zellikler şehirde de olmalıdır. Farabi’nin öne sürdüğüfaziletli/erdemli şehir, gerçekte İslam’ın öngördüğü, Medine’de Efendimizin yeniden inşa ettiği,İslam medeniyetinin ilk örneğini teşkil edenşehir tipidir. Nasıl ki, bilgi/hikmet Müslüman’ınyetik malı ise, erdemli şehirlerin de bilgi/hikmetyitik malı olmalı <strong>ve</strong> onun peşine düşmelidir. Buarayış ister insan ister şehir olsun sonuç olarakbilgi/kitap/kütüphane ile buluşmak zorundadır.Kaynaklar İslam dünyasında üç büyük kütüphaneninolduğunu belirtir <strong>ve</strong> bunların; Bağdat’takiAbbasi Kütüphanesi, Kahire’deki FatımiKütüphanesi <strong>ve</strong> Kurtuba’daki Endülüs EmevileriKütüphanesi olduğunu söyler. Bağdat Kütüphanesiyalnızca el Me’mun’un desteklemesiyle sınırlıkalmamış, “ilim Çin’de bile olsa onu alınız” diyenPeygamberimizin hadisi şerifi uyarınca başkalarıtarafından da desteklenmiştir. Me’mun’dan sonraMu’tazıd’ın Bağdat’ta yeni bir saray yaptırırken,ilim <strong>ve</strong> edebiyatçıların çalışabileceği bir binayı sarayaila<strong>ve</strong> ettiği, ayrıca bunların çalışmaları içinihtiyaç duyulan bir kütüphane yaptığı söylenmektedir.[6]İslam âleminde nerede bir medrese/okul varsaorada mutlaka bir kütüphane vardır. İslam medeniyetinen ihtişamlı sahifelerinde şehirlerle birliktekütüphaneler de zikredilmektedir. Emevi devletininkurcusu Muaviye, Şam’da bir kütüphanekurmuş, daha sonra torunu Halid bin Yezid bunugenişletmiştir. Yine Mansur’un sarayında zenginbir kütüphane meydana getirdiğini kaynaklardanokumaktayız. [7] Özellikle de 794 yılında HarunReşit, kâğıt fabrikası kurmuş, telif, kitap ticareti<strong>ve</strong> kütüphanelerin gelişmesine <strong>ve</strong>sile olmuştur.Onun döneminde şehirlerden şehirlere kitap taşıyande<strong>ve</strong> kervanlarından bahsedilmektedir. Yineen göz alıcı olduğu söylenen Kahire’deki Fatımikütüphanesinde yalnızca kadim ilimler, yani Helenistiktabiat bilimi <strong>ve</strong> felsefesi üzerine on sekizbin kitap olduğu belirtilmektedir. 756 yılındaimparatorluğun en batısındaki topraklarda devletlerinikuran Endülüs Emevileri, en büyük gelişiminiII. Hakem döneminde kaydeden bir kü-Ankara, 1990, Farabi, Es Siyâsetü’l Medeniye <strong>ve</strong>yaMebâdi’ül Mevcûdât, Büyüyen Ay Yay, İstanbul, 20126. Johannes Pedersen, İslam Dünyasında Kitabın Tarihi,sh.126, Klasik Yay. İstanbul, 20127. Bakınız, Yrd. Doç.Dr. Mevlüt Koyuncu, Beyan Yay.İstanbul, 1997tüphane inşa etmişlerdir. Halife âlimleri etrafındatoplarken, Kurtuba’nın en büyük mescidi bir ilimmerkezi haline gelmiştir. [8]İslam dünyasında yalnızca halife <strong>ve</strong>ya sultanlarkitap <strong>ve</strong> kütüphaneler kurmamıştır, ayrıcailim ehli büyük âlimler, sultana yakın <strong>ve</strong> varlıklıkişiler de kitaplık <strong>ve</strong> kütüphaneler oluşturmuşlardır.Bu anlamda İslam âleminde vakıf kütüphanelerioldukça dikkat çekmektedir. Özellikle Abbasilerdöneminde iktidara yakın