10.07.2015 Views

İZZETPAŞA VAKFI ADINA SAHİBİ ve YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ NİHAT ...

İZZETPAŞA VAKFI ADINA SAHİBİ ve YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ NİHAT ...

İZZETPAŞA VAKFI ADINA SAHİBİ ve YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ NİHAT ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

dığında sakinliği insanı da sakinleştiren o şehrin,aslında içinde nasıl dinamik bir kimliğe sahipolduğunu; insanlarının <strong>ve</strong> hikâyelerinin demlenmişkültürlerinin mülâyemetindeki etkisini dilegetirir. Anlatılan insan tipleri, esnaflar, sokaklar,dükkânlar, bu şehrin nasıl nefes alıp <strong>ve</strong>rdiğini; ovakur çehrenin arkasında ne derin <strong>ve</strong> etkili bir birikiminolduğunu yansıtır.Ve Ahmet Turan Alkan’ın Altıncı Şehir’i... YaniSivas...Ahmet Turan Alkan’ı 1978 yılı Kasım ayındaçıkarmaya başladığımız Divan dergisinin ilk sayısındaki“Şehir” yazısı ile tanımıştım. Şehirleredair umutsuzluklarımız da umutlarımız da benziyordubirbirine... Ben Altıncı Şehir başlığıylaElazığ-Harput’u yazmak istiyordum; Alkan erkendavrandı aynı adla Sivas’ı anlattı. Mimarisi, sokakları,mahalleleri, Çerkez’in kah<strong>ve</strong>si <strong>ve</strong> en önemlisiinsanıyla anlattı Sivas’ı... O içine sığmayan, o hemenkanatlanıp uçu<strong>ve</strong>recekmiş gibi olan ama birtürlü havalanamayan taşra şehriydi anlattığı. Birazmedeniyet birikimi olan taşra şehirlerinin hepsininhikâyesiydi belki Sivas.Ahmet Turan Alkan’ı, Amasya’yı anlattığı YedinciŞehir ile Özkan Yalçın takip etti. Şehzadelerşehri olan Amasya’nın tarihî birikimi, tabiatı <strong>ve</strong>özellikle, şehrin insan profilini en güzel yansıtankah<strong>ve</strong>haneleriyle anlatılan şehir, kitaba kültürelcanlılığıyla yansıtılmıştır.Bu halkaya en son, genç yazarlarımızdan YücelBayar’ın, Samsun’u anlattığı Amisus- Mavi ŞehrinÖyküsü adlı kitabı eklendi. Yücel Bayar bu kitabında,şehrin tarihî dokusundan ziyade, insan dokusunaönem <strong>ve</strong>rmiştir. Anlatılan hikâyeler, Samsuninsanının geleneksel yapısını <strong>ve</strong>rmesi açısındanönemlidir. Tabii keşke sadece geçmişe <strong>ve</strong> folkloradayanılmasaymış <strong>ve</strong> günümüz insanının (elbetteyazarın) olgu karşısındaki durumu <strong>ve</strong> düşünceleride işlenseymiş metne.Türk şehirlerinin nitelikli anlatımlarının yanısıra, dünya şehirlerini okuduğum kitaplardan biri,Cengiz Çandar’ın Benim Şehirlerim adlı kitabıdır.Selanik, Kudüs, Paris, Roma gibi kadim şehirleri denevzuhur ama dünya konjonktüründe etkili şehirleride Çandar’ın kitabından okudum. Üslubu çokrahat <strong>ve</strong> hatta zaman zaman savruktu ama bu savrukluğubile kitaba ayrı bir güzellik katıyordu. (Beno üsluba “hergele üslubu” demiştim. Çandar’ın daböyle dediğimden haberi var.)Benim Şehirlerim’i okuyuncaya kadar, “kozmopolit”kelimesini entelektüel bir hakaret olarakkullanırdım. Fakat bu kitabı okuyunca anladım ki,dünyanın gidişine yön <strong>ve</strong>ren şehirler, kozmopolitşehirlerdir. Çünkü aynı şehirde bir arada yaşayankültürler, birbirlerini doğurganlaştırıyorlar. Çandar,gezip gördüğü <strong>ve</strong>ya yaşadığı şehirlerdeki budoğurganlığa da dikkat çekiyor kitabında.Eski şehirlerin eski kitaplarıŞehir kitapları geleneği bizde yeni değil. Şuanda, Tanpınar’ın belirlediği format geçerliyse de,eski kültürümüzde de şehir kitapları vardır. AhmedFakih’in Kitabu Evsâf-ı Mesâcidi’ş-Şerife (13. yy.)’si;gene 15. yüzyılda başlayan Şehrengizler (Edirne,İstanbul <strong>ve</strong> Bursa şehrengizleri); 16. YüzyıldaLatifi’nin yazdığı Evsâf-ı İstanbul <strong>ve</strong> Feyzî’nin yazdığıFezâ’il-i Kuds <strong>ve</strong> 17. yüzyılda Nâbî’nin yazdığıTuhfetü’l-Haremeyn adlı eserler, şehir kitaplarıgeleneğinin arka planını oluşturur. Şehrengizler,şehirlerdeki esnaf çıraklarını anlatırlar; şehirle ilgiliayrıntıya pek girmezler. Bunlardan ancak o şehrinesnaf yapısının ipuçları elde edilebilir. Ahmet Fakih,Nâbî <strong>ve</strong> Fevzî’nin eserleri, dinî mekânlarınanlatıldığı eserlerdir.Ve müzeler...Kitaplar, düşüncenin kelimeye dökülmüş sonuçlarınıkorurlar; müzeler eşyaya dönüşmüşünü...Büyük medeniyetlerin büyük müzeleri vardır; çünkükoruyacakları çok şeyleri vardır. Bazen öyle ki,bütün şehir müzedir. Mesela Mardin... Mardintam bir müze-şehir özelliği gösterir. Ortadoğu’nunbütün birikimleri, mahalle mahalle, sokak sokak,ev ev korunmuş; taşa işlenmiştir Mardin’de. Buyüzden Mardin yaşayan bir müze-şehir olma özelliğinidevam ettirirken, hafızaya sahip olmanınönemini de hissettirir bizlere.Medeniyet merkezlerindeki müzeler, o medeniyetinbütün maddî kültür unsurlarını barındırarak,bir tür hafıza görevi de üstlenirler. Etnografik, arkeolojik,sanayî, tarımsal, teknolojik müzeler, sadecebir toplumun değil, bütün insanlık birikimininkorunduğu kurumlardır.Ve sonuçKitaplar, kütüphaneler <strong>ve</strong> müzeler... İnsanlığınbütün birikimini barındıran eserler <strong>ve</strong> kurumlar...Bir şehrin kütüphanesi <strong>ve</strong> müzesi yoksa hafızası dayok demektir.Dünyanın şanslı şehirleri, medeniyetlere beşikliketmiş şehirlerdir <strong>ve</strong> en şanslı şehirler de hakkındakitap yazılan şehirlerdir.■41eylül-ekim-kasım2013

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!