25.03.2018 Views

İslam Alimleri Ansiklopedisi 2

İslam Alimleri Ansiklopedisi 2

İslam Alimleri Ansiklopedisi 2

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Kendisine karşı yapılan hatâ ve kusurlara tahammül edip, öfkelenince sabretmek, her an Allahü<br />

teâlâyı hatırlamak. Zenginlere karşı vekarlı olmak. Cenâb-ı Haktan gelen her şeye rızâ göstermektir.”<br />

“Sâdık olmanın alâmetleri: Sözü ile kalbinden geçenlerin aynı olması. Söz verdiği gibi hareket etmesi,<br />

işlerini Allahü teâlânın rızâsı için yapması. Dünyâya düşkün olmayıp, makam, mevki peşinde<br />

koşmaması, Nefsin isteklerini yapmaması, mühim olan işleri hemen yapıp, mühim olmayanları sonraya<br />

bırakması. Âhıreti, dünyâya tercih etmesidir.”<br />

“Öyle bir tevekkül sahibi olmalıdır ki, Allahü teâlânın, kendisi için ezelde takdir ettiği şeyden başka,<br />

başına hiçbir şeyin gelmeyeceğine gözüyle görür gibi inanmalıdır.”<br />

“Allahü teâlâya olan muhabbetin alâmetleri: Dünyâda huzurlu olduğu halde, âhıreti arzu etmek.<br />

Sıhhatli olduğu halde ölümü istemek. Allahü teâlâyı çok anmak, bununla rahatlamak ve bundan zevk<br />

almak. Cenâb-ı Haktan gelen dertleri ve belâları ni’met bilip, bunlara sabretmek sevinmektir.”<br />

1) Tezkiret-ül-evliyâ sh-224<br />

2) Hilyet-ül-evliyâ cild-8, sh-237<br />

3) Tabakât-ül-kübrâ cild-1, sh-68<br />

4) Tehzîb-üt-tehzîb cild-11, sh-407<br />

ZEYD BİN ESLEM:<br />

Medine-i münevverede yetişen müfessirlerin (tefsîr âlimlerinin) en meşhûru. Künyesi Ebû Abdullah<br />

veya Ebû Üsâmedir. Tâbiînin büyüklerindendir. Hz. Ömer’in oğlu Hz. Abdullah onu âzâd etti. 136 (m.<br />

753) târihinde Medine’de vefât etti.<br />

Pekçok hadîs-i şerîf ezberledi. Sika (güvenilir) bir zât olup, fıkıh âlimidir.<br />

Peygamber efendimizin mescidinde talebelerine ders verirdi. Pekçok kimseler kendisinden ilim öğrenmek<br />

için uzaklardan gelirlerdi. Hattâ Hz. Hüseyin’in oğlu Zeynel’âbidîn bile kendisinden ilim öğrenirdi.<br />

Birgün Zeynel’âbidîn bin Hüseyin’e, “Akrabalarınızdan pek çok büyük âlim var iken, Hz. Ömer’in kölesine<br />

mi gidiyorsun?” diye sordular. Onlara cevaben, “İnsan kendisine dinde daha çok faydalı olana gider”<br />

dedi.<br />

Hz. Zeyd bin Eslem, Hz. Abdullah bin Ömer, Hz. Seleme bin el Ekva, Hz. Enes bin Mâlik<br />

(r.anhüm) gibi Eshâb-ı kirâmın ileri gelenlerinden hadîs-i şerîf rivâyet etti. Kendisinden de Hz. Hişâm bin<br />

Sa’d, Hz. İmâm-ı Mâlik, Hz. Zührî, Hz. Süfyân-ı Sevrî gibi birçok âlimler hadîs-i şerîf rivâyet etmişlerdir.<br />

Hadîs-i şerîflerini, Kütüb-i sitte (Altı Hadîs Kitabı) sahipleri kitaplarına almışlardır.<br />

Hz. Zeyd bin Eslem çok müttekî (haramlardan çok sakınır) olup pek sevimli bir zât idi. Hz. İmâm-ı<br />

Mâlik, “Ben, Zeyd bin Eslem’e olan muhabbeti hiçbir kimseye duymadım” buyurmuştur.<br />

Hz. Zeyd bin Eslem rivâyet ediyor ki: “Bir defasında, Hz. Ömer su istedi. Bunun üzerine kendisine,<br />

bal şerbeti ikrâm ettiler. Hz. Ömer, “Bu çok güzeldir. Lâkin, ben âhırette bunların aslına, hakîkîsine kavuşmak<br />

için, bu lezzetleri terk ediyorum” buyurdu.<br />

Hz. Zeyd anlattı: “Birgün İbn-i Ömer (r.a.) köle olan bir çobana rastladı. Koyun sürüsünü otlatmakla<br />

meşgul olan çobana şöyle dedi: “Besili, etlik bir koyun varsa getir de kesip yiyelim.” Çoban cevâbında<br />

“Koyun vermem mümkün değil. Çünkü sahibi burada yok” der. İbn-i Ömer (r.a.) “Olsun, koyunun sahibine,<br />

(koyunu kurt kaptı) dersin” dedi. Çoban “Böyle yapmaktan Allahü teâlâya sığınırım. Ondan korkarım.<br />

Çünkü O herşeyi bilmektedir” dedi. İbn-i Ömer (r.a.) çobanın takvasının çokluğunu böylece anladı ve<br />

hemen sahibini bulup, köleyi ve koyun sürüsünü satın alıp, köleyi âzâd edip, sonra da koyun sürüsünü o<br />

çobana hediye etti.”<br />

Hz. Zeyd bin Eslem’in rivâyet ettiğine göre, fakîrler aralarında birini seçip, temsilci olarak, Peygamber<br />

efendimizin huzuruna gönderdiler. O da gidip, Peygamber efendimize dedi ki: “Beni size fakîrler<br />

gönderdi” Peygamber efendimiz, “Sana ve seni gönderenlere merhaba. Onlar benim sevdiğim<br />

kimselerdir” buyurdu. Gelen kimse, şöyle arz etti: “Yâ Resûlallah! Zenginler malları bulunduğu için hac<br />

yapıyorlar. Hayır ve hasenatta bulunuyorlar. Biz ise bunları yapamıyoruz. Bunun için biz mükâfatımızın<br />

az olacağını tahmin ediyoruz. Beni size gönderen fakîrler bizim hâlimiz nasıl olacak? diyorlar.” Bunun<br />

üzerine Peygamber efendimiz şöyle buyurdu: “Fakîrlere benden bildirin! Kavuşacakları mükâfatları<br />

düşünerek, hallerine sabreden fakîrlerin, zenginlerde bulunmayan üç hasletleri vardır. 1- Kendilerine<br />

Cennette öyle köşkler verilir ki, insanlar, dünyâda yıldızlara baktığı gibi o köşklere<br />

bakarlar. Bu köşkler, fakîr olan Peygamberler, şehîdler ve mü’minler içindir. 2- Fakîrler, zenginlerden<br />

yarım gün önce Cennete girer. (Âhıretin bir günü, dünyânın bin yılı kadardır. Yarım<br />

gün beşyüz sene eder.) 3- Zenginin, (Sübhânallahi vel-hamdü lillâhi velâ ilâhe illallahü vallahü<br />

ekber) deyip ve onbin dirhem de sadaka verip kavuştuğu sevaba, fakîr olanlar yalnız bunu<br />

söyledikleri zaman kavuşurlar. Diğer hayır işlerde de durum aynıdır.”<br />

- 302 -

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!