William_Golding_Sineklerin_Tanr_s_e_opt

Recommendations

Info

Domuzcuk, soluk almak için durdu. Yangın, yabansı bir hayvan gibi homurdandı çocuklara. “İş bu kadarla da bitmiyor. O küçükler. O küçücük oğlanlar. Onlara hiç aldıran var mı? Kim biliyor onların kaç tane olduğunu?” Ralph, ansızın bir adım attı ileri: “Ben sana söylemiştim. Adlarını al, bir liste yap, demiştim.” Domuzcuk, haklı bir öfkeyle bağırdı: “Nasıl alabilirdim ki! Tek başıma nasıl alabilirdim? O küçükler, iki dakika bekliyorlardı. Sonra denize düşüyorlardı; ormana gidiyorlardı, dört bir yana dağılıyorlardı. Hangisinin hangisi olduğunu ben nereden bileceğim?” Ralph, solgunlaşan dudaklarını diliyle ıslattı: “Demek bilmiyorsun kaç kişi olmamız gerektiğini?” “Nereden bileceğim, o küçükler böcekler gibi şuraya buraya koşuşurken? Sonra siz üçünüz geri dönüp de ateş lafı eder etmez, hepsi kaçtı; bir fırsat geçmedi elime...” Ralph, denizkabuğunu kaptığı gibi, “Yeter!” dedi sert bir sesle. “Fırsat geçmediyse geçmedi!” “Üstelik de buraya gelip gözlüğümü aşırıyorsunuz...” Jack, öfkeyle baktı Domuzcuk’a: “Kes sesini sen!” “O küçükler, aşağılarda, yangının olduğu yerde dolaşıp duruyorlardı. Hâlâ orada olmadıklarını nereden biliyorsun?” Domuzcuk ayağa kalktı, dumanlarla alevleri gösterdi parmağıyla. Oğlanlar bir şeyler mırıldanıp, sustular. Garip bir şey oluyordu Domuzcuk’a. Nefes alamıyordu. “O küçük” dedi tıkanarak, “yüzünde leke olan küçük. Onu göremiyorum. O nerede şimdi?” Bir ölüm sessizliği çöktü çocukların üstüne. “Yılanlardan söz eden küçük. Aşağıdaydı...” Yangında bir ağaç bomba gibi patladı: Upuzun sürüngen bitkiler havaya fırladılar bir an için; can çekiştiler, sonra düştüler gene. Bunu gören küçük oğlanlar bağrıştılar: “Yılanlar! Yılanlar! Yılanlara bakın!” Hiç kimse farkına varmadan güneş batıda iyice alçalmış, denizin birkaç parmak üstünde kalmıştı. 43
Alttan gelen kızıl bir ışık, çocukların yüzüne vuruyordu. Domuzcuk, bir kayanın üstüne yığıldı; iki eliyle sıkı sıkı sarıldı kayaya: “Yüzünde bir leke olan... o küçücük... nerede... nerede şimdi. Onu göremiyorum diyorum size.” Çocuklar, korkuyla birbirlerine baktılar. İnanmak istemiyorlardı. “O nerede şimdi?..” Ralph utanmış gibi mırıldandı: “Belki geri dönmüştür oraya, şeye...” Aşağılarda, dağın çocuklara düşman olan yamacında, yangının davulları gümleyip duruyordu. 44
Page 2 and 3: 1
Page 4 and 5: Modern Klasikler Dizisi - 1 William
Page 6 and 7: Denizkabuğundan Çıkan Ses Sarı
Page 8 and 9: “Bize saldırdılar!” “Pilot
Page 10 and 11: Şişman çocuk, bacaklarını sett
Page 12 and 13: Domuzcuk, çıkardığı ayakkabıl
Page 14 and 15: “Ötekileri bulmalıyız. Bir şe
Page 16 and 17: Ralph, denizkabuğunun ucunu ağzı
Page 18 and 19: Sonunda Ralph, denizkabuğunu ött
Page 20 and 21: “O şişko değil,” dedi Ralph,
Page 22 and 23: Jack, ayağa kalktı: “Koro, çı
Page 24 and 25: işiyle başa çıkamayan Ralph, am
Page 26 and 27: tepesine varmak için, pembe kayala
Page 28 and 29: Gözleri ışıl ışıl, ağızlar
Page 30 and 31: Dağdaki Ateş Ralph, artık denizk
Page 32 and 33: şeytanminaresini bağrına basarak
Page 34 and 35: “Yılan-gibi-şey konusunda ne ya
Page 36 and 37: “Benim babam deniz kuvvetlerinded
Page 38 and 39: “İkimiz birleşince, ağır olma
Page 40 and 41: kayalıkların arasındaki gölgeli
Page 42 and 43: “Küçük bir ateş istediğinizi
Page 46 and 47: Kumsalda Kulübeler Jack iki bükl
Page 48 and 49: akakalmıştı. Ralph, yattığı y
Page 50 and 51: Jack, hayır dercesine başını sa
Page 52 and 53: Ama Jack, adanın yassı kısmına
Page 54 and 55: altında ilerledi. Dönümlerce yer
Page 56 and 57: Öğleyin, bu hayal görüntüleri
Page 58 and 59: Futbol topları büyüklüğünde l
Page 60 and 61: Ralph, yüzme havuzundan çıktı,