kişilerin, zenginkişilerin de kütüphane kurdukları, bazılarınınkitaplarını vakfettiklerini bilinmektedir. ÖrneğinBü<strong>ve</strong>yhi ailesinden Adudüddevle, Şiraz’da birkütüphane kurmuştur. “985 yılında kütüphaneyibizzat ziyaret eden Makdisî, orayı bahçeler, göller<strong>ve</strong> su yollarıyla çevrili bir binalar kompleksişeklinde tasvir etmiştir. İki kattan oluşan tepesikubbeli binalarda, yöneticisinin ifadesine göre,toplam üç yüz altmış oda bulunmaktadır. Yenikitapların olduğu raflar, hemen bitişiklerindedepoların bulunduğu geniş kemerli odalarda tutuluyordu.Odaların hepsi, insan boyundaki dolaplar<strong>ve</strong> süslü kapılarla donatılmıştı. Dolaplarıniçinde, o zamana kadar yazılmış hiçbir şeyin eksikolmadığı kitaplar vardı. Her bölümün kataloguayrı ayrı bir rafın üzerine konmuştu.” [9]İslam âleminde kahramanlıklarıyla tanıdığımızkomutanlar, hiçbir zaman ilmi ihmal etmemiş,bir yandan savaş meydanlarında çarpışırken,diğer yanda medrese, kitap <strong>ve</strong> kütüphanelerle içiçe olmuşlardır. Hatta İslam’ın kılıcı olarak anılanSelahaddin Eyyubi <strong>ve</strong> Zengi gibi komutanlarınmedrese kurmaya azami gayret gösterdiklerinigörüyoruz. Ayrıca İslam âlemindeki büyük camilerinmutlaka birer kütüphanesi olduğu bilinmektedir.“Moğol istilasından önce Merv’de üç yılkalan <strong>ve</strong> yazacağı eserleri için malzeme toplayanyakut, bu şehirde kendi zamanında bazıları cami,medrese <strong>ve</strong> hankahlarda bazıları da müstakil binalardaolmak üzere on kütüphane bulunduğunusöyler. Yakut’a göre kütüphanelerden genelliklerehin <strong>ve</strong>rmeden ödünç kitap alınabiliyordu <strong>ve</strong>kendisi de 1219 yılında Moğol tehdidi yüzündenbu şehirden ayrılıncaya kadar bundan oldukçafaydalanmıştır.” [10] Bugün dahi Kahire’de Ezher8. J. Pedersen, age.sh.1309. J. Pedersen, age.sh.13310. İsmail E. Erünsal, Osmanlı Vakıf Kütüphaneleri,44eylül-ekim-kasım2013
Cami, Mekke, Medine, Tunus’taki Zeytune, Cezayir’dekiTilimsan <strong>ve</strong> Fas’taki Rabat camilerindekütüphane <strong>ve</strong> çok sayıda el yazma eserler vardır.İslam dünyasında hemen hemen her şehirdekitap kütüphane yanında şahıslar tarafından kurulan<strong>ve</strong> vakfedilen kitaplıklar <strong>ve</strong> kütüphanelerolduğu bilinmektedir. İhtişamlı şehir kütüphanelerininharicinde taşra şehirlerinde bu anlamdabinlerce kitap vakfına rastlanmaktadır. Özelolarak üzerinde durulması gereken kitap vakıflarının,Hicri ilk asırda Mekke-i Mükerreme’de birkütüphane kuran Abdülhakem el Cumehi ile başlamışolduğu söylenmektedir. [11] “Müslümanlarınilim <strong>ve</strong> ilim adamlarına olan sevgileri <strong>ve</strong> İslam’ıneğitime teşvik etmesini; fıkıh âlimlerinin, kitapgibi gayrimenkul mal <strong>ve</strong>ya mülkün vakfedileceğiesasına dayandırmış olduğu söylenmektedir. Bununilk şartı da vakfın gayrimenkul gibi ebedi olmasıdeğildir. Örfe dayanan <strong>ve</strong> istihsan’dan