19.01.2015 Views

Untitled - giriş

Untitled - giriş

Untitled - giriş

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

sahip olmadığı anlamları yükleyerek veya Arap dil kurallarıyla ilişkisi olmayan<br />

anlamlara kelimenin taşınması sûretiyle yapılan aşırı yoruma itirazdır, başka bir şey<br />

değildir. Ama tarihselci yaklaşım, ayetleri nazil olduğu tarihsel bağlamda anladıktan<br />

sonra günümüze taşırken yaptığı yorumlarda, bu ifadeleri çoğu kere aşırı bir şekilde<br />

yorumlamaktadır. Aşırı yorum karşıtı Şâtıbî’den, aşırı yorum taraftarı tarihselci<br />

yaklaşıma dayanak çıkmaz.<br />

Kur’an ayetlerinin yorumlanmasında maslahata yapılan vurgu da tarihselci<br />

yaklaşımın önemli dayanaklarındandır. Kanaatimizce tarihselci yorumcular, nass ile<br />

maslahat çatıştığında maslahatın öncelenmesi gerektiğini iddia eden Tûfî’den daha<br />

ileri bir noktadadırlar. Zira Tûfî, salt muamelata dair ahkâmda maslahatın takdim<br />

edilmesini söylerken; tarihselciler, bunu daha da genelleştirerek mukadderât denilen<br />

-miras payları ve iddet sayıları gibi- alanı da kapsayacak şekilde genişletmektedirler.<br />

Hâlbuki maslahat ve mefsedet kavramlarının tayin ve tesbitindeki rölatif durum, bu<br />

delillere istinaden açık bir Kur’anî hükmü değiştirmeye imkân sağlamayacak şekilde<br />

kaygan bir zemin oluşturmaktadır. Bize göre bu kaygan zeminden kurtulmanın<br />

yegâne yolu, açık ve sabit olan nassın hükmüne itibar etmek ve maslahatı orada<br />

aramaktır. “Allah biliyor, siz bilmiyorsunuz” 328 ilahî uyarısı da bunu vurgular.<br />

Değerler karmaşasına itilmiş toplumlara hakim olmuş bulunan olguları hakikat ve<br />

maslahat kabul ederek, nassın sabit hükmünü değiştirmek yanılgıya düşürür.<br />

Her şeyden önce Đslâmî bir bilgi teorisi, şu ön kabul temelinde gelişmek<br />

zorundadır: Đnsan, aşkın bir referansa tâbi olmaksızın çoğu kere kendi maslahat veya<br />

mefsedetinin nerede olduğunu tayin edecek bir güce sahip değildir. Böyle bir<br />

referans olmaksızın giriştiği tayinler, kendisini aşkın bir güç olarak görme anlamına<br />

gelebileceği gibi, çoğu kere yaptığı maslahat ve mefsedet tayinlerinde tam tersi<br />

sonuçlar doğabilecektir.<br />

Đsâm dünyası son birkaç yüzyıldır askerî, siyasî ve ekonomik açıdan geri bir<br />

durumdadır. Bu olgu, Müslüman bilinci etkilemekte ve onların Kur’an’ı anlama<br />

eylemlerinde baskın bir hal almaktadır. Buna mukabil Batı’nın içinde bulunduğu<br />

durum onun düşüncelerine karşı bir güven ve sempati uyandırmaktadır. Hiçbir<br />

yorum, içinde yaşanılan siyasî, sosyal ve ekonomik durumdan bağımsız değildir.<br />

Nasıl ki 19. yüzyılda tüm dünyada bilimsel çalışmaların revaçta olduğu bir dönemde<br />

bilimsel tefsir yaygın bir hal almışsa, bugün Đslam dünyasının mevcut durumu da<br />

tarihselci yönelişin ortaya çıkışında önemli bir etkendir. Bu verili durum, Kur’an’ı<br />

anlama ve yorumlamada çoğu kere Kur’an’daki anlamı yakalamak yerine ona anlam<br />

yüklemek şeklinde tezahür etmektedir.<br />

Kanaatimize göre Hz. Ömer’in kimi ictihad ve uygulamaları, sabit bir Kur’an<br />

ahkâmını değiştirmek değil ya bir başka nassı uygulamak veya illete bağlı olarak<br />

328 Bakara, 2/232.<br />

96

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!