31.03.2017 Views

Yuval Noah Harari - Homo Deus Yarının Kısa Bir Tarihi (1)

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

edilmiş fikirlerinden uzaklaşmamızdan geçer. Kendimize has o<br />

iç sese ancak tüm bu tantanadan kurtularak kulak verebiliriz.<br />

O iç ses kulağımıza, “Cameron’a oy ver”, “Clinton’a oy ver” ya<br />

da “Modi’ye oy ver” diye fısıldar ve oy pusulasına bir damga<br />

basarak ülkeyi kimin yönetmesi gerektiğini belirleriz.<br />

Ortaçağda bu yöntem aptallığın daniskası olarak görülürdü.<br />

Cahil ayaktakımının genel geçer hisleri, önemli siyasi kararlara<br />

nasıl sağlam bir zemin oluşturabilirdi ki? İngiltere Güller<br />

Savaşı’yla darmadağın olurken, kimse Lancaster ya da York için<br />

oy kullanacakları bir referandumla çatışmayı durdurabileceğini<br />

düşünmezdi. Papa II. Urban I. Haçlı Seferi’ni başlattığında,<br />

halkın iradesini temsil ettiğini öne sürmüyordu. Söz konusu<br />

olan halkın değil, Tanrı’nın iradesiydi. Siyasi otorite cennetten<br />

inmişti, ölümlülerin kalplerinden ve akıllarından değil.<br />

Etik ve siyaset alanında olduğu gibi estetik alanında da<br />

geçerliydi aynı kurallar. Ortaçağda sanat öznel ölçütlerle<br />

değerlendirilmezdi. Güzelliğin standartları insanların geçici<br />

heveslerini yansıtacak şekilde belirlenmemişti. Aksine insanın<br />

zevklerinin, insanüstü emirlere boyun eğmesi gerektiği<br />

düşünülürdü. Sanatın ilhamını insanların duygularından değil<br />

insanüstü güçlerden aldığına inanılan bir dönemde bundan<br />

daha doğal bir yaklaşım olamazdı. Ressamların, şairlerin,<br />

bestecilerin ve mimarların elleri sözde ilham perileri, melekler<br />

ve Kutsal Ruh tarafından yönlendiriliyordu. <strong>Bir</strong> besteci ne

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!