Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
kapılan Ralph, aynı yere kendi değneğini sokup itti.<br />
“Aaaaah!”<br />
Ralph, biraz bükülen mızrağını geri çekti.<br />
“Aah... Aaah!”<br />
Biri inliyor, herkes aynı anda konuşuyordu. Sert bir tartışma sürüp giderken, yaralanan vahşi boyuna<br />
inliyordu. Gürültü dinince, bir tek ses geldi. Ralph, bunun Jack’ın sesi olmadığına karar verdi.<br />
“Gördünüz mü? Söylemiştim size... Tehlikelidir o.”<br />
Yaralı vahşi, gene inledi.<br />
Başka ne yapacaklardı? Şimdi ne yapacaklardı?<br />
Ralph, sapını kemirdiği mızrağa iki eliyle birden sıkı sıkı yapıştı; saçları yüzüne döküldü. Ancak<br />
birkaç yarda ötede, Kaya Kale’nin bulunduğu yönde, biri bir şeyler homurdanıyordu. Vahşilerden<br />
birinin, dehşete kapılmışçasına “Olmaz!” dediğini; ötekilerin gülmemek için kendilerini zor<br />
tuttuklarını duydu. Ralph, topuklarının üstüne çöküp çömeldi; önündeki daldan örülmüş duvara<br />
dişlerini sıktı; mızrağını kaldırıp biraz hırladı ve bekledi.<br />
Göremediği grup, gene sinsi sinsi gülüştü. Su damlarcasına acayip bir ses duydu; sonra, sanki<br />
birileri kocaman selofan kâğıt tabakalarını açıyorlarmış gibi, bir çıtırdama yükseldi. Kuru bir dal,<br />
çatırdayıp kırıldı. Ralph, öksürüğünü zor tutabildi. Dalların arasından sarı ve beyaz dumanlar<br />
sızıyordu. Tepesindeki küçük mavi gökyüzü parçası, bir fırtına bulutunun rengini aldı; sonra duman,<br />
kabaran dalgalar gibi, her bir yanını sardı.<br />
Biri, heyecanlı heyecanlı güldü ve bir ses bağırdı:<br />
“Duman!”<br />
Ralph, emekleye emekleye çalılıktan çıktı; dumandan uzaklaşmaya elinden geldiği kadar dikkat<br />
ederek, ormana doğru yöneldi. Çok geçmeden bir açıklığı ve çalılığın kenarındaki yeşil yaprakları<br />
gördü. Ralph ile ormanın arasına bir vahşi dikilmişti. Ötekilerden daha küçük görünen bu vahşi,<br />
kırmızı ve beyaz çizgilerle boyamıştı kendini; elinde bir mızrak tutuyordu. Vahşi, öksürüyor; gittikçe<br />
artan dumanın arasından görmeye çalışırken, elinin tersiyle boyalarını gözüne bulaştırıyordu. Ralph,<br />
bir kedi gibi üstüne atıldı; hırlayarak mızrağını sapladı. Vahşi iki büklüm oldu. Çalılığın arkasında bir<br />
bağrışma duydu; korkunun verdiği hızla ormana koşmaya başladı. Domuzların gelip geçtikleri bir yola<br />
vardı; orada aşağı yukarı yüz yarda koştu; sonra, başka bir yöne saptı. Peşinden gelen ulumalar, bütün<br />
adaya gene yayıldı ve bir tek kişinin sesi, üç kez bağırdı. Ralph bunun, vahşilerin ilerlemesi için bir<br />
işaret olduğunu anladı ve göğsü ateş gibi yanıncaya kadar gene koştu. Sonra, kendini bir çalının altına<br />
attı, rahat nefes alabilmek için bir an bekledi. Bir şey ararcasına, diliyle dişlerini ve dudaklarını<br />
yokladı. Onu kovalayanların, uzaktan gelen ulumalarını duydu.<br />
Yapabileceği birçok şey vardı. Bir ağaca tırmanabilirdi. Ama bunu yaparsa, başka olasılıklardan<br />
yoksun kalıp, tehlikeye girecekti. Ralph’ı ağacın üstünde görürlerse, onlara düşen tek iş, ağacın<br />
186