olduğukabul edilen kitap vakfı, bu fıkıh âlimlerinin<strong>ve</strong>rdiği cevazla birlikte, insanlara yararlı olması<strong>ve</strong> hayırlı bir iş yapmanın <strong>ve</strong>rdiği sevinçle başlar.Müslümanlardan hayır <strong>ve</strong> ihsan sahibi kişilerinkitap vakfı geleneği böylelikle oluşmayabaşlamıştır.” [12]Kültür <strong>ve</strong> medeniyete önem <strong>ve</strong>ren Osmanlı,fethettiği şehirlerin yalnızca mimarisini değil,kültür <strong>ve</strong> irfanına da önem <strong>ve</strong>rmiş, medreseler,kütüphaneler kurmuştur. Örneğin İstanbul’ufetheden Sultan II. Mehmed, imparatorluğununbaşkenti olarak tasarladığı İstanbul’u aynızamanda bir kültür merkezine dönüştürmüş,imar faaliyetini büyük cihad olarak adlandırmış<strong>ve</strong> fetihten sonra ilk olarak şehirdeki mabetlericami <strong>ve</strong> medreseye dönüştürmüştür. Kaynaklarınyazdığına göre “fethi müteakip ilk yapılanbinalardan biri Beyazıd’daki Eski Saray’dır. II.Mehmed’in Manisa’dan Edirne sarayına götürdüğükitapların Eski Saray’ın tamamlanmasındansonra İstanbul’da ilk kurulan kütüphane olan busaray kütüphanesi daha sonra Yeni Saray’a taşınmıştır.Osmanlı Padişahlarının ilme düşkünlüğü,İmparatorluğun birçok yerinde kütüphanelerinaçılmasına <strong>ve</strong>sile olmuştur. Örneğin I. Selim’inMısır seferi sırasında kitap toplamaya çalıştığı <strong>ve</strong>bu arada kendi kütüphanesine ait kitabı da yoldakaybettiğini kaynaklardan öğrenmekteyiz.” [13]Ayrıca büyük şair Fuzulî’nin kütüphane’de memurolarak çalıştığı sırada keşfedilerek İstanbul’agetirildiği bilinmektedir. Osmanlı dönemindeEyüp Külliyesi Kütüphanesi, Nuru Osmaniyekütüphanesi, Ayasofya Medresesi Kütüphanesi,Çandarlızâde İbrahim Paşa’nın Edirne’deki imaretindekurulan kütüphane, Amasya Medresesi’ndekurulan kütüphane <strong>ve</strong> daha birçok şehirdeki kütüphaneler,hem Osmanlının kitap <strong>ve</strong> kütüphanesevgisini ortaya koymakta hem de şehir kütüphaneilişkisinde kütüphanelerin olmazsa olmaz olarakkarşımıza çıktığını göstermektedir. Cumhuriyetdöneminde ise yüz yirmi yedi kütüphanedentoplanan kitaplarla Süleymaniye Kütüphanesimeydana getirilmiştir.Şehir kütüphane ilişkisini salt kuru bilgiler ışığındadeğerlendirmek doğru değildir. Şehirlerinkuruluş felsefesini oluşturan derin <strong>ve</strong> köklü birkültürel arka plan vardır <strong>ve</strong> bu arka planı kitap/kütüphane <strong>ve</strong> ilim adamları beslemektedir. Şehirkütüphanelerini sahip oldukları kitap <strong>ve</strong> kütüphanesayısıyla değerlendirmek bize belki somutbilgiler <strong>ve</strong>rmesi bağlamasında bir ipucu <strong>ve</strong>rebilir;ama gerçekte bu kütüphanelerin şehrin oluşumunda<strong>ve</strong> ilim hayatında gördüğü işle<strong>ve</strong> bakmakgerekir. Farabi’nin Faziletli/Erdemli <strong>ve</strong> Cahil Şehirlerdiye tasnif ettiği ayrım üzerinden gidersek,erdemli şehirlerin gerçekte bilgiyi içselleştirmiş,cahil