19.01.2015 Views

Untitled - giriş

Untitled - giriş

Untitled - giriş

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

evrenselliği, ona muhatap olan insanların “insan olma” ortak paydasındaki nitelikleri<br />

çerçevesinde ele alınmalıdır. Đnsanlık tarihine bakıldığında onun temel güdülerinde,<br />

Örneğin; hayata olan sevgisi, karşı cinse olan eğilimi, mal ve mülke olan arzularında<br />

değişen bir şey yoktur. Günümüzde yaşanan katliamlar ve kan dökmeler nefsinin<br />

kötülüklerine mağlup olan insan doğasının hala değişmediğinin açık kanıtıdır.<br />

Kur’an’ın evrenselliğini, onun getirdiği iman esaslarının, hukuk ve ahlak ilkelerinin<br />

insan fizyolojisi ve psikolojisine uygunluğu ile onun ahkâmının beşerî farklılıkları,<br />

zarûrî ve istisnaî durumları gözeterek her yerde ve herkes için geçerli olacağı<br />

anlamında ele almak gerekmektedir. Ayrıca Kur’an’ın tüm insan farklılıklarının<br />

üstünde “fıtrata” hitap etmesi onun evrenselliğini gösterir.<br />

Kur’an’ın tarihsel bir metin olduğu şeklindeki tartışmalar, ilk defa 19. yüzyılın<br />

ikinci yarısından itibaren Hint Alt Kıtasındaki klasik Đslâm modernistleri tarafından<br />

başlatılmıştır. Bu düşünce daha sonra aralarında farklılıklar bulunmakla beraber<br />

Fazlur Rahman, Hasan Hanefî, Muhammed Arkoun ve Nasr Hâmid Ebû Zeyd<br />

tarafından günümüze kadar taşınmıştır.<br />

Tarihselci Müslüman düşünürlerin önemli ortak yanlarından biri, Đslâm kültür<br />

ve geleneğini kıyasıya eleştirmeleridir. Mesela Fazlur Rahman ve Muhammed<br />

Arkoun’da bu durum açıkça görülmektedir. Elbette gelenek içerisinde eleştirilecek<br />

yönler bulunmaktadır. Ancak bu eleştiriler bunlarda bazen-örneğin Muhammed<br />

Arkoun’da olduğu gibi- Đslâm’ın temel kaynağı olan Kur’an’ın özüne kadar<br />

varabilmektedir. Bu durum elbette tasvip edilemez.<br />

Tarihselci aydınların bir başka ortak yönü, Kur’an’ın literal olarak okunmasına<br />

karşı çıkmalarıdır. Mesela Fazlur Rahman, Kur’an ahkâmının lafız olarak aynen<br />

alınıp günümüze taşınması yerine, onların arkasındaki ilkelerin ve temel gayelerin<br />

alınarak günümüz problemlerine çözüm bulunması gerektiği konusu üzerinde<br />

özellikle durur. Bunun için herhangi bir tarihsel bağlama yerleştirmeksizin kelime<br />

bilgisiyle anlaşılabilecek olan muhkem ayetleri bile tarihsel bağlama yerleştirerek<br />

aşırı te’vilci bir tarzla yorumlama cihetine gider. Yine Muhammed Arkoun Kur’an<br />

metninin ilahî yönünün öne çıkarılarak literal tarzda okunmasının terk edilmesi<br />

gerektiğini ve ondaki beşerî yöne vurgu yaparak antropolojik okumanın ısrarla<br />

üzerinde durur.<br />

Kur’an’ı Kerim’in iki yönü olduğu belirtilmektedir. Bunlardan birincisi ilahî;<br />

ikicisi ise beşerî yöndür. Kaynak itibarıyla Kur’an ilahî bir hüviyete sahip iken,<br />

beşere ait bir iletişim vasıtası olan dili kullanması, bir kısım ayetlerinin belli bazı<br />

beşerî sebepler ve olaylar üzerine inmesi (esbab-ı nüzûl), nazil olduğu coğrafî ve<br />

soyso-kültürel koşulları dikkate alması (Mekkî-Medenî) onun beşerî yönünü<br />

oluşturmaktadır. Kur’an’ın anlaşılması ve yorumlanmasında klasik âlimlerin de farklı<br />

bir seviyede önem verdiği bu beşere ait yön, tarihselcilik tartışmalarında önemli<br />

argümanlar olarak görülmektedir.<br />

94

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!