19.01.2015 Views

Untitled - giriş

Untitled - giriş

Untitled - giriş

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

nadiren bulunması Đslâm’ın tezini güçlendirmektedir. Yüce Allah erkek ve kadına,<br />

birbirini tamamlayan farklı özellik ve kabiliyetler vermiştir. Bu özellik ve<br />

kabiliyetler, aksine bir ihtiyaç ve zaruret bulunmadıkça tabii bir iş bölümünü ve<br />

öncelikler sistemini beraberinde getirmektedir. Dolaysıyla devlet başkanlığında<br />

öncelik erkeklere aittir; bu görevin gerektirdiği fıtrî donanım daha ziyade erkeklerde<br />

vardır, bununla beraber ihtiyaç ve zaruret bulunursa kapı kadınlar için de açıktır. 224<br />

Bize göre burada sorgulanması gereken husus, modern toplumlarda olduğu gibi<br />

kadının da erkekle beraber ailenin geçim yüküne ortak olmasının ne derece doğru<br />

olduğudur. Đslâm âlimleri, ailenin geçimi hususunda kadının çalışarak kocasına<br />

yardımcı olmasının caizliğinde ittifak olduğunu belirtirler. Ancak ailenin geçimine<br />

kadının katkıda bulunması zorunluluk değil, ihtiyarî bir durumdur. 225 Đhtiyaç ve<br />

zaruret hallerinde rollerin değişmesine bir engel de yoktur. Kadına erkeğin<br />

yüklendiği mali yükümlülüğün aynısını yüklenmeyi zorunlu kılan pek çok modern<br />

hukuk, buna dayanarak onların miras paylarını da eşit görmektedir. Đslam ise kadın<br />

ile erkek arasında iş bölümü öngörmekte onların fizyolojik durumlarını da göz<br />

önünde bulundurarak farklı roller vermekte, her birinin bu yükümlülüğüne göre<br />

hakkı farklılık arzetmektedir. Bu bakımdan Đslâm’ın, erkekle kadının miras paylarını<br />

farklı tayini âdil ve hukûka uygun bir paylaşımdır. Eğer Đslâm, kadını da erkek gibi<br />

ailenin geçimi ve diğer harcamaları konusunda eşit bir seviyede tutsaydı,<br />

muhtemelen miras da ona göre bölünürdü.<br />

Burada üzerinde durulması ve tartışılması gereken bir diğer konu da Mustafa<br />

Sıbaî’nin sorusuyla kadının ailenin geçim yükünü erkekle eşit bir şekilde<br />

yüklenmesinin aile ve toplum maslahatına ne kadar uygun olduğudur. Cevabında<br />

Sıbaî, modern dünyanın kadınla erkeği eşit bir şekilde malî yükümlülüğün altına<br />

sokmasının doğurduğu olumsuz sonuçlara detaylı bir şekilde işaret etmektedir. 226<br />

Kadının mali yükümlülükte erkekle eşit derecede sorumlu görülmesi, özellikle<br />

ülkemizde olduğu gibi gelenekle modernite arasında sıkışmış toplumlarda kadının<br />

fizikî yapısı da dikkate alındığında ona karşı yapılmış bir haksızlıktır. Biz bu<br />

düşünceyi öne sürerken kadını toplumsal hayattan tamamen soyutlamayı ve onu<br />

eğitim ve öğretim hayatından uzaklaştırmayı kastediyor değiliz. Elbette kadın<br />

toplumsal hayatın çeşitli alanlarında kendi doğasına ve kabiliyetine uygun işlerde<br />

çalışabilir. Ama bu durum batılı toplumlarda olduğu gibi hayatın her alanında<br />

kadının çalışma hayatının tam ortasında olacağı anlamına gelmez. Âile geçimine<br />

katkıda bulunmak amacıyla da asla kadının kamuda çalışmasında bir takım ilkelere<br />

224 Karaman, Hayreddin, “Kadının Şahitliği, Örtünmesi ve Kamu Görevi” İslâmî Araştırmalar Degisi, c.5, sa: 4,<br />

Ankara 1991. s.289-291.<br />

225 Sıbaî, Mustafa, el- Mer’e beyne’l Fıkh ve’l Kanûn, s.36; Karaman, Hayreddin, “Kadının Şahitliği, Örtünmesi ve<br />

Kamu Görevi, s.289; Şimşek, M. Said, Günümüz Tefsir Problemleri s.358.<br />

226 Sıbaî, Mustafa, a.g.e. s.36.<br />

74

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!