10.07.2015 Views

İZZETPAŞA VAKFI ADINA SAHİBİ ve YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ NİHAT ...

İZZETPAŞA VAKFI ADINA SAHİBİ ve YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ NİHAT ...

İZZETPAŞA VAKFI ADINA SAHİBİ ve YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ NİHAT ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ham maddesi olan ketenin bulunduğu Mısır’dı.Sonuçta İslam dünyasında görülen kâğıt bolluğu,kitap fiyatlarının düşmesine imkân sağlamış<strong>ve</strong> hemen her Arap şehrinde kitap dükkânları <strong>ve</strong>pazarlarının ortaya çıkmasına imkân tanımıştır.Kitap ticareti sadece kitap satıcılarına değil,aynı zamanda kopyacıları, düzelticileri <strong>ve</strong> metintoplayıcılarını da etkileyen, kazançlı bir iş hâlinegelmişti. Halkın her sınıfından insanlar kitaplarıseviyordu. Büyük devlet adamından kömürcüyevarıncaya kadar her şahıs, kitapçının devamlımüşterisiydi. Bugünkü insanın iktisadi, sosyal <strong>ve</strong>fikri seviyesi nasıl, otomobil <strong>ve</strong> televizyonunla ölçülüyorsa,bir Arap’ın bu yönlerden seviyesi de9. <strong>ve</strong> 13. asır arasında sahip bulunduğu kitaplaölçülüyordu. Hatta nadir <strong>ve</strong> değerli kitaplardanmüteşekkil bir koleksiyona sahip bulunmayan birkimseyi zengin saymak yakışık almazdı.Halife Harun-ür-Reşid’in <strong>ve</strong>zirinin teşvikiyleBağdat’ta kurduğu ‘‘Beyt-ül- Hikme (HikmetEvi)’’ den sonra İslam dünyasında kütüphaneler,topraktan fışkıran mantarlar gibi birdenbire gelişir<strong>ve</strong> çoğalırlar. Bir seyyah, 891 yılında Diclekenarındaki başşehirde yüzden fazla umumikütüphane sayar. Irak’ın Necef gibi küçücük birkasabası 40.000 ciltlik bir kütüphaneye sahipti.Rey şehir kütüphanesinin mevcudunu tespitetmek için on büyük kataloğa ihtiyaç duyuluyordu.Kahire’deki Halife El-Aziz’in ‘FatimiKütüphanesi’nde 1.600.000 cilt kitap yer alıyordu[3] .Sabur ibn Ardasir tarafından 996 senesineBağdat’ta kurulan, mermer <strong>ve</strong> kireç taşından yapılmışbir binada, ağırlıklı olarak din kitaplarıolsa da, filoloji, tıp, felsefe, astronomi, jeoloji vb.alanlardan oluşan 10.400 cilt yer alıyordu.Emevilerin başkenti Cordoba, Müslümanfetihleriyle, Avrupa’nın en kültürlü <strong>ve</strong>Konstantinapol’den sonra kıtanın ikinci büyükşehri olmuştu. Burada kitap pazarı <strong>ve</strong> Endülüs’teki70 kütüphane, İslam dünyasından gelenbilginlerin yanında, Hristiyan Avrupa ülkelerindende gezginlerin ziyaret ettiği yerlerdi. KrallıkKütüphanesi, büyük ölçüde Halife II. Hâkimdöneminde (961-976) genişleme imkânı bulmuş<strong>ve</strong> maaşlı yaklaşık 5 yüz çalışanıyla 400.0003. Dr. Sigrid Hunke, ‘‘Kitaplara Karşı Büyük Alaka’’,Aktaran: Dursun Gürlek, ‘‘Çınaraltı Kitap Sohbetleri’’, TimaşYayınları, 8. Baskı: İstanbul, Haziran-2013, s.237-244.cildi kendi bünyesinde barındırıyordu. Bunlarınyalnızca listelenebilmesi için 44 büyük kitap<strong>ve</strong> kütüphanenin yeni bir mekâna taşınabilmesiiçin de 6 ay gerekiyordu. Ancak 1031’deİspanya’da Emevi Hanedanı son bulduğunda <strong>ve</strong>Halifelik küçük krallıklar arasında paylaştırıldığındaSaray Kütüphanesi de dağılmıştı. KraliçeIsabella da, 1499 yılında Granada’daki Plaza deBibarrambla’da 80.000 kitabın yakılmasına nedenolmuştu. Bu yakımda ancak 2 binden az kitapkurtulmuş <strong>ve</strong> Escorial Sarayı’na konulmuştu.İslam dünyasındaki bu kitap/kütüphane yakım <strong>ve</strong>yıkım faaliyetleri, Haçlıların 12. yüzyılda Suriye<strong>ve</strong> Filistin’e yaptıkları saldırılarda da görüldü.Hristiyanların kitap yakma faaliyetlerinin yanındaMüslümanların mezhep farklılıklarından dolayıkendi aralarında ortaya çıkardıkları çatışmalardada örnekleri görüldü. Nitekim Mutezililer <strong>ve</strong>İsmaiililerin kurmuş oldukları kütüphaneler 12.yüzyıldan sonra Sünnilerin egemenliğine girmesiylesaldırıların hedefi olmuştu. Bunlara bir de13. yüzyılda Moğolların, 1258’de Bağdat’ı işgalettiklerinde, bir hafta içerisinde bu şehirdeki 36halk kütüphanesini yerle bir edilmiş, resimli elyazmalar <strong>ve</strong> kaligrafinin mükemmel örnekleriyakacak olarak yakılmış, süslemeli deri ciltler deMoğol istilacılarının ayaklarına ayakkabı olarakkullanılmıştı. Ancak ilginç bir durum ise, MoğolHakanı Hülagü’nün, Azerbaycan’daki UrumiyeGölü yakınlarındaki Maraga’da inşa ettirdiği gözlemevininyanında kurduğu kütüphanede, Suriye,Mezopotamya <strong>ve</strong> İran fetihlerinde elde edilen400,00 bin ciltlik bir koleksiyonun yer almasıydı.Bu kitap tahribatları, İslam dünyasının gelişimiüzerinde günümüze kadar gelen derin tahribatlarayol açtı [4] .Sonuç olarak şunu ifade etmek gerekir ki,şehir-kitap-kütüphane kavramları kimi zamandoğrudan kimi zaman da dolaylı olarak birbirleriylebağlantılı olan kavramlardır. Şehirlerin kurulması,kültürün daha da kalıcı olmasına imkânsağlamıştır. Şüphesiz bu kalıcılığın en önemliunsurlarından biri de kitaplar, yani kütüphanelerolmuştur. Burada değinilmeyen Osmanlı dönemindeyabancılara satılan kitapların hikâyesi debir başka yazıda anlatılabilir. ■4. Fred Lerner, ‘‘Yazının İcadından Bilgisayar ÇağınaKütüphanelerin Hikâyesi’’, çev. Dilek Çenkciler, BileşimYayınları, İstanbul, Ekim-2007, s.95-114.47eylül-ekim-kasım2013

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!