antihomofobikitabi3
antihomofobikitabi3
antihomofobikitabi3
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
66<br />
ANTİ-HOMOFOBİ KİTABI / 3<br />
lemlerine maruz kaldıkları belirtilmektedir (4, 5).<br />
Nefret suçu faillerinin suç işleme motivasyonları<br />
üzerine yapılan en önemli çalışmalardan<br />
birinde eşcinsel bireylere yönelik sözlü ve/veya<br />
fiziksel saldırı gerçekleştirmiş üniversite öğrencileri<br />
ile yapılan çalışma neticesinde, kişileri suç<br />
işlemeye yönelten dört ana motivasyon kaynağı<br />
tespit edilmiştir (4): Akran Etkisi (% 35), Eşcinsellik<br />
Karşıtı İdeoloji (% 15), Macera Arayışı (%<br />
7), Kendini Savunma (% 6)<br />
Aynı çalışmada fiziksel ve sözel saldırının motivasyonlarının<br />
farklılaştığı görülmüştür. Buna<br />
göre fiziksel saldırı gerçekleştirenlerin daha<br />
çok cinsel kimlik sergileme (kişinin heteroseksüelliğini<br />
kanıtlama çabası) ve önceki kötü deneyimler<br />
(fiziksel saldırı gerçekleştiren kişiler,<br />
motivasyon kaynağı olarak sözel saldırı gerçekleştiren<br />
kişilere nazaran daha yüksek oranda<br />
eşcinsellikle ve eşcinsellerle ilgili önceki kötü<br />
deneyimlerinden bahsediyorlar) üzerinden<br />
bir motivasyonla hareket ettikleri; sözel saldırı<br />
gerçekleştirenlerin ise eşcinsellik karşıtı ideoloji<br />
üzerinden nefret ve ahlaki değerleri bahane<br />
ettikleri görülmüştür (4).<br />
Nefret Suçuna Yönelik Tutumlar<br />
İnsanların nefret suçları ile ilgili tutumları nefret<br />
suçlarının meydana gelmesinde kolaylaştırıcı<br />
bir etkiye sahip olabileceği gibi, nefret suçlarının<br />
önünün alınmasında etkili bir araç da<br />
olabilir. Buna ek olarak bu tutum ve algıların,<br />
nefret suçlarına sıfır tolerans gösterilen sosyal<br />
bir iklimin yaratılmasını sağlayacak bütünlüklü<br />
bir politika geliştirebilmek adına da önemli bir<br />
ilk adımdır (3, 14). Bununla birlikte nefret suçlarına<br />
yönelik etkili bir kamusal tepkinin teminatının<br />
nefret suçu yasalarından öte, toplumsal tutumlarla<br />
şekillendiği görülmektedir (9). Buna ek<br />
olarak kişilerin nefret suçlarına yönelik algısı aynı<br />
zamanda nefret suçlarına hedef olan gruplara<br />
yönelik altta yatan algıyı da yansıtmaktadır (8).<br />
Nefret suçlarına yönelik algıların yol açtığı en<br />
önemli etkenlerden bir diğeri de, nefret suçu<br />
mağdurunun suçtan sonraki sosyal ve psikolojik<br />
adaptasyonunun sağlanmasındaki etkisidir.<br />
Toplumsal tutumların suçtan sonraki sosyal<br />
destek ağının oluşturulmasını sağlayan ve mağdurun<br />
iyileşme sürecine etki eden en önemli<br />
faktörlerden biri olduğu göz önüne alındığında<br />
nefret suçlarına yönelik algının önemi daha<br />
net anlaşılmaktadır (13, 14). Örneğin toplumsal<br />
tutumların nefret suçlarının polise bildirilme<br />
sıklığını etkileyen bir faktör olduğu bilinmektedir<br />
(9, 14). Bir yandan da mağdurun hukuki,<br />
finansal ve psikolojik destek alabilmesinin tek<br />
yolunun ancak mağdurun nefret suçunu bildirmesi<br />
ile sağlanabildiği düşünüldüğünde nefret<br />
suçuna yönelik tutumların bir zincirin halkası<br />
olduğu anlaşılmaktadır (3, 14).<br />
Türkiye’de Nefret Suçları<br />
Eşcinsel bireylerin yaşadıkları sorunlara ilişkin<br />
Türkiye’de yapılmış araştırmaların en önemlilerinden<br />
bir tanesi Lambdaistanbul LGBTT (Lezbiyen,<br />
Gey, Biseksüel, Travesti, Transseksüel)<br />
Derneği tarafından 2005 yılında yapılan “Eşcinsel<br />
ve Biseksüellerin Sorunları” isimli çalışmadır.<br />
Bu çalışma % 38’i kadın, % 62’si erkek toplam<br />
393 katılımcıyla yapılmıştır (11).<br />
Eşcinsellerin yaşadıkları şiddet ile elde edilen<br />
verilere göre eşcinsel/biseksüellerin % 87’si hayatları<br />
boyunca sosyal şiddet türlerinden en az<br />
birini yaşamış, % 23’ü ise fiziksel şiddet türlerinden<br />
en az birini yaşamış.<br />
Eşcinsel bireylerin yaşadıkları şiddet konusunda<br />
Türkiye’de yapılmış az sayıda çalışmalarda<br />
elde edilen bilgilere göre, eşcinsel erkeklerin<br />
cinsel şiddete çok daha erken yaştan beri maruz<br />
kaldıkları, yaşanan bu şiddetin yaşanma tekrarlanma<br />
oranının heteroseksüel erkeklere oranla