farklılaşma şehirlere <strong>ve</strong>rilen isimlerde müthiş birdalgalanmaya <strong>ve</strong> çeşitlenmeye neden olmaktadır.Böylece şehirler bir ülkenin bütün renklerini,tonlarını, yüzlerini, tercihlerini sembolize edenisimlerle dolabilmektedir. Birbirinin tam zıddıolan isimler kimi zaman yan yana olabilmektedir.Uçlarda yer alanları, isimlendirme siyaseti, biryerde toplayabilmektedir.Kuşku yok ki, isimler, şehirlerin hafızası. Birhatırlama eylemi isimler. Hafıza <strong>ve</strong> hatırlamanıninsan hayatındaki yeri belli. İnsan yaşadıklarını,düşlerini, ideallerini şehirlere kazıma derdinde.Kendi giderken dahi arkada bıraktıklarını meraketmekte. Yahut gidenleri şehirlerde yaşatmaderdinde. İsimlerin birer hafıza <strong>ve</strong> hatırlama işlevigördüğü muhakkak. İsimlerin aynı zamandabirileri için bir yer, zemin, konum, mevki <strong>ve</strong>muhit işareti olduğu da muhakkak. Dolayısıylaşehirlerin birer isim cennetine dönmesi manidardır.O isimlerde kişi kendini aramakta aslında. Oisimlerin sembolik haritasında kendi çizgilerinigörmekte insan. Bunun için isim <strong>ve</strong>rme siyaseti,çok katmanlı, anlamlı <strong>ve</strong> manidar bir eylem olaraköne çıkmaktadır. Siyaset, isim <strong>ve</strong>rme eylemibir hayli önemsemektedir.İsimlerin şehirlerdeki baskın yeri kimi ilintilerkurmaya <strong>ve</strong>sile olmaktadır. Sokaklara, caddelere,mahallelere, hatta semtlere <strong>ve</strong>rilen onca isim.Kiminde bir âlim yahut bir siyasetçi, kiminde biryazar yahut asker. O sokaktan geçmiş <strong>ve</strong> bazeno semte uğramamış bir isim orada. O isim orayarastgele mi <strong>ve</strong>rilmiştir? Yoksa orası ile o kişiarasında bir bağ mı vardır? Mesela siyasetçi, edebiyatçı,âlim o sokakta yaşadığı için mi ismi <strong>ve</strong>rilmiştir?Yoksa bir siyasi eğilimin göstergesi olsundiye mi? Ne ki, zihin, isimle mekân arasında uygunlukolup olmadığını düşünmeden edemiyor.Şehirler başka dünyaların insanlarına dayer <strong>ve</strong>rmekte. Başka dünyaların, inançların,kültürlerin, siyasetlerin figürleri şehirlerdegörülmektedir. Şöyle hızlı bir tarama ile sayısızörnek bulmak mümkün olacaktır. Pakistanlı Cinnah,Ankara’da, Amerikalı Kennedy İstanbul’da,Mısırlı Hasan El-Benna <strong>ve</strong> Seyyid Kutup ile PakistanlıZiya ül-Hak Sultanbeyli’de bir caddeninadıdır. Olof Palme ise Kulu’da bir bulvarın adıdır.Kuluların İs<strong>ve</strong>ç’te çalışmakta oluşlarının bundaetkisi vardır mutlaka. Sokaklar, parklar, kültürmerkezleri, camiler de buna dâhil edilebilir. ArjantinCaddesi, Tunus caddesi, Cezayir caddesi,Kosova mahallesi, Bosna-Hersek mahallesi, Japonpazarı, Aliya İzzetbegoviç parkı gibi sayısıismin şehrin nasıl bir hafızayı barındırdığınıbelgelemektedir. Gerek kişi isimlerini gerek ülkeisimlerini bağrında taşıyan şehirlerimiz, bir yönüylebütün bir dünya haritasının çizgilerini detaşıyabilmektedir. Şehrin hafızasında yer bulanisimler, şehirlinin düşünce dünyasına zenginliklerkatabilmektedir. Şehirler, isimlerle bütün bir yeryüzünüalnında taşımakta. Şehir, isim isim bütüncoğrafyaları, o coğrafyaların simalarını ölümsüzkılmakta. Bu yüzden bir şehir bazen bir yeryüzüolabilmektedir.Şehirler içinde taşıdıkları isimleri ölümsüzleştirmeyidener. Genelde topluma mal olmuş,öncüler, edebiyatçılar, siyasetçiler, tüccarlar,sanatkârlar, siyasetçiler, askerler, eğitimciler, sporcular,gazeteciler ölümlerinden sonra mekânlardayaşamayı sürdürür. Kendileri bu dünyadan göçmüştür,ancak isimleri kalmıştır. İsimleri şehrinduvarlarına <strong>ve</strong> taşlarına kazınmıştır.