şehirler gibi zorunluluğun <strong>ve</strong> zorbalığınbir araya getirdiği toplumlardan değil, ilmin <strong>ve</strong>irfanın bir araya getirdiği toplumun inkişaf ettiğişehirler olarak algılamalıyız. Zira erdemli şehir;ancak bu kitap/kütüphane/bilgi <strong>ve</strong> irfan ilebuluştuğunda Faziletli/Erdemli olabilir. Ve birşehrin buna ulaşabilmesi için mutlaka kitap <strong>ve</strong>kütüphaneye sahip olması, insanlarının yolu isekütüphanelerden geçmesi gerekmektedir…■sh.61, Türk Tarih Kurumu Yay. Ankara 200811. Prof.Dr. Yahya Mahmut Cüneyd, İslam ÂlemindeVakıf Kütüphaneciliği, sh. 33, Kent Işıkları yay. İstanbul,200912. Yahya Mahmut Cüneyd, age. sh.3313. İsmail E. Erünsal, age.sh. 92,45eylül-ekim-kasım2013
- Page 1 and 2: ÜÇ AYLIK KÜLTÜR ve SANAT DERGİ
- Page 3 and 4: Beş Şehir'in sırrıNAZIM PAYAMŞ
- Page 5 and 6: Kanallar değişiyordu. Su kesilmi
- Page 7 and 8: İHSAN FAZLIOĞLUile şehir ve kita
- Page 9 and 10: yazı kültürünün geliştiği, o
- Page 11: Çünkü kâğıt, dolayısıyla İ
- Page 16 and 17: ihtirası, çok ve çabuk kazanma a
- Page 18: Uzasan, göğe ersen,Cücesin şehi
- Page 21 and 22: önceleri hattatlar, sonraları mat
- Page 23 and 24: Nasıl ki, ziyarete gelen önce bin
- Page 25 and 26: İsim-şehirKÖKSAL ALVERŞehirler
- Page 27 and 28: SABAH SÖZLERİGün sona erişmişs
- Page 29 and 30: Kitap ve hikmet üzerineVEFA TAŞDE
- Page 31 and 32: ye başlamıştır. Thomas Aquinas,
- Page 33 and 34: Mutlak İstenci sevmektir. Dolayıs
- Page 35 and 36: ilgili olduğu için, sosyal ve sı
- Page 37 and 38: Gökler bile dışımızda değilCE
- Page 39 and 40: tu. Burada bahsedilen göz, “ilah
- Page 41 and 42: dığında sakinliği insanı da sa
- Page 43: tüphanesi için: “Yeni Eflatuncu
- Page 47 and 48: ham maddesi olan ketenin bulunduğu
- Page 49 and 50: Şimdi radyodan bir ses geliyor kul
- Page 51 and 52: Kimi zaman dile gelip aşkDudaktan
- Page 53 and 54: ŞAİRİN/ ŞİİRİNGAYRİRESMİ T
- Page 56 and 57: Şehir, medeniyet ve kitapD. MEHMET
- Page 58: Fethedilmeyen İstanbul: PeraBEYHAN
- Page 61 and 62: Turbo TimaPERVİN (AZERBAYCAN)çev.
- Page 63 and 64: diği için Turbo Tima çok heyecan
- Page 65 and 66: İKİ AYRINasıl mı diyorsun?Yüre
- Page 67 and 68: man olur bilemiyorum.” diyerek bi
- Page 69 and 70: si’ndeki medreseye geldiler. Bir
- Page 71 and 72: Ne zamandır onu aradık, yandık y
- Page 73 and 74: dilinin gelişip zenginleşmesinin
- Page 75 and 76: iri olmalı burası.Evet, “Şehri
- Page 77 and 78: ZAMANI GELDİGönlümde yeşeren go
- Page 79 and 80: hayrülhalef üç tane aslan gibi e
- Page 81 and 82: Soldan sağa: Mustafa Yalçın, Öm
- Page 83 and 84: Şehrimizde yeni kitaplarM. NACİ O
- Page 85 and 86: Bizim şehir*MAHİR ADIBEŞ"... ins
- Page 87 and 88: eğilecek olanlara ışık tutsun d
- Page 89 and 90: ebiliyoruz. Bir de o günleri hiç
- Page 91 and 92: "Harput'a adanmış bir ömür"İsh
- Page 93 and 94: 21. Hazar Şiir Akşamlarının ard
- Page 95 and 96:
YELİZ ÖZTÜRKBirleyerek OluşmakF