09.04.2015 Views

2007 yılı il çevre durum raporu - çevresel etki değerlendirme ...

2007 yılı il çevre durum raporu - çevresel etki değerlendirme ...

2007 yılı il çevre durum raporu - çevresel etki değerlendirme ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

sonucu oluştuğu görüşü ağırlık kazanmaktadır.<br />

Bölgenin yakın gelecekteki deprem tehlikesi açısından, Kuzey Anadolu Fayı’nın<br />

Hersek Deltası batısında kalan kesimindeki fayların kırılıp kırılmadığı önem kazanmaktadır.<br />

1939, 1942, 1943, 1944, 1951, 1957 ve 1967 yıllarında meydana gelen depremler Kuzey<br />

Anadolu Fayı üzerindeki deprem aktivitesinin doğudan batıya doğru düzenli olarak yer<br />

değiştirdiğini göstermiştir. 17.08.1999 depremi ise, fay zonunda batıya doğru olan deprem<br />

göçünün devam etmekte olduğunu ortaya koymuştur. Son deprem, bu fayın Hersek Deltası<br />

doğusuna rastlayan bölümünün kırılması sonucu meydana gelmiştir. Fay boyunca depremlerin<br />

batıya doğru düzenli şek<strong>il</strong>de <strong>il</strong>erlemekte oluşu Kuzey Anadolu Fayının Marmara Denizi<br />

altındaki bölümlerinde yakın gelecekteki deprem riskini arttırmıştır. Dolayısıyla 17.08.1999<br />

depremi sonrasında Yalova İlinin de içerisinde bulunduğu bölge deprem riski en yüksek<br />

alanlardan biri haline gelmiştir.<br />

Tarihsel deprem aktivitesi ve son deprem, bölgedeki aktif fayların Yalova bölgesi için<br />

sürekli tehlike oluşturduğunu ortaya koymaktadır. Yapılaşma uygulamaları açısından bölge<br />

yürürlükte olan Deprem Yönetmeliklerinde 1. derecede deprem bölgesi olarak tanımlanmıştır.<br />

Ancak, bu Yönetmeliklerde öngörülen beklenen yer ivmesi kaya zemin parametrelerine göre<br />

değerlendir<strong>il</strong>miştir. Oysa, Yalova kenti ve <strong>çevre</strong>si yakın alanlardaki yapılar genelde gevşek<br />

zeminler üzerinde kurulmuştur. Son depremde, kentte meydana gelen hasarların<br />

çoğunluğunun bu gevşek zeminlerdeki yapılarda meydana gelmiş olması sürekli yıkıcı<br />

deprem tehdidi altında bulunan bölgede, planlama ve uygulama aşamasında yerel zemin<br />

özelliklerinin iyi değerlendir<strong>il</strong>mesi gerçeğini ortaya çıkarmıştır.<br />

Kütle Hareketleri : Bölgede kütle hareketleri yaygındır. Bölgedeki kütle hareketleri<br />

oluşum mekanizmalarına göre kayma ( heyelan ), akma ve sürtünme ( krip ) şeklinde 3 ana<br />

gruptu toplanab<strong>il</strong>ir. Kaymalar ise aktivitelerine göre eski ve yeni ( aktif ) olarak 2’ye<br />

ayrılmıştır. Toprak ve moloz akması şeklinde gözlenen akmalar ise tiplerine ayrılmadan<br />

haritalanmıştır. Yaygın olarak gözlenen yavaş ve sığ hareketlerde krip olarak ayırtlanmıştır.<br />

Kütle hareketlerinin türü, dağılımı, yoğunluk ve derinlikleri kaya türü ve morfolojiye bağlıdır.<br />

Genelde k<strong>il</strong>taşı, kumtaşı, çakıltaşı ve marn ardalanmasından oluşan çökel kaya<br />

topluluklarında izlenirler. K<strong>il</strong>taşı, kumtaşı, çakıltaşı ve çamurtaşı ardalanmalı birimlerde<br />

tabakalanma düzlemleri ana ve devamlı süreksizlik sistemini oluşturur. Kumtaşı seviyeleri<br />

yeraltısuyu dolaşımının kolaylıkla sağlandığı kesimlerdir. K<strong>il</strong>taşı ve çamurtaşı düzeyleri ise<br />

geçirimsiz zonlardır. Bu birimlerde tabaka eğimleri <strong>il</strong>e yamaç eğimi arasındaki <strong>il</strong>işkiye bağlı<br />

olarak ( tabakalanmanın yamaç dışarı ve uygun eğimde bulunması <strong>durum</strong>unda ) düzlemsel<br />

kaymalar gelişmiştir. Gevşek tutturulmuş masif kumtaşı ve marn türü birimlerde ise yamaç<br />

eğimine bağlı olarak dairesel kaymalar oluşmuştur. Toprak ( çamur ) akmaları anakaya<br />

üzerindeki günlenme ( ayrışma ) zonunda gelişmiş sığ kütle hareketleri niteliğindedir. Alansal<br />

büyüklükleri ise birkaç on metre <strong>il</strong>e birkaç yüz metrekare arasında değişir. Bölgede izlenen<br />

diğer sığ kütle hareketide sürünme ( krip )’tir. Anakaya üzerinde günlenme <strong>il</strong>e oluşan toprak<br />

örtüsünün kalın olduğu alanlarda yamaç eğimi ve yerçekimine bağlı yen<strong>il</strong>me düzlemleri<br />

gelişmemiş kabarma, dalgalanma ve belvermeler şeklinde morfolojik özellikler sunan yavaş<br />

ve sığ hareketler sürünme ( krip ) olarak tanımlanmıştır. Sürünmenin kaya türü özelliklerine<br />

bağlı olarak yamaç eğiminin çok düşük olduğu alanlarda da kolaylıkla gelişeb<strong>il</strong>diği<br />

izlenmiştir. Derinliği ancak birkaç on cm. <strong>il</strong>e 2 metre arasında olab<strong>il</strong>en sürünme anakaya<br />

içerisinde etk<strong>il</strong>i olmadığından kolaylıkla sıyrılıp alınab<strong>il</strong>ecek niteliktedir. Yamaç eğiminin<br />

yüksek olduğu alanlarda <strong>il</strong>ksel hareketi sürünme şeklinde başlayan hareketler, yağışlar<br />

sonucunda suya doygun hale gelerek akmalara dönüşür.<br />

Bölgenin yüksek topoğrafyasını oluşturan Miyosen öncesi temel birimlerdeki<br />

kaymalar, yüksek eğimli yamaç zonlarında yeralır. Sarısu volkanitleri, İncebel flişi ve<br />

Bakacak formasyonu temel kaya toplulukları içerisinde kaymaların gelişmiş olduğu<br />

45

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!