13.07.2015 Views

Emirdağ Lahikası

Emirdağ Lahikası

Emirdağ Lahikası

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

--- sh:»(E:57) ↓ --------yüzbin millet ve insan nev'i gibi çok hâdisat-ı acibeye mazhar omilletlerden her baharda yalnız birtek arı milletine ve üzüm taifesinebaksan, bu nev'-i beşerdeki hâdisatın yüz defa daha mûcib-i merak veruhanî, manevî zevklere medar hâdiseler var. Bu hakikî zevklereehemmiyet vermeyip beşerin zararlı, şerli, ârızî hâdiselerine bu kadarmerak ve zevk ile bağlanmak; dünyada ebedî kalmak ve o hâdiselerdaimî olmak ve herkese o hâdiseden bir menfaat veya zarar gelmek ve ohâdiseye sebebiyet verenlerin hakikî fâil ve mûcid olmak şartıyla olabilir.Halbuki havanın fırtınaları gibi geçici hallerdir. Sebebiyet verenlerintesirleri pek cüz'î. Ondaki zarar ve menfaati o vaziyet şarktan, Bahr-iMuhit'ten sana göndermez. Senden sana daha yakın ve senin kalbin onuntasarrufunda ve senin cismin onun tedbir ve icadında olan bir Zât-ıAkdes'in rububiyetini ve hikmetini nazara almayıp, tâ dünyanınnihayetinden zarar ve menfaati beklemek, ne derece divanelik olduğutarif edilmez!Hem iman ve hakikat noktasında bu çeşit merakların büyükzararları var. Çünki gaflet verecek ve dünyaya boğduracak ve hakikîvazife-i insaniyeti ve âhireti unutturacak olan en geniş daire ise, siyasetdairesidir. Hususan böyle umumî ve mücadele suretindeki hâdiseler,kalbi de boğuyor. Güneş gibi bir iman lâzım ki; her şeyde, her vaziyette,her bir harekette kader-i İlahî ve kudret-i Rabbaniyenin izini, eserinigörsün, tâ o zulm-ü zulmette kalb boğulmasın, iman sönmesin; akıl,tabiat ve tesadüfe saplanmasın.Hattâ ehl-i hakikat, hakikat ve marifetullahı bulmak için kesretdairelerini unutmağa çalışıyorlar, tâ kalb dağılmasın ve lüzumlu vekıymetli şeye sarfetmek lâzım gelen merakı, zevki, şevki lüzumsuz fânişeylerde telef olmasın. Hattâ bu ehemmiyetli sırdandır ki, dindüsturlarının bir hâdimi olmak cihetinde (güneş gibi imanlar taşıyan birkısım sahabeler ve onlara benzeyen mücahidînden, selef-i sâlihîndenbaşka) siyasetçi, ekserce tam müttaki dindar olamaz. Tam ve hakikîdindar, müttaki olanlar siyasetçi olmazlar. Yani maksad-ı aslî siyasetiniyapanlarda, din ikinci derecede kalır, tebaî hükmüne geçer. Hakikî dindarise; "bütün kâinatın en büyük gayesi ubudiyet-i insaniyedir" diye siyaseteaşk-ı merak ile değil; ikinci üçüncü mertebede onu dine ve hakikata âletetmeye -eğer mümkünse- çalışabilir. Yoksa bâki elmasları, kırılacak âdişişelere âlet yapar.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!