli) hüküm ancak O’nundur ve (öldükten sonra) hep<br />

O’na döndürüleceksiniz.” (Kasas: 88) Allahü teâlâ, insanlara Peygamberleri vasıtasiyle kitaplar gönderdi.<br />

Bunlarla emirlerini ve yasaklarını, helâl ve harâmları emrine itâat edenlere vereceği mükâfatı itâat<br />

etmiyenlere vereceği azabı, v.s. bildirdi. Ey Ömer! Sen şimdi, sıradan bir insan değilsin. Büyük bir vazifeyi<br />

üzerine aldın. Bu hususta, Allahü teâlâ’dan başka senin yardımcın yoktur. Kendini ve ehlini muhafaza<br />

edip, hak ve hukuku gözetebilirsen, bu büyük bir ni’mettir. Çünkü senden önce geçenlerden bir kısmı,<br />

yapacaklarını yaptılar. Hakkı öldürüp, Bâtıl ve bid’atleri ortaya çıkardılar. Bu bid’atleri sünnet-i seniyye<br />

zannettiler. Bid’at ehli kimselerin yetişmesine fırsat verdiler, ilim sahiplerine rahatlık verdilerse de, çok<br />

eziyet de yaptılar. Sen onlara, rahatlık ve genişlik vermekle beraber, eziyet ve sıkıntı kapısını da kapalı<br />

tut. Eğer sen Allahü teâlânın rızâsını gözetirsen, Allahü teâlâ sana yardımcı insanlar gönderir. Allahü<br />

teâlânın yardımı, herkesin niyetinin derecesine göredir. Eğer niyet tam hâlis olursa, Allahü teâlânın yardımı<br />

da tam olur. Eğer niyet noksan olursa, Allahü teâlânın yardımı da ona göre olur.” Sâlim bin Abdullah<br />

dedesi Hz. Ömer’in hâlini anlatırken, Resûlullahtan (s.a.v.) ve Asr-ı se’âdetten de kıymetli haberler<br />

vermektedir: “Hz. Ömer devlet başkanı seçildiğinde, Ebû Bekir’e (r.a.) ta’yin edilen maaş kadar ücret<br />

almaya başladı. Bu şekilde devam ederken, bir defasında sıkıntıya düştü. Muhacirlerden bir grupt toplanıp<br />

bu mevzuyu görüştüler. Zübeyr bin Avvam (r.a.), Hz. Ömer’e söylesek de maaşını biraz arttırsak,<br />

buyurdu. Hz. Ali, ümid ederiz ki kabul eder deyip, haydi gidelim buyurunca kalktılar. Hz. Osman, “Ömer’in<br />

(r.a.) hak ve adalette ne kadar sert olduğunu biliyorsunuz. Bu isteğimizi kendisini kırmayacağı<br />

birisine söyletelim. Kızı Hafsa’ya (r.anha) gidip, bu mes’eleyi anlatalım. Bizim ismimizi vermeden, arzumuzu<br />

ona bildirsin” buyurdu. Kabul ettiler ve doğru, Hz. Hafsa’nın yanına gittiler. Ona durumu anlattılar<br />

ve bunu kabul etmeden Hz. Ömer’e kimsenin ismini söylememesini de tenbih ettiler. Sonra da dışarı<br />

çıktılar. Bunun üzerine Hafsa (r.anha), Hz. Ömer’in yanına gitti. Durumu anlattı. Hz. Ömer celallenip,<br />

“Kimdi onlar?” diye suâl etti. Hz. Hafsa, “Fikrini öğrenmeden kim olduklarını söylemem” dedi. Hz. Ömer<br />

“Eğer kim olduklarını bilseydim, iyice döverdim. Ama, duâ etsinler ki, arada sen varsın. Peki Hafsa, Allah<br />

aşkına söyle, Resûlullah (s.a.v.) senin evinde kalırken giydiği en kıymetli elbise neydi?” Hafsa (r.anha)<br />