Page 62 and 63: duruyordu. Domuzcuk, “Ben pek iyi
Page 64 and 65: konuşuyormuş gibi, hemen susturdu
Page 66 and 67: Ralph başını çevirdi; bir an su
Page 68 and 69: çekilmesini söyleyemediği için,
Page 70 and 71: Aynı gülüşü hâlâ paylaşmakt
Page 72 and 73: yapraklar üstünde yatmaktan ne de
Page 74 and 75: Ama bu kararlar yerine getirilmiyor
Page 76 and 77: “Eğer bir balık ya da bir yenge
Page 78 and 79: “Peki öyleyse... Ben bu adanın
Page 80 and 81: Uzun bir sessizlik oldu. Karanlıkt
Page 82 and 83: “Ya canavar?” Garip bir şey ol
Page 84 and 85: “Dinleyin onu! Denizkabuğu onda!
Page 86 and 87: Belalı bir gölge dikildi Domuzcuk
Page 88 and 89: “Eğer Jack şef olursa, yalnız
Page 90 and 91: Havadan Gelen Canavar Artık yıld
Page 92 and 93: “Ya, öyle.” Birkaç saniye iki
Page 94 and 95:
“Gürültü etme öyleyse. Kıpı
Page 96 and 97:
“Acaba... yani acaba burada kalam
Page 98 and 99:
“O yaratık orada yaşıyordur be
Page 100 and 101:
paylaşıyorlarmış gibi, terbiyel
Page 102 and 103:
“İşaretten başka hiçbir şeyi
Page 104 and 105:
Gölgeler ve Yüksek Ağaçlar Domu
Page 106 and 107:
“Cebinde bir gemi var mı?” Sim
Page 108 and 109:
“Bir güzel canına okudum onun.
Page 110 and 111:
sözde saldırır, beni yere serer,
Page 112 and 113:
Ralph, Eric’in mızrağının kir
Page 114 and 115:
Ralph, hızla dönüp Jack’a bakt
Page 116 and 117:
Ralph, Jack’ın sesindeki alayı
Page 118 and 119:
an gözlerinin önünde beliren ye
Page 120 and 121:
“Aydınlık olduğu sürece, yete
Page 122 and 123:
“O bir avcı değil. Bize hiç et
Page 124 and 125:
“Bence dağa tırmanmalıyız.”
Page 126 and 127:
“Eğer bakacak insan bulabilirsen
Page 128 and 129:
“Avcılık” dedi. Dikkatle bakt
Page 130 and 131:
kaçıyor; avcılar, bu uzun kovala
Page 132 and 133:
“Bunu biliyorum.” Simon, yükse
Page 134 and 135:
“Dahası da var: Kimi zaman benim
Page 136 and 137:
Çocuklar, beyaz denizkabuğuna sev
Page 138 and 139:
Simon titredi. “Sana yardım edec
Page 140 and 141:
dağın doruğuna ulaşınca, bir
Page 142 and 143:
Ralph ile Domuzcuk, Jack’ın kabi
Page 144 and 145:
“Ben şefim” dedi Ralph titreye
Page 146 and 147:
Sopalar hep birden indi; halkaya gi
Page 148 and 149:
Sonunda Ralph ayağa kalkıp, deniz
Page 150 and 151:
“Bana bak, Ralph. Bunu unutmalıy
Page 152 and 153:
Roger, Kaya Kale’yi adaya bağlay
Page 154 and 155:
“Ne var?” “Ama biz onu... Biz
Page 156 and 157:
“Onlar daha iyidir... ötekilerde
Page 158 and 159:
Sam, başını sallayarak, candan o
Page 160 and 161:
Üzüntüler içinde soluk soluğa
Page 162 and 163:
Sonra, dürüstlüğünden ötürü
Page 164 and 165:
Eric’le Sam sağda oturdular. Ral
Page 166 and 167:
Domuzcuk, ne pahasına olursa olsun
Page 168 and 169:
kalmamıştı; kumsal, iyi ovulan b
Page 170 and 171:
Hepsini gözden geçirdi: “Jack n
Page 172 and 173:
“Dinleyin. Şunu söylemeye geldi
Page 174 and 175:
niyetlendiğini anlayınca, tiz ses
Page 176 and 177:
“... Beni de.” Az sayıda mızr
Page 178 and 179:
Ralph, üstünde benek benek güne
Page 180 and 181:
Çok yavaşça seslendi: “Eric’
Page 182 and 183:
“Senden nefret ediyorlar, Ralph.
Page 184 and 185:
Öfkeye kapılıp, aklına gelen k
Page 186 and 187:
Herkesin soluğu kesilmişçesine,
Page 188 and 189:
altında beklemek olacaktı. Ah, in
Page 190 and 191:
yangının açık seçik duyulan g
Page 192 and 193:
Subay, sanki bir soru sormuş da ya
Page 194 and 195:
Sonsöz William Golding 1911 yılı
Page 196 and 197:
çelenklerle süsleyip, bir put gib
Page 198 and 199:
gözlüğünün merceğiyle kuru ya
Page 200 and 201:
Hatta Jack’ın kabilesinin Ralph
Page 202 and 203:
öyle eğlenmek, yüzlerini boyayar
Page 204 and 205:
203
show all

William_Golding_Sineklerin_Tanr_s_e_opt

Create successful ePaper yourself

Delete template?

Save as template?