antihomofobikitabi3
antihomofobikitabi3
antihomofobikitabi3
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
36<br />
ANTİ-HOMOFOBİ KİTABI / 3<br />
söylemimizle yeniden kurmanın ve talepte bulunmanın<br />
yanlış olduğu bilincine vardı” resmine<br />
ve yeni makbul ‘doğru queer kimliği’ mertebesine<br />
erişmiş biri olarak düşünüp yazacağım,<br />
kâh yeni dönem Cassandra’sı olduğunu ve fazla<br />
acıtan bir gerçekliği köküne dek iliklerinde hissettiğini<br />
varsayarak... Her kültürel/siyasi grupta<br />
olduğu gibi LGBTT tabanında da iki gruptan da<br />
kimseler var ve galiba çoğumuz, hayatın dayattığı<br />
Cassandra karamsarlığı ve kabuslarıyla yaşama<br />
halini, her gün yeniden inançla mücadele<br />
etmek için gerekli olan o başarabileceğine duyduğu<br />
inançla yeniden harmanlamak zorunda.<br />
Sıkıcı bir siyaset bilimcisi olduğumu hatırlatacak<br />
sözler etmeden bu yazıya devam etmem<br />
zor.<br />
Her kimlik hareketi tanımı gereği bir sivil hak<br />
hareketidir. 1960’lardan beri literatüre yerleşen<br />
kimlik hareketi ve sivil hak arayan kimlik grupları<br />
kavramları bizzat belli hareketlerin belli<br />
ülkelerdeki tarihsel deneyimlerine bakılarak<br />
çıkarsanmıştır. İstisnasız her kimlik hareketinin<br />
başlangıcından itibaren tarihinde, yola koyulduğu<br />
ve bir tarihsel olay ya da dönemin tetiklediği<br />
o ateşli isyan anı (1), kendisini reddeden,<br />
kaale almayan, ezen topluma karşı kendi içinde<br />
birleşme ve bir ‘biz’ olma anı (2), kendi içinde<br />
büyüyüp saflarına yeni kimseler ekleyip kendi<br />
içinde aslında kim olduğunu nasıl yaşaması<br />
gerektiğini tartıştığı anlar (3), ve kendini tanımayan<br />
dışlayan ve maalesef oyunun kurallarını<br />
da yazma gücüne sahip olan toplumdan taleplerde<br />
bulunduğu anlar (4) gibi değişik anlar bulunduğunu<br />
görürüz. Kabaca dörde ayırdığım<br />
bu değişik zamanların, fazların ya da anların,<br />
başarılı olmuş, kazanımlar elde etmiş hareketlerin<br />
tarihlerine bakıldığında, kendi içeriklerine<br />
ve bağlamlarına sıkı sıkıya bağlı dört ayrı iletişim<br />
tarzını da beraberinde getirdiği gözlemlenmektedir.<br />
Her an esnasında, kimin kiminle tartıştığı ve<br />
ne konuda tartıştığı ya da mücadelenin özneleri<br />
ve nesneleri farklılaşır. Kimlik hareketinin,<br />
kendisini reddeden/dışlayan/ezenlerle çatıştığı<br />
anlarda ya da kimliğin bizzat varoluşunun<br />
ve kişilerin hayatlarının sözkonusu olduğu zamanlarda,<br />
grup her zamankinden daha fazla<br />
bütünleşir ve kendi içindeki uzlaşmazlıkları o<br />
anın gereklerini gözönünde bulundurup parantez<br />
içine alarak beraber hareket eder, tek<br />
ses yükseltir. Bu anlar kimlik hareketi dışında<br />
varolan ve hareketin toplumdan taleplerini<br />
reddeden, yoksayan ya da karşı çıkanlara karşı<br />
bir “biz” söylemiyle cevap verildiği zamanlardır.<br />
Tanınmak, eşit statüsünü ortaya koymak için<br />
yola çıkan hareketlerin zaman zaman milliyetçilikle<br />
suçlanması ya da karıştırılması, kimliğin o<br />
an içinde bulunduğu reel koşulların ve anın, bir<br />
biz sesinin çıkmasını gerektirmesindendir aynı<br />
zamanda. Aynı zamanda diyorum çünkü özcülük<br />
hiçbir kimlik hareketinin üyelerinin kategorik<br />
olarak muaf olduğu bir hastalık değil. Her<br />
toplum grubunda özcülük yani essentialism<br />
yapan bulunur. Kimlik hareketlerinin özcülük<br />
anlayışının egemen olmadığı durumlarda da<br />
milliyetçilikle itham edildiği durumlar ise, işte<br />
bu varoluşsal mücadele anında tek sesle karşı<br />
çıkabilmelerindendir.<br />
Varoluşsal krizi, yokedilme tehditini savuşturmuş,<br />
kimliğinin tanınmasını anayasal ve yasal<br />
düzlemde garanti altına almış, ancak bir toplumun<br />
homofobisinin kültürel düzeyde dönüştürülmesi<br />
mücadelesinde daha alacağı çok yol<br />
olan kimlik hareketleri, bu anlarda ve daha az<br />
çalkantılı denizlerde seyrettikleri zamanlarda,<br />
işlevlerini kâh kendi içlerinde alt-gruplar arasındaki<br />
“biz kimiz, aramızda farklılıklar, içimizde<br />
ayrımcılık yok mu, biz dediğimizin içinde<br />
de farklı sosyal sınıflar farklı sosyal statüler yok<br />
mu, nasıl mutlu oluruz, ne yapmalıyız, nasıl