“İki tane renkli elbisesi vardı. Elçileri onlarla karşılar, Cum’a hutbelerini onlarla okurdu” dedi. Hz. Ömer<br />

“Peki yediği en iyi yemek neydi?” diye soranca kızı “Bizim yediğimiz ekmek, arpa ekmeğiydi. O sıcakken,<br />

yağ kabının altına koyardık. Ekmek yumuşar ve yağlanırdı. Onu yerdik ve güzel bulduğumuz için<br />

başkalarına da ikrâm ederdik” diye cevap verdi. Hz. Ömer tekrar “Senin yanında kaldığı zamanlarda<br />

kullandığı en geniş, rahat yaygı neydi?” diye sordu. Hz. Hafsa “Kaba kumaştan yapılma bir örtümüz vardı.<br />

Yazın dörde katlar ve altımıza yayardık. Kış gelince de yarısını altımıza yayar, yarısını da üstümüze<br />

örterdik” diye cevap verince, Halife “Yâ Hafsa! Benim tarafımdan onlara söyle. Resûlullah (s.a.v.) kendine<br />

yetecek miktarı tespit eder, fazlasını ihtiyaç sahiplerine verir ve kalanla iktifa ederdi. Vallahi ben de<br />

kendime yetecek kadarını tesbit ettim. Artanı ihtiyaç sahiplerine vereceğim ve bununla iktifa edeceğim.<br />

Ben Resûlullah (s.a.v.) ve Hz. Ebû Bekir, bir yol takip eden üç kişi gibiyiz. Onlardan ilki nasîbini aldı ve<br />

yolun sonuna vardı. Diğeri de aynı yolu takip etti ve O’na kavuştu. Sonra üçüncüsü yola koyuldu. Eğer o<br />

da öncekilerin gittikleri yolu takip eder, onlar gibi yaşarsa, onlara kavuşur ve onlarla beraber olur. Eğer,<br />

öncekilerin gittikleri yoldan başka bir yol takip ederse, onlarla buluşamaz” buyurdu.”<br />

Yine Hz. Ömer’in şöyle buyurduğunu rivâyet eder; “Vallahi biz dünyâ zevklerine rağbet etmeyiz, istesek<br />

bir hayvan kestirir, ekmek ve kuru üzümden şıra yaptırır yer, içeriz. Fakat, biz bu ni’met ve güzellikleri<br />

öbür dünyâya bırakmak istiyoruz. Çünkü Allahü teâlâ şöyle buyuruyor. (Kâfir olanlara, ateşe arz<br />

edecekleri gün şöyle denir) “Siz dünyâ hayatında bütün zevklerinizi yaşayıp bitirdiniz ve bunlarla<br />

sefa sürdünüz. Artık bugün hakaret azâbı ile cezalanacaksınız, çünkü yer yüzünde haksız yere<br />

kibir taslıyor, bir de dinden çıkıyordunuz (fâsıklık ediyordunuz).” (Ahkâf sûresi 20” buyurdu.<br />

Rivâyet ettiği hadîs-i şerîflerden ba’zıları şunlardır:<br />

Babasından rivâyet etti. Resûlullah (s.a.v.) şimşekleri ve gök gürültüsünü işitince şu duâyı yaptı.<br />

“Allahım bizi şimşeğinle öldürme, bizi azabınla helâk etme ve bundan önce bize afiyet<br />

ver.”<br />

“Uyuduğunuz zaman evlerinizde ateş bırakmayınız.”<br />

“Kim müslülman kardeşinin ihtiyâcını görürse, Allahü teâlâ da onun ihtiyâcını görür.”<br />

“Hiç kimse sol eliyle yemesin ve asla sol eliyle içmesin, çünkü şeytan sol eliyle yer ve<br />

sol eliyle içer.”<br />

“Sizden biriniz aksırdığı zaman, “Elhamdülillah” desin, yanında bulunan,<br />

“Yerhamükellah” desin. Aksıran da, “Yagfirullahü lî ve leküm” desin.”<br />

“La’net edici olmak, mü’mine yaraşmaz.”<br />

- 249 -

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!