İsim-şehir üzerine düşünürken zihinister istemez isimlerin uygunluğunu dasorgulamaktadır. İsim <strong>ve</strong>rme siyasetinindaha bilinçli, daha etkili olması gerektiğinidüşünmektedir. İsim <strong>ve</strong>rmek etkili <strong>ve</strong> derinliklibir siyaset olduğu için bunun üzerinde gerektiğigibi düşünmeli. Muhammed İkbal’in isminin<strong>ve</strong>rildiği bir park hatırlıyorum. Büyük bir düşünür<strong>ve</strong> estetikçi olan İkbal’in parkının düzeni <strong>ve</strong> helekapısı içler acısıdır. Son derece biçimsiz demirkapı her gördüğümde beni düşündürür. İkbal’inadı ile o kapıyı bir türlü örtüştüremez zihnim.Aynı şey bir âlim olan Ali Ulvi Kurucu’nun adınınbir caddeye <strong>ve</strong>rilmesinde de geçerlidir. Caddekentsel dönüşümle rant kazanan bir bölge olmuştur.Geleneksel hayatı çökerten <strong>ve</strong> yerine yeni hayatlarıikame eden caddenin isminin bir âliminismini taşıması bana açık çelişkileri hatırlatmaktadır.Şehir, bir yönüyle isimlerle mücehhezdir. Şehirinsandır çünkü. Şehri donatan isimleri tespitetmek, not etmek, onların üzerine düşünmekşehir-insan-siyaset-kültür ilişkisine ilişkin insanafarklı şeyler hatırlatabilmektedir. Şehirler bir deisimler üzerinden baksak neler görürüz acaba?■26eylül-ekim-kasım2013
SABAH SÖZLERİGün sona erişmişse sabah hüzün çıkarırKalabalıklar içindenSöz gölge oyunlarında değildirGideni söylemez geleni sözden alırO an yağmur yağar güneş yerineGece yalnız kalır bilirsin sorgulamazKimliğini sorar bencil aşklarınİnce bir eski zaman güzelini yâdına yazarGeçtiği sokaklarda gündüzü çizer taş duvarlaraVe zaman onda tüy gibi kalırŞehir saat olmalı hikâyenin bu yerindeGünlüğünde niha<strong>ve</strong>nt bekleyişler bulunmalıAdının bir yerinde birkaç harf eksilmeliŞehnaz sesler vurmalı pencereneYeniden gü<strong>ve</strong>rcinler geçmeli kubbelerindenAşina gü<strong>ve</strong>rcinler yağmura gamzeler bırakmalıGurbeti senden öğrenmeli yanık türkülerAyak seslerinle uyanmalı yol boyu seher kuşlarıYağmur <strong>ve</strong> güneşi şehre sen anlatmalısınÖMER KAZAZOĞLU27eylül-ekim-kasım2013
- Page 1 and 2: ÜÇ AYLIK KÜLTÜR ve SANAT DERGİ
- Page 3 and 4: Beş Şehir'in sırrıNAZIM PAYAMŞ
- Page 5 and 6: Kanallar değişiyordu. Su kesilmi
- Page 7 and 8: İHSAN FAZLIOĞLUile şehir ve kita
- Page 9 and 10: yazı kültürünün geliştiği, o
- Page 11: Çünkü kâğıt, dolayısıyla İ
- Page 16 and 17: ihtirası, çok ve çabuk kazanma a
- Page 18: Uzasan, göğe ersen,Cücesin şehi
- Page 21 and 22: önceleri hattatlar, sonraları mat
- Page 23 and 24: Nasıl ki, ziyarete gelen önce bin
- Page 25: İsim-şehirKÖKSAL ALVERŞehirler
- Page 29 and 30: Kitap ve hikmet üzerineVEFA TAŞDE
- Page 31 and 32: ye başlamıştır. Thomas Aquinas,
- Page 33 and 34: Mutlak İstenci sevmektir. Dolayıs
- Page 35 and 36: ilgili olduğu için, sosyal ve sı
- Page 37 and 38: Gökler bile dışımızda değilCE
- Page 39 and 40: tu. Burada bahsedilen göz, “ilah
- Page 41 and 42: dığında sakinliği insanı da sa
- Page 43 and 44: tüphanesi için: “Yeni Eflatuncu
- Page 45 and 46: Cami, Mekke, Medine, Tunus’taki Z
- Page 47 and 48: ham maddesi olan ketenin bulunduğu
- Page 49 and 50: Şimdi radyodan bir ses geliyor kul
- Page 51 and 52: Kimi zaman dile gelip aşkDudaktan
- Page 53 and 54: ŞAİRİN/ ŞİİRİNGAYRİRESMİ T
- Page 56 and 57: Şehir, medeniyet ve kitapD. MEHMET
- Page 58: Fethedilmeyen İstanbul: PeraBEYHAN
- Page 61 and 62: Turbo TimaPERVİN (AZERBAYCAN)çev.
- Page 63 and 64: diği için Turbo Tima çok heyecan
- Page 65 and 66: İKİ AYRINasıl mı diyorsun?Yüre
- Page 67 and 68: man olur bilemiyorum.” diyerek bi
- Page 69 and 70: si’ndeki medreseye geldiler. Bir
- Page 71 and 72: Ne zamandır onu aradık, yandık y
- Page 73 and 74: dilinin gelişip zenginleşmesinin
- Page 75 and 76: iri olmalı burası.Evet, “Şehri
- Page 77 and 78:
ZAMANI GELDİGönlümde yeşeren go
- Page 79 and 80:
hayrülhalef üç tane aslan gibi e
- Page 81 and 82:
Soldan sağa: Mustafa Yalçın, Öm
- Page 83 and 84:
Şehrimizde yeni kitaplarM. NACİ O
- Page 85 and 86:
Bizim şehir*MAHİR ADIBEŞ"... ins
- Page 87 and 88:
eğilecek olanlara ışık tutsun d
- Page 89 and 90:
ebiliyoruz. Bir de o günleri hiç
- Page 91 and 92:
"Harput'a adanmış bir ömür"İsh
- Page 93 and 94:
21. Hazar Şiir Akşamlarının ard
- Page 95 and 96:
YELİZ ÖZTÜRKBirleyerek OluşmakF