25.03.2018 Views

İslam Alimleri Ansiklopedisi 2

İslam Alimleri Ansiklopedisi 2

İslam Alimleri Ansiklopedisi 2

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Abdülazîz bin Ebî Revad. İbn-i Ömer’den, şu hadîs-i şerîfi rivâyet etti. “Kim bid’at sahibini aşağı<br />

görürse, Allahü teâlâ onu Cennette bir derece yükseltir.”<br />

Babasından naklettiği hadîs-i şerîf şudur: “Ümmetimin fesadı zamanında sünnetime yapışana<br />

şehîd sevabı vardır.”<br />

Atâ’dan rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte “Kim, din kardeşiyle onun bir ihtiyacı için yürür, Allahü<br />

teâlâ’nın rızâsı için ona nasîhatta bulunursa, Allahü teâlâ kıyâmet günü onunla ateş arasında yedi<br />

hendek yapar. Bir hendek yerle gök arası kadardır” buyurulmuştur.<br />

Ebû Sa’îd’den rivâyet ettiği hadîs-i şerîf şöyledir: “Allahü teâlâya sanki O’nu görür gibi ibadet<br />

et. Çünkü, sen O’nu görmüyorsan, O seni görür.”<br />

Hakkında anlatılanlar Süfyân bin Uyeyne anlattı: Mekke-i Mükerreme’ye şiddetli yağmur yağıp,<br />

çok evler yıkılmıştı. Fakat Abdülazîz hazretleri bu afetten sağ salim kurtulmuştu. Allahü teâlânın bu ihsan<br />

ve lütfuna şükür olarak bir köleyi âzâd etti.<br />

Şakik-i Belhi hazretleri anlattı: Yirmi sene gözleri görmemişti. Onun için, bu kadar sene çoluk çocuğunu<br />

göremedi. Bir gün oğlu kendi kendine düşünüp, bu duruma içerleyerek, “Babacığım! Senin gözlerinin<br />

görmemesine çok üzülüyorum” deyince, Abdülazîz hazretleri, “Oğlum! Ben Allahü teâlâ’dan gelene<br />

razıyım” cevabını vermiştir.<br />

Yine birisine şöyle buyurdu: İslâm’dan, Kur’ân-ı kerîm’den ve saçının beyazlığından öğüt almıyan,<br />

nasîhat kabul etmez.<br />

Abdülazîz bin Ebî Revvâd buyurur ki: Ölüm hastalığında, Mugîre bin Hakî’nin yanına gittim. Bana<br />

nasîhat et, dedim. Bana “Bu yatak için sâlih amel yap” dedi.<br />

Abdülazîz bin Ebî Revvâd hazretlerine nasıl sabahladın diye sorulunca, ağladı. “Niçin ağladın”,<br />

dendi. Bunun üzerine, “Ölümü unutmuş, üstelik günahları da çok olan kimsenin hâli nasıl olur. Ecel, süratle<br />

geliyor, ömür her gün eksiliyor. Akıbetin ne olacağı, Cennet mi, Cehennem mi, bilinmiyor. Ya Cehennem<br />

olursa, halimiz ne olur?” buyurdu.<br />

1) Hilyet-ül-evliyâ cild-8, sh-91<br />

2) Tabakât-ül-kübrâ cild-1, sh-61<br />

3) Tehzîb-ül-esmâ ve’l-luga cild-1, sh-307<br />

4) Şezerât-üz-zeheb cild-1, sh-246<br />

5) Tehzîb-üt-tehzîb cild-6, sh-338<br />

ABDÜLAZÎZ BİN MUHAMMED:<br />

Hadîs âlimlerinden. Tâbiînden olup, Medine’de doğdu. Değum târihi bilinmemektedir. Hicretin 189<br />

(m. 804) senesinde Medine’de vefât etti. Aslen Horasan’ın Derâverde köyündendir. Bu bakımdan<br />

Derâverdî de denilmiştir. Hadîs rivâyet ettiği zâtlar; Zeyd bin Eslem, Şüreyk bin Abdullah, Yahyâ bin<br />

Saîd el-Ensârî, Hişam bin Urve, Amr bin Ebî Amr, Sevr bin ed-Deylî, Humeydî, Tavil, Cafer-i Sâdık<br />

(r.anhüm) gibi çok sayıda muhaddisten hadîs-i şerîf rivâyet etmiştir. Kendisinden de Şu’be, Sevrî, İbn-i<br />

İshâk, İbn-i Mehdî, İbn-i Vehb, Veki bin Cerrâh, Dâvûd bin Abdullah, Abdullah bin Ca’fer er-Rakî gibi pek<br />

çok âlim hadîs rivâyet etmişlerdir.<br />

Abdülazîz bin Muhammed’in A’lâ İbn-i Abdurrahman’dan, o da Ebû Hüreyre’den rivâyet ettiği bir<br />

hadîs-i şerîf şöyledir: “İnsan öldüğü zaman amel defteri kapanır. Ancak üç sınıf kimsenin amel defteri<br />

kapanmaz. Sadaka-i cariyye (hayırlı eserler) bırakanın, faydalı ilim bırakanın ve salih evlât yetiştirenin.”<br />

Osman bin Âffan (r.a.) abdest aldı ve Resûlullah’ı; şu benim abdestim gibi abdest aldığını gördüm.<br />

Sonra şöyle buyurdular dedi: “Her kim böylece abdest alırsa, geçmiş günahları afv olunur. Kıldığı<br />

namazla, mescide kadar yürümesi de (kendisine) nafile (ibâdet) olur.”<br />

1) El-A’lâm cild-4, sh-25<br />

2) Tezkirât-ül-huffâz cild-1, sh-269<br />

3) Tehzîb-üt-tehzîb cild-6, sh-353<br />

4) Mîzân-ül-i’tidâl cild-2, sh-633<br />

5) El-Menhel-ül-azb-il mevrûd cild-1, sh-23<br />

ABDÜLMELİK BİN UMEYR:<br />

Tâbiîn’in meşhûrlarından âlim ve fakîh bir zât olup, Kûfe kadısı idi. İsmi Abdülmelik bin Umeyr bin<br />

Suveyd bin Hârise bin İmlâs İbni Şuneyf El-Kûfî el Kıptî el-Ferâsî olup, künyesi Ebû Ömer’dir. (Ebû Amr<br />

da denildi). Kıptî ve Ferâsî denilmesinin sebebi; kendisinin, çok güzel bir yarış atı olduğu içindir. 32 (m.<br />

- 24 -

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!